BIST 9.627
DOLAR 35,25
EURO 36,67
ALTIN 2.963,61
HABER /  GÜNCEL

Yankee karşıtları ikiye bölündü

NATO zirvesi ile 1960'lı yılların meşhur "go home yankee" sloganı bir kez daha gündemde. O dönemin Amerikan karşıtları bugün birbirlerini kıyasıya eleştiriyor.

Abone ol

İstanbul’da yarın başlayacak olan tarihi zirve ile ilgili hazırlıklar sürerken, NATO ve Amerikan karşıtı gösteriler devam ediyor. Bir dönemin hızlı protestocularına, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın “Go Home (evine dön) dönemi bitti.” sözünü hatırlatıp protesto gösterilerinin devrini tamamlayıp tamamlamadığını sorduk. Verilen cevaplar farklı oldu. 1960’lı yıllarda özellikle Altıncı Filo karşıtı ve Amerika’nın Vietnam’a müdahalesi ile ilgili protesto gösterilerine katılan bazı aydınlar, sonuç vermeyecek tepkilerin devrinin geçtiğini söylerken; bazı aydınlar da protestoların gerekliliğine vurgu yaptı. Cüneyt Ülsever ve Mehmet Barlas, Başbakan Erdoğan ile aynı fikirde. Aydın Engin ve Abdurrahman Dilipak ise protestoların halen çok anlamlı olduğunu düşünüyor. Bir dönem anti-emperyalist söylemlerin bayraktarlığını yapan ve NATO’ya karşı çıkan Doç. Mensur Akgün ise “Eskiden protestolar ile kişisel bir tatmin sağlıyorduk, şim- di ise organizasyonlarda yaptığımız eleştiriler ile tatmin oluyoruz.” diyerek yaşanan değişimi vurguluyor. Amerikan 6. Filo'yu Dolmabahçe'den denize dökmek için gösterilere katılan gazeteci yazar Dr. Cüneyt Ülsever, “Muhalefet hiçbir zaman ortadan kalkmaz; ama ‘Go home' tarzı politikasız muhalefet hiçbir netice getirmiyor. Zamanında içimizdeki gençlik ateşiyle elin Amerikalısına bağırmışız; ama bu hiçbir zaman anlam kazanmadı ve sonuç politikası olmadı. Amerika yapmak istediklerinden vazgeçmedi ve hiç kimse netice alamadı.” yorumunu yaptı. Kapalıçarşı'da, ‘NATO için gelenlere bir şey satmayın.' diyen gençlere esnafın gösterdiği tepkiyi hatırlatan Ülsever, benzer bir olayı kendi gençilğinde de yaşadığını belirterek başından geçen olayı şöyle anlattı: “Biz hızlı solculuk dönemimizde gençliğin de verdiği heyecanla, işçileri solcu yapmak için Sanayi Mahallesi’ne giderdik. Cuma günleri yaptığımız bu ziyaretlere esnaf tepki göstererek, ‘Cumaları namaza gidiyoruz ve ödeme günümüz başka gün gelin' uyarısı yaptı. Ancak biz bu ülkenin dininden ve sosyolojisinden tamamen habersiz bir şekilde cumaları gitmekte ısrar edince, orada dayak yemekten bizi polis kurtardı. Yani işçi adına hareket eden gençlik işçiden dayak yiyordu." Gazeteci-Yazar Mehmet Barlas, 1961 yılında Londra'da nükleer silahlanmaya karşı yapılan yürüyüşe katılan dönemin hızlı gençlerinden. Bernard Russel'ın liderliğinde yürüdüklerini belirten Barlas, “Eskiden Amerikan karşıtlığının alternatifi Sovyet yanlısı olmaktı şimdi o dönem bitti. Artık sokak eylemlerinde ideolojik boşluk var, eğer bir eylem koyuyorsanız arkasında bir ideoloji olmalı.” diyor. Günümüzde yapılan eylemlerde milliyetçi, solcu, İslamcı, ulusalcı gibi birbiri ile ilgisi olmayan insanların aynı safta yer aldıklarını kaydeden Barlas, “Protesto yine yapılır; ama önemli olan şiddet eylemlerine girilmemesi. Yapılan protesto mala ve cana zarar vermeye başlıyorsa bu bir protesto değil şiddet eylemi olur. Devri biten ‘Go home' olayı budur.” diyor. Birgün gazetesi yazarlarından Aydın Engin de gençlik dönemini NATO ve Amerikan karşıtı protestolarla geçiren isimlerden. İlk kez 1961'de petrollerin millileştirilmesi için Amerika karşıtı eylemlere katılan Engin, “Katıldığım gösterilerin sayısını unuttum.” diyerek o günleri anımsıyor. Engin, protesto devrinin geçtiği yönündeki iddialara katılmıyor. Milyonlarca insanın Irak Savaşı öncesi barış için yürüdüğünü hatırlatan Engin, “O kitlesel eylemler Amerika'daki Şahinlerin sesini kıstı ve Avrupa ülkelerinde liderlere politika değiştirtti. Bu anlamda protestonun çok anlamlı ve önemli olduğunu düşünüyorum." tespitini yapıyor. ’Toplumsal dinamizmin ifadesi' Yine 68 kuşağının hızlı eylemcilerinden Gazeteci-Yazar Abdurrahman Dilipak, bugün de aynı kararlılıkla eylemlere katılıyor. Dilipak ‘Go home dönemi bitti' yaklaşımına katılmıyor ve “Bu karşı çıkmalar toplumsal dinamizmin, katılımın ifadesidir. Suskun bir toplum hayal edenler için bazı şeyler bitmiş ve eskimiş olabilir; ancak yaşadığı zamana tanık olan insanların korku ve umutlarını haykırmaları saygı duyulacak bir eylemdir.” ifadesini kullanıyor. Go home tartışmasının en ilginç isimlerinden birisi de Doç Dr. Mensur Akgün. Bir dönem anti-emperyalist söylemlerin bayraktarlığını yapan ve NATO gibi uluslararası organizasyonlara karşı mücadele eden Doç. Akgün, bugün TESEV Dış Politika Direktörü olarak bu tip organizasyonlara ev sahipliği yapıyor. NATO toplantısında Türkiye'yi temsil edecek olan dokuz gence eğitim veren Akgün, kişisel serüvenini anlatırken, “Eskiden yapmaya çalıştığımız kendimizce adil olan düzeni getirmek için bir protesto ya da eleştiriydi, şimdi başka yöntemlerle o eleştiriyi yapabilme imkanına sahibiz. Eskiden protestolar ile kişisel bir tatmin sağlıyorduk, şimdi ise katıldığımız organizasyonlarda herkesin bizi dinlediği ortamlarda yaptığımız eleştiriler ile tatmin oluyoruz. Aradaki fark, şimdi yaptıklarımız yankı buluyor, o zaman ise sadece kendimizi tatmin ediyorduk.” diye konuşuyor. Kaynak: Zaman