Dün Zonguldak'ta meydana gelen maden faciasında 8 işçi yaşamını yitirdi. Korkunç kazadan yaralı olarak kurtulan işçiler patlama anında yaşadıklarını anlattı.
Abone olDün manden ocağında meydana gelen metan gazı faciasından sağ kurtulan ve hastanede tedavisi süren işçiler o dakikaları anlattı.
Anlattıkları ile dehşetin boyutlarını gözler önüne seren yaralılar yaşamalarını mucize olarak değerlendirdi.
EŞİ O ANDA ARAMIŞ
Yaralı işçi Hüseyin Akyaz ise patlama sesinden sonra ocağın gazla dolduğunu söyledi. Akyaz, "Biz orada kurtarılmayı beklerken bulunduğumuz yerdeki telefon çaldı. Ocaktaki telefonlar, dışarıdan aranabiliyor. Ölen arkadaşlarımızın bulunduğu yerdeki telefon ile bizim yanımızdaki telefon paralel. O tarafta telefonu açan olmayınca ben açtım. Arayan, ölen arkadaşlarımızdan Muharrem Yapıcı'nın eşiydi. Eşini sordu. Ancak ben öldüğünü söyleyemedim. 'Merak edilecek bir şey yok' diyerek teselli etmeye çalıştım. Ama durumu kötüydü. O sırada kendi hayatımız da film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti" dedi.
Zonguldak'ta TTK Kozlu Müessese Müdürlüğü maden ocağında meydana gelen ani metan gazı püskürmesi sonucu oluşan göçükte, gazdan etkilenen 7 işçiden 3'ünün Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesi, 4'ünün ise Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisi sürüyor.
BEÜ Uygulama ve Araştırma Hastanesi'nde tedavi altında bulunan işçiler 36 yaşındaki Hasan Baş, 33 yaşındaki Hüseyin Akyaz, 37 yaşındaki Mustafa Sarı ve 60 yaşındaki Harun Özbakan, ocakta yaşadıklarını anlattı.
HAVALANDIRMA BORUSU İLE NEFES ALMIŞLAR
İşçiler, ani metan gazı püskürmesi sonucu oluşan göçükte 8 arkadaşlarının yaşamını yitirdiği bölgeye 500-600 metre uzaklıkta galeri açma çalışması yaptıklarını ve patlama sesinden sonra galerinin gazla dolmaya başladığını söyledi. İşçiler, yanlarında gaz maskesi bulunmasına rağmen, uzun süre ocakta kalma ihtimalini düşünüp maskeleri kullanmadıklarını, başlarını havalandırma borusuna soktuklarını ve bu şekilde nefes almaya çalıştıklarını belirtti.
İşçilerden Hasan Baş, o anları şöyle anlattı:
"Biz galeri açmak için delik deliyorduk. Patlama oldu ve gaz basbaya başladı. Neyin ne olduğunu anlayamadık. 7 arkadaş vantüp dediğimiz havalandırma borusuna başımızı soktuk. Temiz havayı öyle sağladık."
ÖLDÜĞÜNÜ SÖYLEYEMEDİM
Hüseyin Akyaz ise patlama sesinden sonra ocağın gazla dolduğunu söyledi. Akyaz, "Çok yoğun bir gaz vardı. Bizim kurtulmamız bir mucizeydi. Biz orada kurtarılmayı beklerken bulunduğumuz yerdeki telefon çaldı. Ocaktaki telefonlar, dışarıdan aranabiliyor. Ölen arkadaşlarımızın bulunduğu yerdeki telefon ile bizim yanımızdaki telefon paralel. O tarafta telefonu açan olmayınca ben açtım. Arayan, ölen arkadaşlarımızdan Muharrem Yapıcı'nın eşiydi. Eşini sordu. Ancak ben öldüğünü söyleyemedim. 'Merak edilecek bir şey yok' diyerek teselli etmeye çalıştım. Ama durumu kötüydü. O sırada kendi hayatımız da film şeridi gibi gözümüzün önünden geçti" dedi.
Hüseyin Akyaz, kazanın yaşadığı yerde bulunan ve yaralı kurtulan Hayrettin Dağkıran'ın ise o sırada Gaz İzleme İstasyonu'na telefon etmek için uzaklaştığını ve bu şekilde yaralı kurtulduğunu söyledi. Akyaz, "Biz de hayretler içinde kaldık. Onun sağ kurtulması olağanüstü bir mucize. Oradan biz 1 kişinin bile sağ çıkacağına inanmıyorduk" diye konuştu.
3 SAAT KURTARILMAYI BEKLEDİK
Ölen maden işçileriyle kardeş gibi olduklarını anlatan Mustafa Sarı ise "Yanımızda gaz maskesi vardı. Ama idareli kullanmak adına maskelerimizi açmadık. Havalandırma borusundan faydalandık. Ama oradan bile zaman zaman gaz kokusu geliyordu. 3 saat kurtarılmayı bekledik. 1-2 saat geçince ben umudumu kesmiştim" dedi.