Yapma Muharrem Bey!
Şu siyasetçilerin seçim dönemi yaklaştığında sergiledikleri tavırlar beni hayretten hayrete düşürüyor. Baksanıza Muharrem İnce'ye!
Şu siyasetçilerin seçim dönemi yaklaştığında sergiledikleri
tavırlar beni hayretten hayrete düşürüyor.
Baksanıza Muharrem İnce'ye! Aday oldu olalı, elleri semaya açık
şekilde oradan oraya koşturuyor. Adam camilerden, türbelerden
çıkmaz oldu. Gezmedik tekke ve zaviye bırakmadı.
Ben asıl Ramazan Ayı'nda ne yapacağını merak ediyorum.
Bizim, jet hızıyla namaz kıldırdığı için cemaatten dayak yiyen bir
Kastamonulu hocamız vardı ya hani!.. Onun arkasında hızlıcana
eğilip kalkarken görmek beni zerre-i miskal şaşırtmayacak
vallaha!
Mukaddes Ramazan Ayı'nda damacana gibi bira bardağını kafasına
dikmesinin üzerinden hepi topu 4 yıl geçti. 4 yılda adeta evrim
yaşamış!
Neredeyse başımıza şeriatçı kesilecek!
Bu işin şakası tabi.
Her zaman söylediğim bir söz var, "Amerika zencileri
olimpiyattan olimpiyata sever" diye...
Niye?
Çok iyi koştukları için...
Bizim CHP de seçimden seçime dindarları çok seviyor!
Niye?
Oy verme ihtimalleri olduğu için!
Peki yer mi?
Yemez elbette!
Çünkü yapılan şey, riyakarlığın ve takiyyenin daniskasıdır da
ondan. Şimdi bazı zeki görünümlü hınbıllar, "Ne var
bunda? Tayyip Erdoğan da camilerde Kur'an okuyup Namaz kılmıyor mu?
Bu da takiyye olmuyor mu?" diye soracak.
Olmuyor canlarım, olmuyor!
Olmuyor çünkü, Tayyip Erdoğan'ın yaşam tarzı zaten bu. Adam
seçim zamanlarında camiye gitmeye başlamıyor ki. Yılın 365 günü
5 vakit yapıyor bunu...
Tayyip Erdoğan'ın takiyye yapması için nasıl davranması gerekiyor
biliyor musunuz?
Seçim dönemlerinde birahanelerden çıkmaması, 70'lik rakıları
fondip yapması gerekiyor. Anıtkabir'in önünde nöbet tutması, hatta
Meral Akşener gibi, "Anıtkabir'e imanımızı tazelemeye
geldik" demesi gerekiyor.
Bunları yapıyor mu?
Yapmıyor.
Seçim dönemi gelince Atatürk tişörtü giyip, "Mustafa
Kemal'in askeriyim" diyor mu?
Demiyor.
O zaman yaptıkları da takiyye olmuyor!
Neyse, neyse, biz Muharrem İnce'ye geri dönelim.
Dün de Mevlana'nın türbesindeydi. Elleri yine açık halde sabit bir görüntü veriyordu. Mevlana başını kaldırsa, "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol Muharrem" derdi herhalde...
Sadece cami, türbe, tekke, zaviye ziyaret etmekle kalmıyor
Muharrem İnce. Artık meydanlarda birebir Erdoğan'ı taklit
etmeye başladı dikkat ederseniz.
Konya'daki mitingde kalabalığa bağıra bağıra ne
dedi? "Bir olacağız, iri olacağız, diri
olacağız" dedi. Oysa bu söz neredeyse Erdoğan'la
özdeşleşmiş bir söz.
E, be birader!
Sen CHP'nin solcu ve laik adayı olarak ve Erdoğan'a rakip olarak
sahaya çıktın, 10 günde Erdoğan'a dönüştün! O ne yapıyorsa onu
yapmaya, o ne diyorsa onu demeye başladın. Bunları yapan asıl biri
varken, kopyasını neden tercih edelim ki?
Yapma Muharrem Bey!
Tanıdığımız kadarıyla, sizinkiler de sevmez böyle
şeyleri. Kaldı ki daha senin “başörtüsü yasağı devam
etsin” diye Meclis'e verdiğin önergedeki imzanın mürekkebi
kurumadı.
Hal böyleyken, dindarlar senin bu numaranı yemez!
Çünkü, kimin ellinin duaya, kimin elinin oylara açıldığını çok iyi
biliyor artık millet!
Gel etme!
Sonra 25 Haziran da kendine çok
kızacak, "Boşuna dindar göründük" diye
hayıflanacaksın.
Dipnot 1: Bu iş sadece dua etmekle bitmiyor
Muharrem Bey. Ramazan geldi çattı. Bu işin fitresi var, zekatı var,
orucu var, iftarı ve sahuru var. Gözümüz üstünde ha, ona göre!
Dipnot: Muharrem İnce’nin Konya’daki tekke ziyaretinde
yanında bizi denize dökeceğini söyleyen milletvekili de vardı. Ama
dikkat ettim, elleri semaya açıkken dudakları hiç kımıldamıyordu.
Öyle uzaklara dalmış gitmiş bir hali vardı. Eller semaya
açıldığında dua edilir, hayal kurulmaz.
Biri ona bu durumu anlatırsa iyi olacak!