Çukurova Grubu'nun ödeme planına riayet etmemesi nedeniyle Yapı Kredi Bankası ile yapılan ek sözleşme banka tarafından feshedildi. BDDK konuyla ilgili açıklama yaptı.
Abone olBankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan yapılan açıklamada, “iddia edildiğinin aksine, ne BDDK ne de YKB yönünden, Grubun (Çukurova) zaman kazanması ve vadesi gelen ödemelerini ötelemesi mevzubahis değil” denildi. Açıklamada, bu tarihten sonra Yapı Kredi Bankası'nın (YKB) dilediği üçüncü bir kişiye, Turkcell hisselerini tespit edeceği fiyattan satabilme “ihtiyarına' kavuşacağı vurgulandı. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) ve BDDK'nın, yapılan değişiklikle iki ayrı tüzel kişilik oldukları hatırlatılırken, ilgili kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren TMSF'nin yapmış olduğu işlem ve protokoller üzerinde, BDDK'nın herhangi bir dahlinin söz konusu olmadığı ve olamayacağı bildirildi. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'ndan (BDDK) yapılan yazılı açıklamada, son dönemlerde basın yayın organlarının bir kısmında BDDK'ya ilişkin gerçeklerle bağdaşmayan bazı haber ve yorumların yer aldığının gözlemlendiği ve açıklama yapılmasında yarar görüldüğü ifade edildi. TMSF'yi ayrı yapıda düzenleyen kanundan önce 31.01.2003 tarihinde, Çukurova Grubu-TMSF ve BDDK arasında bir protokol imzalanarak yürürlüğe girdiği hatırlatılan açıklamada, Bu protokole ilişkin açıklamalar ve sözleşme hükümlerinin, ana hatlarıyla kurumun internet sitesinde kamuoyuna duyurulduğu kaydedildi. ÜÇ AYRI SÖZLEŞME İMZA EDİLDİ Çukurova Grubu'nun, borçların erken ödenmesi ve yeniden yapılandırılmasına ilişkin teklifi üzerine yapılan çalışmalar sonucunda, 20.07.2004 tarihinde Yapı Kredi Bankası (YKB)-Çukurova Grubu, 04.08.2004 tarihinde TMSF-Çukurova Grubu ve 05.08.2004 tarihinde de BDDK ile Çukurova Grubu arasında üç ayrı sözleşme imzalandığına işaret edilen açıklamada, şöyle denildi: “Her bir sözleşmenin, ilgili tarafların yetkili kurullarının onayıyla oluşturulduğu hususu izahtan varestedir. Kurumumuz ile Çukurova Grubu arasında 05.08.2004 tarihinde imzalanan ek sözleşmenin tam metni, şeffaflığa verdiğimiz önem gereği, 19.08.2004 tarihinde web sayfamızda yayımlanmıştır.” SÖZLEŞMENİN GİZLİ KALDIĞI ELEŞTİRİLERİNE YANIT Buna rağmen bazı basın yayın organlarında, sözleşmenin gizli kaldığı veya saklandığı yönündeki eleştirilere maruz kalmanın üzüntü ve kaygı verici olduğu ifade edilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “Çünkü, bankacılık gibi çok önemli bir sektörün düzenleme ve denetleme fonksiyonunu üstlenen Kurumumuzla ilgili haberlerde gösterilecek hassasiyet, aynı zamanda bankacılık sistemine, Türk ekonomisine ve hatta bu tür haber ve yorumları yapanların kendi etik ilkelerine de gösterecekleri hassasiyetin bir ifadesi olarak değerlendirilmektedir. TMSF ve YKB'nin imzalamış olduğu ek sözleşmeler, esas itibariyle borcun yeniden yapılandırılmasına yönelik birer geri ödeme protokolü olmakla birlikte, Kurumumuzun imza koyduğu sözleşme, YKB'nin mülkiyet sorununu çözmek ve satış sürecini hızlandırmak amacına matuftur. Nitekim, bu konuda önemli adımlar atılmış ve YKB'nin satış süreci eski sözleşmeye