Yalnızlık bunun neresinde Yılmaz?
Okurların "sıkıysa yaz" gazı, Yılmaz
Özdil'i uçurdu. İktidar, TMSF, hatta
Fatih Altaylı Özdil'in hedefinde.
Özdil'in Sabah'ta yayımlanmayan
yazısında hakaret görülünce, Fatih Altaylı
dışındaki irade, "Dur arkadaş, yeter!" demek
zorunda kaldı.
Özdil'in sesi çıkmadı.
Sabah'ın yazar kadrosu çok radikal bir karar
aldı:
ORAY EĞİN'İ TANIDIK! Oray Eğin gibi kıvrak kalemli gazeteci esnafını ekrana çıkarmanın ne kadar faydalı olduğunu bilmiyorum siz gördünüz mü? Haklısınız! Oray Eğin'i dinlemek hakikaten sabır işi... Reha Muhtarlı fincanını yudumlarken, onun kıkırdamalarına tahammül etmek imkansız. Ama bir de şu yönden bakalım olaya... Nezaketten nasibini almamış bu kişiyi zaplamış olsaydık eğer, bugüne kadar peşpeşe sıraladığı yaldızlı kelimelerinin arkasına takılıp gidecektik. Kadına bakışını, büyüklerine karşı saygısızlığını hiç öğrenemeyecektik. |
-Bir gün yazı yazmayalım.
Fatih Altaylı başı çekti.
Mehmet Barlas başta olmak üzere herkese sordu:
-Var mısınız?
Yazarlar tereddütsüz cevap verdi:
-Varız!
Bir kişi hariç...
Yılmaz Özdil...
"Bana mı sordunuz bu kararı alırken.. Ben yazımı yazarım arkadaş"
Günahı boynuna... Rivayet o ki, Altaylı ve arkadaşlarının aldığı kararı Yavuz Onursal'a Özdil yetiştirmiş!
Asıl beni şaşırtan ne biliyor musunuz?
Arkadaşlarının aldığı kararı tanımayan
Özdil'in bir gün sonra köşesinde "yalnızlık edebiyatı" yapması...
Oysa yalnız bırakan kendisi...
Fatih Altaylı'yı ateşe atan yine kendisi...
Öyle ya...
Toplu bir eylem söz konusu...
Yavuz Onursal'ın tepesi atsa, Yılmaz Özdil için "bir gün yazı yazmama kararı" alan yazarları kovsa bunun hesabını kim verecekti?
Yılmaz Özdil mi?
Koca koca adamlar Yılmaz Özdil için kendisini ateşe atsın.
Onun yaptığına bakın.
Ne ayıp!