Ersun Yanal, Hakan Şükür'ü kadroya almayınca yer yerinden oynamıştı. Yunanistan maçında Fatih'in başarısızlığı, Rıdvan Dilmen'in "Şükür geri döner" demesine yol açtı.
Abone ol Rıdvan Dilmen, başlıklı yazısında Ersun Yanal'ın artık Milli Takım'dan yavaş yavaş kopmaya başladığını yazdı.Yazı : Rıdvan Dilmen
Kaynak :
Yunanistan maçına aslında soru işaretleri ile hazırlanmıştık. Hem de kafamızda çok ciddi soru işaretleri vardı. Açıkçası ideal on birde oynayacak futbolcuların konsantrasyon ve fiziksel açıdan problemler yaşayabileceklerini düşünmüştük. Arzuyla, istekle bu yetersizliği kapatmaya çalıştık. Örneğin Emre çok uzun süredir maç oynamıyordu. Alman ligi birkaç hafta önce bitmişti. Beşiktaş erken havlu atmıştı. Fenerbahçe, Galatasaray maçı sonrası eğlenceye başlamıştı. Fatih Tekke sakatlık sorunu yaşıyordu.
Bir oyuncuya her gün beş saat antrenman yaptırsanız, maç oynamadığı sürece yeterli verim alamazsınız. Maç kondisyonu ile antrenman kondisyonu arasında çok fark vardır. Örneğin Emre hakikaten iyi niyetiyle mücedele etti. Ancak çok daha fazla ihtiyacımız olduğu bölümlerde, kapanan rakibe karşı dar alanda iş yapabilecek bu oyuncumuza kramp girdi. İşte bunlar gözönüne alınıp, bu oyuncular için en azından özel maç oynamalıydık. İşin özeti bu maça iyi hazırlanamadık.
Planlar işlemedi
Maçın taktiğine baktığımızda Yunanistan herkesin beklediği gibi oynadı. Oyunu dar alana sıkıştırdı, kavgaya dönüştürdü. İstediği de buydu. Bu tür takımları iki yolla çözebilirsiniz. Ya kanatlara gidip topu çok yükseltmeden sert keseceksiniz, ya da ceza sahası önünde yetenekli oyuncularla ikiye birler yapıp sert şutlar atacaksınız. Özellikle ceza sahası civarında verkaç ve küçük çalımlarla pozisyon yaratabilecek oyuncularımız vardı. Ama başaramadık. Kanatlara da gittik. Hatta bayağı da iyi gittik. Ama ortalar genellikle milli piyango ortasıydı. Yani teorik olarak çalışılanlar pratiğe dönüşmedi.
Ersun Yanal bu kadar baskıdan sonra ve Futbol Federasyonu ile Türk Futbolu'nu yöneten insanların demeçlerinden de gözüken Kazakistan maçı sonrası yok. Doğru mu, yanlış mı tartışılır. Ama bir gerçek var ki, başta medya olmak üzere herkes Ersun Yanal'ı güvensizlik bunalımına soktular. Her şeyden önce Ersun hoca bundan sonra rahat edemez. Yeni bir arayış olacağını düşünüyorum.
Ukrayna'yı yeneriz
Grubumuza baktığımızda Ukrayna, Danimarka, Türkiye ve Yunanistan arasındaki ilk dört sıralaması hangi şekilde olsa sürpriz sayılmazdı. Bu takımların aralarındaki maçlara baktığımızda hemen hemen hepsi denk geçmiş. Yani puanlar hep paylaşılmış. Herkesin artıları ve eksileri var. Bu durumda ya arandaki maçı kazanacaksın, avantaj sağlayacaksın, bunu biz beceremedik. Ya da en azından berabere kalıp diğer takımlara takılmayacaksın. Onu da beceremedik. Oynadığımız maçlar hep gitti, geldi. Şu an grup lideri de olabilirdik. Ben iddia ediyorum, tarih de bunu yazacaktır. Biz Ukrayna'yı deplasmanda yeneceğiz ama bu yetmeyecektir.
Bu arada bu kadar baskıdan sonra Hakan Şükür'ün de Milli Takım'a geri döneceğini düşünüyorum. En azından yeni gelecek antrenör bu şekilde davranmak zorunda hissedecektir. Alınmalı mı? Bence alınmalı. Ama alınmaması sebeplerinde kimse dürüst davranmadı.