Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Aytaç Yalman, Kara Harp Okulu'nda düzenlenen törende önemli mesajlar verdi. İşte o mesajlar:
Abone olKara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, ''Kemalizm, modernitenin zirvesidir ve birçok talihsiz açıklamada olduğu gibi statükocu değil, ilerici ve atılımcı fikirler ile çağdaşlığı hedeflemektedir'' dedi. Orgeneral Yalman, ''Bu özelliğimiz, kimi ortamlarda Silahlı Kuvvetler'in görevi ve devletin bekası ile AB sürecinin işletilmesi arasında bir tercih faktörü olarak sunulmakta, bazı ülkeler ve uluslararası kuruluşlar, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin pasifize edilmesine yönelik olarak, bu fikri benimseyenlere adeta akıl hocalığı yapmaktadırlar. Oysa ki Batı ile entegrasyonun tarihi öncüsü TSK'nın, AB'ın ve demokrasinin karşısında olabileceğini akla getirmek dahi mümkün değildir'' diye konuştu. Kara Harp Okulu'nda 2003-2004 eğitim öğretim yılı bugün düzenlenen törenle başladı. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Aytaç Yalman, törende yaptığı konuşmada, modernleşmenin Türk ordusunun temel özelliklerinden olduğunu belirterek, gerçekten de modernleşmede tarihimizin başından itibaren öncünün hep askeri bürokrasi olduğunu ifade etti. Orgeneral Yalman, şöyle devam etti: ''Bugün çağdaş yaşamın bir parçası olarak toplumumuzda yer alan birçok yenilik Türk Silahlı Kuvvetleri kanalı ile Türkiye'ye gelmiştir. Kemalizm, diğer bir deyişle Atatürkçülük; bu modernitenin zirvesidir ve birçok talihsiz açıklamada olduğu gibi statükocu değil, ilerici ve atılımcı fikirler ile çağdaşlığı hedeflemektedir. Ancak bu özelliğimiz, kimi ortamlarda Silahlı Kuvvetler'in görevi ve devletin bekası ile Avrupa Birliği sürecinin işletilmesi arasında bir tercih faktörü olarak sunulmakta, bazı ülkeler ve uluslar arası kuruluşlar, Türk Silahlı Kuvvetlerinin pasifize edilmesine yönelik olarak, bu fikri benimseyenlere adeta akıl hocalığı yapmaktadırlar. Böylece, Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde bir baskı unsuru oluşturulması hedeflenmekte, iç ve dış risk ve tehditlerle mücadelede zemin kaybetmesine çalışılmaktadır. Oysa ki batı ile entegrasyonun tarihi öncüsü Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Avrupa Birliği'nin ve demokrasinin karşısında olabileceğini akla getirmek dahi mümkün değildir. Türk Silahlı Kuvvetleri, bağrından çıktığı yüce milletinin özüdür ve onun karakteridir. Dolayısıyla, Türk Silahlı Kuvvetleri'ni yıpratmaya çalışan, milletimizi yıpratmaya çalışır. Şunu iftiharla söyleyebilirim ki Türk Silahlı Kuvvetleri bu tür saldırılarla yıpranmamıştır. Hatta daha da güçlenerek, hiçbir şeyden etkilenmeden görevini büyük bir azim ve kararlılıkla sürdürmektedir. Çünkü her şeyden önce yüce milletimiz bağrından çıkardığı Türk Silahlı Kuvvetleri'ne inanmakta ve güvenmektedir. Silahlı Kuvvetler de bugüne kadar milletinin bu inanç ve güvenine layık olmaya çalışmıştır. Böyle bir güven ve sevgi dünyanın hiçbir ordusuna ve milletine nasip olmamıştır. İşte dünya ülkelerinin anlayamadığı nokta da esasen budur. Bugün değişik emellerle Silahlı Kuvvetlerimizi yıpratmaya çalışanlar, ileride bir gün, yüce milletimizin huzur ve güvenliğine, bağımsızlığına, demokrasimize göz dikenlere hizmet ettiklerini daha iyi anlayacaklardır. Temennim gerçekleri görmek için çok geç kalmamalarıdır. Çünkü geç kaldıkları takdirde, bugüne kadar çağdaş dünyada elde edilen kazanımlarımız ciddi anlamda zarar görebilir; kuşkusuz bu sorunların aşılmasında en büyük esin kaynağımız vefalı halkımızdır.''