BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Yarbay Mehmet Alkan haklı öyle mi?

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde şehit olan Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ı ettiği laflardan dolayı eleştirmem belli bir kesimi rahatsız etmiş.

Şırnak'ın Beytüşşebap ilçesinde şehit olan Jandarma Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'ı ettiği laflardan dolayı eleştirmem belli bir kesimi rahatsız etmiş.

Elektronik posta ve sosyal medya üzerinden bana yazanlardan bazıları, "Allah sana onun yaşadığı acıyı birebir yaşatsın" diyerek bana beddualar yağdırmış!

Bütün yüreğimle bedduaların tamamına "Amin" diyorum. "Allah bana ve çocuklarıma böyle mukaddes bir ölüm nasip eder inşallah!" diyor ve meseleyi burada kapatıyorum.

Gelelim Yarbay Mehmet Alkan'ı neden eleştirdiğime...

Geride bıraktığımız 30 yılda pek çok şehit cenazesinden yükselen feryatlara ve isyanlara tanıklık ettim. Yarbay Mehmet Alkan gibi devletin yöneticilerine ağır eleştirilerde bulunan yüzlerce şehit yakını hatırlıyorum..

Bugüne kadar hiç birini eleştirmedim, aksine canı yandığı için kimi zaman onların isyanına hak verdim. Yarbay Mehmet Alkan bu anlamda eleştirdiğim ilk şehit yakınıdır. Eleştirme nedenim Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üst düzey komutanlarından biri olmasıdır.


Gök kubbeyi tepeme yıksanız dahi, devletin savaşmak için büyüttüğü, yetiştirdiği ve maaş verdiği bir askerin, düşmanın ekmeğine yağ süren böylesi korkunç bir açıklama yapmasını hoş göremem.

Yarbay Mehmet Alkan üzerine askeri üniformayı geçirmeden önce elini silahın üzerine koyup bir yemin etti.

Neydi o yemin?

"Barışta ve savaşta, karada, denizde ve havada her zaman ve her yerde milletime ve cumhuriyetime doğruluk ve muhabbetle hizmet, kanunlara ve nizamlara ve amirlerime itaat edeceğime ve askerliğin namusunu, Türk sancağının şanını canımdan aziz bilip icabında vatan, cumhuriyet ve vazife uğrunda seve seve hayatımı feda eyleyeceğime namusum üzerine and içerim."

Eğer bu yemini ettiysen, düşmanının ekmeğine yağ sürecek, sana silah veren ülkenin elini zayıflatacak bir şey söyleyemezsin. Terör örgütünün elebaşlarından Murat Karayılan, "Bizim savaşımız TSK ile değil, AK Parti ile. TSK bu işe karışmasın" dediktan sonra senin bu sözü söylemen "Biz de senin gibi düşünüyoruz" anlamına gelir.

Terörle mücadeleye "Kirli savaş" diyorsan çıkarırsın o üniformayı, sade bir vatandaş olarak istediğini istediğin yerde söylersin!

Yarbay Mehmet Alkan'ın "Düne kadar çözüm diyenler ne oldu da sonradan savaş diyor. Saraylarda 30 tane korumayla gezip, zırhlı arabalara binip ’Şehit olmak istiyorum’ diye bir şey yok. Git o zaman oraya git" sözleri, bundan sonra önüne geçilemez olayların işaret fişeği olabilir. Alkan'ın sözleri 30 yıllık terörle mücadele döneminde ilk kez psikolojik üstünlüğü PKK'nın lehine çevirmiş bulunuyor.

"Üniformalı Selahattin Demirtaş" dememin nedeni budur!

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir komutanı PKK'lılar tarafından Türkiye'ye karşı savunuluyorsa, o komutanın sözleri HDP'nin ve dağdaki canilerin dilinde slogan olarak yankılanıyorsa burada bir sıkıntı var.

Selahattin Demirtaş'ın Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne "Silah bırak" söylemini haklı çıkaran bir komutan bu ordunun içinde barınamaz, barındırılmamalı. Mağdur edilmeden, tazminatı en üst kademeden verilerek derhal orduyla ilişiği kesilmeli.

Yoksa yarınlarda bu tür söylemlerin önüne geçilemez. Türk Silahlı Kuvvetleri'nde çok değil, 50 - 60 tane komutan çıkıp böyle konuşursa ortada bir devlet kalmaz. Komutanın devletine, askerin komutanına güvenmediği bir ortamda terörle mücadele yürütülemez!
Bu yol Türkiye'yi Suriye'den ve Irak'tan beter hale getirir.

Son olarak...

Yarbay'ın babasının ve kendisinin konuşmasının yer aldığı bir kaç farklı videoyu dün baştan sona defalarca izledim. Babası kendisini arayan bir kişiye telefonda, "Alim'in bulunduğu karakolu basmışlar. Alim'i şehit etmişler" derken gözyaşlarına boğuluyor. Ardından da, "Benim çocuğum vatan için şehit oldu onun cennette yeri var" diyerek kendini teselli ediyor.

Biliyorum ki Tayyip nefreti, PKK düşmanlığından önce gelenler beni yine eleştirecek ama şunu söylemeden geçemeyeceğim.

Mehmet Alkan'ın kardeş acısı yaşadığına herkes gibi ben de koşulsuz şartsız inanıyorum. Ama şahsi fikrim şudur ki yapılan eylem sıradan bir eylem, söylenen sözler de acıyla söylenmiş sözler gibi görünmüyor.

Açın o videoları izleyin.

Kalabalık içinden birinin tam da yarbay harekete geçtiğinde, "İbo kayıt!" diye talimat verdiğine ve olayların bu talimattan sonra çığırından çıktığına şahit olacaksınız.