BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,82
ALTIN 2.971,10
HABER /  MEDYA

Yalçın Akdoğan'dan çok kritik çözüm süreci açıklaması

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Hüseyin Yayman'a verdiği röportajda çözüm süreci ve 14 Aralık Operasyonu'na ilişkin çok önemli açıklamalarda bulundu.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM

Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan, Vatan gazetesinden Hüseyin Yayman'a yaptığı açıklamalarda  çözüm süreciyle çok kritik açıklamalarda bulundu. Akdoğan ayrıca 14 Aralık operasyonuna dair önemli detaylar paylaştı.

ÇÖZÜM SÜRECİ İÇİN TARİH VERDİ

Yaptığı açıklamalarla çözüm sürecinden umutlu olduğunu belirten Akdoğan, çözüm sürecinde nihai çözüm için tarih verdi; "Seçimden önce çözüme ulaşma konusunda ortak amacımız var" dedi. Akdoğan, çözüm süreciyle ilgili yaptığı en dikkat çeken açıklama ise 'Sürecin sonunda bir cennet vaat etmedikleri' ifadesi oldu:

"SÜREÇ SONUNDA CENNET VAAT ETMİYORUZ"

"Bu her şey güllük gülistanlık olacak anlamına gelmiyor. Tüm sorunlar bir anda sihirli bir çubukla çözülecek değil. Yılların biriktirdiği konular var. Reform ihtiyacı hayat sürdükçe devam eder ve yeni adımlar atılır. Biz süreç sonunda cennet vaat etmiyoruz, ancak on binlerce insanın yaşamını yitirdiği bir soruna demokratik çözüm bulmak, birlik ve kardeşlik içinde gelece yürümek büyük bir başarıdır. Neticede önümüzde duran sorunu çözmek için mesafe alınacağı kanaatindeyim."

yalcin-akdogan-hdp.jpg 

ÇÖZÜM SÜRECİNDE HDP'NİN TUTUMU

Akdoğan ayrıca, HDP'nin tutumu üzerinde de "Buraya gelinceye kadar bazı kırılganlıklar yaşandı. Birtakım sıkıntılar oldu. Bu tür süreçler kolay süreçler değildir. Sorun çıkar, sabotaj girişimi olabilir, türbülans olur, bütün bunlar sürecin doğasında var. Önemli olan kararlılık, samimiyet, iyi niyet ve bu sorunları çözebilecek kapasite sahibi olmaktır" yorumunda bulundu. 

Başbakan Yardımcısı çözüm süreciyle ilgili pozitif görüşler belirtirken, 14 Aralık operasyonu ve Cemaat ile ilgili çok sert açıklamalarda bulundu.

İşte o açıklamalardan çarpıcı satırlar: 

ÇÖZÜM SÜRECİ

İyi yoldayız. Mesafe alınıyor. Trenin raya oturması, hareket etmeye başlaması, bunlar iyidir. Önemlidir. Ümitvarım. Nihai noktaya seçimlerden önce varacağımızı inanıyorum.

Buraya gelinceye kadar bazı kırılganlıklar yaşandı. Birtakım sıkıntılar oldu. Bu tür süreçler kolay süreçler değildir. Sorun çıkar, sabotaj girişimi olabilir, türbülans olur, bütün bunlar sürecin doğasında var. Önemli olan kararlılık, samimiyet, iyi niyet ve bu sorunları çözebilecek kapasite sahibi olmaktır.

"SÜREÇ RAYINA GİRDİ"

Sorunlar çıktı mı, çıktı. Biz bunları çözdük mü, çözdük. Bu çok önemli bir kazanımdır. Karşılıklı görüşme olması önemlidir. Köprünün yıkılmaması değerlidir. Bu sürece başlarken sıkıntılar olabilir demiştik. Bizim dışımızdan kaynaklanan sorunlar olabilir. Suriye olayları, Kobani olayları yaşandı. Türkiye’nin siyasi ikliminde birtakım farklı gelişmeler yaşandı. Bunlara rağmen sorunları aşabildiysek ve süreç rayına girdiyse, hız kazandıysa, doğru yolda ilerleyebiliyorsak önemli bir kazanımıdır.

"TOPLUMUN KABUL ETMEYECEĞİ HİÇBİR ŞEYİ YAPMAYIZ" 

Görüşmeler sonucunda yaşananları kamuoyu görecek. Ancak şunu söyleyeyim toplumun kabul etmeyeceği hiçbir şeyi yapmayız. Toplumun rızası ve desteğiyle bu süreç ilerliyor. Burada toplumu irrite edecek birtakım gelişmeler olacak gibi düşünmek doğru değildir. Netice de demokratik bir çözüm olacaksa bu halkın desteğiyle olacaktır.

