Yale’deki Türk doktordan uyarı: 77'sindeki babam evde, 37'sindeki ağabeyim yoğun bakımda...
ABD’deki Yale Tıp Fakültesi Biyomedikal Görüntüleme ve Radyoloji Bölümü’nden Radyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Emin Adin, "77'sindeki babam evde, 37'sindeki ağabeyim yoğun bakımda tedavi gördü. Kimse gençliğine ya da sağlıklı olmasına güvenmesin" uyarısı yaptı.
Abone olDünyanın en büyük tıp merkezlerinden biri olan Yale Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde klinik araştırmacı olarak bulunan Radyoloji Uzmanı Dr. Mehmet Emin Adin uyardı, "Kovid’in akciğerlerde normal görünen alanlarda bile oksijen açlığına yol açtığı gösterildi. Bir hastanın birdenbire kötüleşmesini de açıklıyor bu durum. Benim, birçok hastalığı olan 77 yaşındaki babam Kovid’i evde tedavi ile atlattı. Ama henüz 37 yaşında, altta hiçbir hastalığı olmayan, sigara dahi içmeyen ağabeyim yoğun bakıma kaldırıldı. Kimse gençliğine ya da sağlıklı olmasına güvenmesin. Sokaklarında mobil morgların kurulduğu New York, şimdi ABD’nin en az vaka görülen şehirlerinden biri. Çünkü kurallara sıkı bir şekilde uyuluyor." ifadelerini kullandı.
Dr. Mehmet Emin Adin, salgının ABD’ye ulaştığı ilk günlerde korkunç görüntülere şahit olduklarını anlatarak New York’un nasıl en az vaka görülen şehirlerden biri haline gelmeyi başardığını anlattı.
"Üç şey doğru yapıldı"
Dr. Adin, şunları söyledi: Burada salgının başlarında New York çok feci etkilendi. Sağlık sisteminin sınırları zorlandı. Hatta bir süre sonra morglarda yer kalmadığı için sokaklarda kamyon morglar görmeye başlamıştık. Salgın çok yüksek bir ivmeyle deyim yerindeyse ABD’yi tam kalbinden vurdu. Yaşadıklarımız gerçekten çok rahatsızlık vericiydi. Ancak alınan hızlı önlemler ve oluşturulan kamuoyu sayesinde New York şu anda ABD'nin en az vaka görülen şehirleri arasına girdi. Üç şey doğru yapıldı: Çok yaygın test, maske zorunluluğu ve mekanlarda sosyal mesafe zorunluluğu. Şu anda benim yaşadığım yerde hasta sayısı çok düştü. Hatta bizim hastanemizdeki Kovid vaka sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Öyle ki vakaların çok yoğun olduğu dönemde hastanemizdeki yatan hasta sayısı binleri geçmişti. Hatta üniversitemizin spor salonu dahi sahra hastanesine çevrilmişti. İnsanlar azami ölçüde kurallara dikkat ediyor. Örneğin bir mekana gittiğinizde masa ve sandalye düzeni dahi eyalet kurallarına göre olmak zorunda. Siz onu yerinden bile oynatamazsınız. Her müşteriden sonra da masalar dezenfekte ediliyor. Siparişlerin temassız bir şekilde karekod okutularak verilmesi zorunlu” dedi.
Bu bir takım oyunu, halkın da yaptırımlara uyum sağlaması gerekli.
"İtalya'da yaşananlar Türkiye'de yaşanmadı”
Bazı ülkelerde örneğin "İtalya'da yaşananlar Türkiye'de yaşanmadı” diyerek Türkiye’nin salgınla mücadelede hızlı davrandığına da değinen Dr. Adin, “Tedbirleri, İtalya’nın düştüğü dramatik durumu göz önünde bulundurarak almalıyız. Türkiye salgının başında birçok ülkenin aksine hızlı karar olarak yaptığı yaptırımlara erken başladı. Ama bazı bölgesel olayların salgını hızlandırması ve normalleşmeye hızlı geçiş nedeniyle şu anda salgın ne yazık ki Türkiye'de oldukça yayılmış durumda. Hatta en kritik dönemde olduğunu bile söyleyebilirim” dedi. Böylesine bir salgının sadece idarecilerin yaptırımlarıyla aşılamayacağına da vurgu yapan Dr. Adin, sözlerini şöyle sürdürdü:
Ne sadece idari yaptırımlar ne de sadece halkın hassasiyeti tek başına yeterli değil. Bu bir takım oyunu. Herkes üzerine düşeni yapmak zorunda. Sadece idari yaptırımların işe yaramadığını ABD örneğinde, sadece halkın hassasiyetinin yeterli olmadığını da Brezilya örneğinde gördük. Bu hastalık gerçekten çok garip. Salgının başından beri bilimsel gelişmeleri, makaleleri ve dünyada olan biteni yakından takip ediyorum ve açıkça söyleyebilirim ki bu hastalığı hala tam olarak bilmiyoruz.
77'sindeki babam evde, 37'sindeki ağabeyim yoğun bakımda tedavi gördü.
Geçtiğimiz günlerde yayınlanan yeni bir çalışmaya göre tomografide akciğerde normal olarak görünen alanlarda bile aslında hava yoksunluğunun olduğu ve bu alanların oksijen açlığı çektiğinin gösterildiğini belirten Dr. Adin, şunları söyledi:
Bu da aslında bize, bazı hastaların neden her şey yolunda giderken birdenbire neden kötüleştiğini açıklıyor. Yani hastalığın kimde iyi seyredeceğini, kimde kötü seyredeceğini ya da kimde nasıl hasar bırakacağını, kimi öldüreceğini kestirmek halen imkansız. Örneğin benim, birçok hastalığı bulunan 77 yaşındaki babam, Kovid’i evde tedavi ile sorunsuz bir şekilde atlattı. Ama hiçbir hastalığı olmayan, sigara dahi içmeyen 37 yaşındaki ağabeyim ne azyık ki yoğun bakıma kaldırıldı. Akciğerleri normal yoldan nefes almasına izin vermeyecek düzeye gelmişti ve bir süre sonra akciğerleri ne yazık ki kendi sıvısında boğulacak hale gelmişti. O nedenle hiç kimse gençliğine ya da sağlıklı olmasına güvenmesin. Her ne kadar istatistiksel olarak hastalığın gençlerde ağır seyretmesi düşük bir olasılık olarak görünse de ve gençlerin hayatını kaybetme riski daha düşük olsa da bu hastalığın kimi öldüreceği ya da kimi güldüreceği belli değil.
“Bu bir roket bilimi değil, kurallar çok basit”
Birçok profesyonel sporcunun dahi Kovid’i çok ağır geçirdiğine işaret eden Dr. Adin, sözlerini şöyle noktaladı: “Hatta bu sporculardan bazıları hayatını kaybetti. Bu bir karmaşık roket bilimi değil neticede. Denklem çok basit: Elini yıka, maskeni tak, mesafenin koru. Bu kadar basit. Mensubu olduğum Yale Üniversitesi'nde birkaç gün önce FDA onayından da geçen bir tükürük testi geliştirildi. Bu testin doğruluk düzeyi sürüntü testleri ile neredeyse aynı. Test, NBA oyuncularında da denendi ve sürüntü testlerine çok yakın sonuçlar alındı. Türkiye'nin de bu ve benzeri testlere erişim noktasında ciddi adımlar atması gerek.