göre 3 ay erkene çekilmiştir. Kurumumuzun imzaladığı ek sözleşmenin diğer iki kurumun imzaladığı ek sözleşmelerden bir diğer farkı da geri dönülemez oluşudur. Buna göre; her ne olursa olsun 05.08.2004 tarihli ek sözleşmemizdeki satış takvim ve prosedürü katidir ve herhangi bir değişikliğe uğrama olasılığı yoktur.” YKB'NİN SATIŞ SÜRECİ BAŞLADI Bu sözleşmenin gereği olarak, 15.10.2004 tarihi itibariyle Çukurova Grubu'nun, YKB'nin satışına ilişkin anlaşmış olduğu uluslararası deneyime sahip bir yatırım bankasını, TMSF'nin de onayını almak üzere adı geçen kuruma teklif ettiği ifade edilen açıklamada, ”böylece 05.08.2004 tarihli ek sözleşmemize binaen, YKB'nin satış süreci başlamış bulunmaktadır. 13.10.2004 tarihli İMKB'ye göndermiş olduğumuz açıklamada da belirtildiği üzere, YKB ile Çukurova Grubu arasındaki 20.07.2004 tarihli ek sözleşme, Grubun ödeme takvimine riayet etmemesi nedeniyle Bankaca feshedilmiştir” denildi. SÖZLEŞME FESHİNİN SONUÇLARI Açıklamada, sözleşmenin feshinin doğurduğu sonuçlara ilişkin ise şu görüşlere yer verildi: “YKB ile Çukurova Grubu arasında imzalanan 31.12.2002 tarihli Finansal Yeniden Yapılandırma Sözleşmesine geri dönülmüştür. Bu sözleşmeye göre; Grup yılda bir kez ödemekle yükümlü olduğu faiz borcunu, 31.12.2004 tarihinde ödemek zorundadır. Sözleşmeden doğan cezai faiziyle birlikte 60 günlük ek süre de dikkate alınırsa, Grubun faiz ödemesi için en son 01.03.2005 tarihine kadar süresi bulunmaktadır. Grubun faizi ödememesi halinde, temerrüd koşulları oluşacaktır. Görüldüğü gibi, bazı basın yayın kuruluşlarında iddia edildiğinin aksine, ne BDDK ne de YKB yönünden Grubun zaman kazanması ve vadesi gelen ödemelerini ötelemesi mevzubahis değildir. Banka ile Çukurova Grubu arasında ek sözleşme hiç imzalanmamış olsa dahi yukarıdaki ödeme takvimi aynen geçerliydi, bugün de aynen geçerlidir.” TURKCELL HİSSELERİ Açıklamada, YKB'nin mülkiyetindeki Turkcell İletişim A.Ş. ve Turkcell Holding A.Ş. hisselerinin satışı konusunda, 31.01.2003 tarihli sözleşme hükümlerine geri dönüldüğü de hatırlatıldı. Açıklamada buna göre 31.01.2005 tarihine kadar bedeli nakden, daf'aten ve peşinen getirilmesi kaydıyla, Çukurova Grubu'nun bu hisseleri satın alma opsiyonuna sahip olduğu vurgulanırken, şöyle denildi: “01.02.2005 tarihinden itibaren bu opsiyon sona erecek ve YKB dilediği üçüncü bir kişiye, bu hisseleri tespit edeceği fiyattan satabilme ihtiyarına kavuşacaktır. Digitürk ve Superonline hisselerinin geri alımı konusunda Çukurova Grubunun, hiç bir alım hakkı kalmamıştır. YKB, yetkili organlarının kararları doğrultusunda bu iki şirketi dilediği kişilere satma serbestisine sahiptir.” BDDK'nın, tarafı olduğu sözleşmeleri internet sitesinde yayımlamanın ötesinde, SPK ve İMKB tarafından talep edilen her türlü bilgi ve açıklamayı da bugüne kadar eksiksiz şekilde yerine getirdiğine işaret edilen açıklamada, “konunun dolaylı da olsa tarafı konumundaki kamu kurumlarını, üzerlerine düşen görev ve sorumluluk bilinciyle, kamuoyunu doğru şekilde bilgilendirme ve basın önünde gerçeğin çarpıtılmasına neden olunacak şekilde yüzeysel yorum ve demeçlerden kaçınma hususunda gerekli duyarlılığı göstermeye davet ediyoruz” denildi.