ÇÖZÜM SÜRECİNDE PROVOKASYON

Neticede bazı çevrelerin örgütü yeniden eylemlere sevk etmek için teşvik edici bazı çabaların içinde olduklarını biliyoruz. Bir takım yeni oyunlar devreye konabilir. Hükümet olarak bunlara karşı da gerekli tedbirleri alıyoruz. Bu oyunlarprovokasyon girişimlerinin tutacağını düşünmüyorum. Çünkü halk desteği bizim yanımızda. Bunun dışındaki sabotaj ve yönlendirme çabaları başarılı olamayacaktır. HDP’nin de bunun farkında olduğunu ve bu oyunlara gelmeyeceğini düşünüyorum.

Aramızda genel bir anlayış birliği var. Sonuca ulaşılması, problemin çözülmesi ortak amaç. Seçimden önce nihai çözüm ulaşma konusunda ortak amacımız var. Takvim budur.

Burada esas mesele bir çözüme ulaşmak. Meselenin birçok boyutu halledilmiş durumda. Hal böyle olunca geçmişe nazaran sonuca bir adım daha yaklaşmış haldeyiz. Yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.

"TÜNELİN UCUNDA BU KADAR GÜÇLÜ BİR IŞIK GÖRÜLMEMİŞTİ"

Bugüne kadar tünelin ucunda bu kadar güçlü bir ışık görülmemişti. Türkiye’de birçok kesimin birçok sorunu olabilir. Biz top yekün bunları çözmeye çalışıyoruz. Demokratik reform süreci devam edecektir. Ancak tekrar söyleyeyim çözüm sürecinde seçimden önce sonuç alacağımızı düşünüyorum.

HDP'NİN MİSYONLARI

Bu süreçte HDP önemli misyonlar görüyor. Ancak siyaseten ne yapacaklarına kendileri karar verirler. AK Parti’ye karşı şimdiye kadar pek çok koalisyon ve seçim ittifakı yapıldı. Ancak hiçbiri başarılı olmadı.

"HDP'NİN KAYBEDENLER LİSTESİNDE OLACAĞINI SANMIYORUM"

Ben HDP’nin kaybedenler cephesinde yer alacağını sanmıyorum. AK Partiye karşı oynanan oyunların içinde suni ittifaklar kuruldu. Ancak bu ittifaklar hep kaybetti. Bunu 30 Mart’ta ve 10 Ağustos’da bir kez daha gördük. HDP’nin süreçten rahatsızlık duyan bu statüko bloğuna katılması kendi aleyhine olur. HDP’nin kaybedenler kulübüne üye olması ona hiçbir şey kazandırmaz.

"HAYALET YAPI"

Hukuk devletinde hiç kimse ayrıcalıklı veya imtiyazlı olamaz. Her kim hangi sıfata sahip olursa olsun, yargı iddiaları araştıracak ve yanlış yapan varsa hukuk önünde hesap verecek. Bu süreçte o kadar çok yanlış yapıldı, o kadar büyük zulümler edildi ki bunu sadece beşeri hukuk temizlemez. Ahirette de hesap verecekler. Paralel yapıdan mağdur olmayan hiçbir kesim, hiçbir cemaat, hiçbir camia kalmadı. Neredeyse hiçbir fert kalmadı. Milyonlarca insanın hukuksuz biçimde dinlendiği, fişlendiği, dosyalandığı; herkes ilgili farklı farklı şantaj malzemelerinin üretildiği bir tablo var. Devletin içinde paralel biçiminde örgütlenen bu yapı devlet imkanını ve gücünü kullanarak insanlara komplo kurdu, zulmetti. Hem kendi adamlarının önünü açmak hem de güç devşirmek için kullandı. Bu yüzden zamanın ruhunu ve bu yapının temel yöntemini ifade eden kelime ‘kumpas’tır.

"BU YAPI KORKU ÜZERİNE BÜYÜDÜ"

Bu yapı sevgi ve muhabbet üzerine büyümedi. Korku üzerine büyüdü. Envai çeşit şantajlar üzerine büyüdü, palazlandı. Bu kadar büyük haksızlıklar sürdürülebilir değildi. Bunca insana zulmetmek, hukukunu çiğnemek sürdürülebilir olabilir mi? Bir yalan dünya oluşturmuşlar. Tamamen uydurma ve sahte. Gündeme getirilen iddialar, yayınlanan dosyalar, atılan manşetler, gönderilen tweetler bütün bunlar yalan. Kurumsal yalan ve sahtekarlık var karşımızda.

