Yakup Kürşad Yılmaz, FETÖ’cü Cevheri Güven’e: Bu konuşmayı seninle karşılıklı yapmak isterdim ama...
Ülkücü hareketin önemli isimlerinden Yakup Kürşad Yılmaz, firari FETÖ mensubu Cevheri Güven'e meydan okuyarak geçmişine dair suçlamalara yanıt verdi. Yılmaz, FETÖ'nün kendisine kurduğu kumpaslarla 17 yıl cezaevinde tutulduğunu, ancak vatanına bağlılığından asla ödün vermediğini ve Güven’in ülkeye karşı ihanetine sessiz kalmayacağını belirtti.
Abone olÜlkücü hareketin önde gelen isimlerinden işadamı Yakup Kürşad Yılmaz, firari FETÖ’cü Cevheri Güven’e adeta meydana okudu.
Yılmaz açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:
Cevheri Güven "İTİNE"
Öncelikle bu şahsiyetsiz kılıksıza "İT" dediğim için tüm hayvanlar ve hayvanseverlerden özür diliyorum. İtoğlu İT; aslında bu konuşmayı seninle karşılıklı yapmak isterdim ama sende ne o yürek var ne de o cesaret. Aşağıdaki ifadeler, adımın geçtiği video haberine kısmi cevaplarımdır. Hodri meydan dersen, canlı yayın olmak kaydıyla senin o programında karşılıklı konuşuruz.
Kendi Geçmişime Dair İddialara Yanıt
Geçmişimde ihale mafyacılığı yoktur. Haraç, aidat tahsili gibi işlere bulaşmışlığım yoktur. Siyasi görüşlerim nedeniyle vurduğum ya da vurdurduğum bir kişi dahi yoktur.
Taraf olduğum cinayetlerde, maktul şahıslar ülkeye silah sokarak gençleri birbirine düşüren hainlerdir. Kimse onlara dokunamıyordu; dokundum. Bunun için yargılandım, cezamı da bu ülkenin cezaevlerinde çektim. Kuşadası Belediye Başkanı Lütfü Suyolcu Olayına Yanıt
Sıkça ağzına aldığın Kuşadası Belediye Başkanı Lütfü Suyolcu’nun öldürülmesi olayının faili FETÖ’cülerdir. Onu ben yapmış olsaydım bunu da söylerdim. Zaten kızı Çiğdem Suyolcu’ya da cezaevinde babasının katilinin FETÖ’cüler olduğunu anlattım.
Beni haksız yere, 1 gün bile yatmayı gerektirmeyecek bir ceza nedeniyle sizin FETÖ'cü ağababalarınızın kurduğu kumpaslarla 17 yıl esir ettiniz. Bize “mafya” diyorsunuz; ben mafya ile mücadele ederek bugünlere geldim.
Ülkücülüğe ve Davama Bağlılığım
Başbuğumuzun liderliğinde de Türkmen Beyi’nin liderliğinde de hareketimizden sapmadım, davamdan ayrılmadım. Ülkemi terk etmedim; başka ülkelerde rahatça yaşamak yerine, ülkemin cezaevlerini cennet bahçesi saydım.
Ne banka kurdum ne de banka kuranlara çalıştım. Okul kurmadım, okul kuranlara hizmet etmedim. Ülkemin sınav sorularını çalıp gençlerin hayatıyla oynamadım, çalanlara aracılık etmedim.
Sokaklara inmediğim gibi, sokağa inenlere öncülük etmedim. Ülkemizin 300 milyar dolarını yurtdışına taşımadım, bir kuruşunu bile kaçırmadım.
FETÖ'nün Kurduğu Kumpas ve Adaletin Sorgulanışı
FETÖ’nün paralel yapılanması içinde görev alan terörist kılıklı polislerce soruşturuldum, başka bir FETÖ’cü savcı tarafından iddianame düzenlendi. FETÖ okullarında yetişmiş hakimler tarafından, hukukun olmadığı terör duruşmalarında yargılandım. Tüm bu süreçler boyunca, bu ülkenin cezaevinde esir tutulurken dahi vatanıma olan inancımı kaybetmedim.
Bugün dışarıda olsak, o dönemde ülkenin polisine kurşun sıkanların hesabını sormaya devam ederdik. Alaaddin Çakıcı, Sedat Şahin ve diğer vatan evlatları ile aynı cephede, aynı düşmanlara karşı yan yana yürüdük; bu yolda yürümeye de devam edeceğiz.
Ülkeye Bağlılığımız ve Düşmana Tepkimiz
Biz, bu vatanın evlatlarıyız. Bizim bağlılığımız bayrağımızadır, ülkemize olan sadakatimiz ölüme kadardır. Öldüğümüzde tabutumuzun başında papazlar İncil okumayacak, Ayyıldızlı Türk Bayrağı dalgalanacaktır.
Sen ise başka devletlerin bayrağı altında bu hainliğe devam edeceğini sanıyorsun. Ama unutma, bulunduğun o yer, arkasına saklandığın o bayrak seni kurtaramayacak. Bugünden sonra her hareketini izleyip seni satır satır çalışacağım. Kimlerle bağlantın var, hangi köşede saklanıyorsun, hepsini bileceğim.
Ne millete ne ülkeye kelepçe vurabildiniz. Ancak artık sizler kelepçelendiniz; nereye giderseniz gidin, bu vatanın evlatları sizlerin hainliklerinin hesabını soracaktır. Kelepçe artık sizin ayaklarınızda; ne kadar izin verirsek o kadar yürüyeceksiniz.