Cem Uzan'ın çiftliği ile ilgili bir yorum yapan Akşam yazarı Yalçın Pekşen, daha önce tekzip yediği Uzanlar'dan çok çekindiğini açık açık itiraf etti. Neden mi?...
Abone olYalçın Pekşen'in Akşam'da yayınlanan yazısı hem devleti eleştiriyor hemde Uzanları... Ancak Pekşen, Uzanlar ile ilgili yorumunda çaktırmadan bildiğini okumuş... Uzanlar'ın çiftliği... Uzanlar'ın tüm malvarlığına 'halkı, bankaları aracılığıyla dolandırdıkları' gerekçesiyle el koyan devletin, Pamukova'daki çiftlik yüzünden başına gelenler, 'halkı dolandırmanın' neden ne kadar kolay olduğunu da gösteriyor. Hatırlayacaksınız, bir ara TMSF'nin eline geçen çiftliğin bakımı devletin başına dert olmuştu. Birkaç koyun ve bir miktar inekten başka canlı yaşamayan çiftliğin TMSF'ye ayda 100 milyar liraya mal olduğu ortaya çıkınca, bu köşede bir yazı yazmış ve 'Milleti soymak bu kadar kolay mı?..' diye sormuştum. Nedense koyun ve inekleri beslemeyi sürdüren devletin aklına bu hayvanları satıp, parasını devletin hazinesine koymak uzun süre gelmemişti. Demek, eline bir çiftlik geçiren koyun ve inekleri (üzerinize alınmayın ama 'bizim gibi...' diyeceğim) sağmaya başlıyordu. Övünmek gibi olmasın; benim yazımdan sonra koyunlar ve inekler satılmıştı. * * * Aslında Uzanlar hakkında yazı yazarken dikkatli olmak lazım. TMSF'nin (yani devletin) tüm mal varlığına el koyduğu Uzanlar çok alıngan insanlar; şeref ve haysiyetlerine son derece düşkünler... Ben bunun bir örneğini yakınlarda yaşadım: Yurtdışında kaçak olarak yaşayan, ve Interpol aracılığıyla aranan Hakan Uzan hakkında bir espri yapayım derken başıma belayı sardım. Hakan Uzan avukatı aracılığıyla bana üç adet tekzip gönderdi ve devletin yargı organlarını kullanarak bunları zorla yayınlattı. O tekziplerde Hakan Uzan'ın 'Türkiye'ye hizmet etmiş şerefli ve haysiyetli bir işadamı olduğu ve dimdik ayakta durduğu' belirtiliyordu. İşin şaşırtıcı tarafı 'halkı, bankaları aracılığıyla dolandırdıkları için' tüm malvarlığına el konulan ve Interpol bülteniyle aranan Hakan Uzan'ın bu açıklamalarına, tekziplerin yayınlanmasına karar vererek devletin savcısı ve hakimi de hak vermişti. * * * O yüzden ben Cem Uzan'ın bayram sabahı çiftliğine gidip, orada bir duvarı yıkması ile ilgili haberlere ihtiyatla yaklaşıyorum. -Bir şey kaçırdı... -Bu kez kendi çiftliğini soydu... -Ağır bir şey götürdü...türü haberlere balıklama dalamıyorum. Çünkü bu ailenin büyük bir 'şeref ve haysiyet' merakı var. Öte yandan Cem Uzan'ın korumaları ile birlikte yıktıkları ve sonra yeniden tuğla ile ördükleri duvarın da gazetelerde fotoğrafları var. Ben izninizle, devletin yeniden Uzanlar'ı bırakıp benim yakama yapışmaması için olaya farklı bir yorum getireceğim. Belki de Cem Uzan'ın bayram sabahları duvar yıkıp, duvar yapma merakı vardır. Aranızdan -Canım hiç öyle merak olur mu? diyenler çıkabilir. Ben nereden bileyim! Bizim duruma uyan müstehcen bir lafımız vardır. Biraz değiştirerek yayınlayayım: 'Zenginin işine, fakirin o işine..akıl ermez..' Uzanlar'ın çifliğini, el koyduktan sonra yine Uzanlar'ın adamlarına teslim eden devletin işine ise ne deneceğini bilemiyorum. YALÇIN PEKŞEN / AKŞAM