AB'DEN AÇIKLAMALAR

AB’den gelen baskıları doğru bulmuyorum. Avrupa’dan bir takım çevreler pazar günü aceleyle açıklama yapıyor. Olay olur olmaz, apar topar konuşuyorlar. Demek ki bu önceden planlanmış. Operasyonla ilgili sosyal medyada şunlar şunlar olacak diye tweet atılması zaten bu yapının varlığının delilidir. Gizli bir yargı soruşturmasının sızması ve bunun ön kesmek için psikolojik harekatın parçası yapılması ortada bir casusluk çetesinin olduğunun göstergesidir. Avrupa’dan gelen açıklamalarda karşılıklı bir kullanım olduğu anlaşılıyor. Hem o çevreler buradaki yapıyı kendi amaçları için kullanıyorlar hem buradaki yapı kendi çıkarları için oradakileri kullanıyor. Buradaki yapı durumu kendi lehine çevirmek için kullanıyor. Oradaki yapı ise Türkiye’yi ve hükümeti baskı altına almak için kullanıyor.

"BİZ BÖYLE ŞEYLERE EYVALLAH ETMEYİZ"

Biz böyle şeylere eyvallah etmeyiz. Avrupa’nın pek çok ülkesinde suça karışan insanlarla ilgili yargı işlem yapmıştır. Türkiye söz konusu olunca bunu basın özgürlüğüne çevirmek doğru değildir. Nitekim burada birtakım iddialar var. Bağımsız yargı gereğini yapacaktır. Baştan mahkum edip suçsuz ilan etmek de suçlu ilan etmek de hukuken doğru değildir. Ayrıca bu iddialar hükümetle ilgili değildir. Bizim dışımızda yürüyen bir süreç var. Süreci başlatan vatandaşın şikayeti. Zulme uğradığına inanan vatandaş hakkını aramayacak mı?

Var olan iddialar araştırılmayacak mı? Elbette her iş kendi mecrasında yürümek durumundadır. Burada AB kurumları ve ülkeleri şuna karar verecek: Muhatap seçilmiş hükümet mi olacak yoksa hastalıklı hayalet bir yapıyı mı tercih edecekler. Hukuk sistemine, demokrasiye meydan okuyan, devlet gücünü kullanarak devlete illegal operasyon çeken, ülkenin geleceğine ben karar veririm diyen bir hayalet yapıyı mı tercih edecekler. Onu tercih ettikleri gün veya onun bir şekilde öne çıktığı gün zaten Türkiye’de esaret rejimi başlamış demektir. İşte o zaman bu ülke ne AB ile müzakere yürütebilir ne de demokrasi kalır ne de müzakere edecekleri demokratik düzen kalır.

"KUMPAS ÇETESİ"

Sadece kumpas değil, kumpas çetesi var. Her gruba, her yapıya, her ferde bir tezgah kurulmuş. Hukuk, araç olarak kullanılıyor. Hukuk sisteminin içindeki aktörler araç olarak kullanılıyor. Bir vatandaş bunlarla nasıl baş edecek, nasıl göğüs gerecek? Hiçbir vatandaşımızı böyle bir yapının karşısında ezdiremeyiz. Meseleye devlet el koymuş, bu büyük meydan okumaya karşı harekete geçmiştir.

HAYALET YAPI KAVRAMI

Karşımızda kayıt dışı, hukuk dışı, örgütsel bağla hareket eden hayalet bir yapı var. Devletin vücudunu kullanıyor ama akıl başkasının aklı... Devlet imkanlarını kullanarak kumpas kuruyor ve siyaset mühendisliğine soyunuyor. Demokrasi ve hukuk dışı yollarla söz sahibi olmaya çalışıyor. Bu kabul edilebilir değil. Böyle bir olay AB normlarında var mı? Şimdiye kadar çıkıp neden bir açıklama yapmıyorlar. Böyle bir yapı hukuk ve demokrasi için tehlike değil mi? Eğer tehlikeyse AB niçin uyuyor? Hem ortada bu örgüte dair yargı kararı yok diyorlar, hem yargının işine engel olmaya çalışıyorlar.