BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Yaklaşımlar sergisi sürüyor

Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde başlatılan Yaklaşımlar sergisi, genç ve başarılı 6 sanatçının katılımı ile devam ediyor.

Abone ol

Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Resim Bölümü mezunu 5 sanatçı ile Oslo'daki Ulusal Sanat ve Tasarım Yüksek Okulu Seramik Bölümü mezunu Norveçli bir sanatçının Akbank Kültür Sanat Merkezi'nde gerçekleştirdikleri ortak sergi, sanatseverlere boyutlar arası bir gezi fırsatı veriyor. Sinan Demirtaş, resmin yanı sıra, taş baskı yönteminde de ustalaşmış bir sanatçı. Son dönem eserlerinde biçimsel kaygılardan uzaklaşarak, içe dönük bir tavır benimsemiş olan sanatçının gerçek imgelerle elde ettiği bu soyut dil, bir belirsizlik duygusu yarattığı kadar, üzerinde gidilmesi ya da yürünmesi gereken yollar söz konusu olduğundan, resimlerde figür olmadan figürün varlığını hissettiriyor. Bugüne kadar 2 kişisel, 30'u aşkın karma sergide eserlerini sergileyen Demirtaş, birçok ödülün de sahibi. Sinan Demirtaş, Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim görevlisi olarak çalışıyor. Yeditepe Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi'nde öğretim görevlisi olan Nuri Kuzucan, eserlerinde genellikle kendi yaşadığı mekanları betimlemesine karşın, bunlara dışarıdan bir seyirci gibi bakıyor. Sanatçının resimlerinde dikkat çeken bir başka özellik de çerçeveler, camlar ve bunların yansımasından elde edilen sonsuzluk duygusu. Nuri Kuzucan, kimi erken dönem işlerinin dışında genellikle koyu ve kasvetli renkleri kullanmayan, boyayı son derece ince, adeta suluboya gibi uygulayan bir sanatçı. 1993-1999 yılları arasında 8 karma sergiye katılan Kuzucan, 1998 yılında Ayşe ve Ercümend Kalmık Vakfı 6. Resim. Desen ve Özgün Baskı Yarışması'nda, Resim Başarı Ödülü'nü kazandı. Gülay Semercioğlu, resimden üç boyutlu mekan düzenlemelerine geçen bir sanatçı. 1990'ların ilk yarısında yatay, dikey ve çapraz çizgilerin ritmik düzenlemelerinden oluşan büyük boyutlu tuvalleriyle dikkat çeken sanatçı, ilk üç boyutlu denemesini kontraplak zeminle yapmış, daha sonra tuvallerindeki yatay-dikey çizgileri alüminyuma aktararak mekana uygulamıştı. Gülay Semercioğlu'nun emaye bobin teli kullanarak tığla yaptığı "Örgüler" çalışmasında ise, gerek tuvallerinde, gerek ilk alüminyum konstrüksiyonlarında kullandığı geometrik-soyut biçim anlayışından burada uzaklaştığı görülüyor. Eserlerini, 4 kişisel, 26 karma sergi ile sanatseverlerle paylaşan Semercioğlu, 4 ödüle sahip. Server Demirtaş, resim eğitimi görmekle beraber, mezuniyet sonrası tuvalin iki boyutluluğunu sorgulayan ve ardından tuval yerine PVC yüzeyler kullanmaya başlayan bir sanatçı. Sanatçının PVC'den başlayan endüstriyel malzeme kullanımı, 1997'den itibaren gerçek "makine"ler üretmeye başladığında başka bir düzleme geçmişti. Server Demirtaş'ın topladığı makine parçalarını yeniden bir araya getirerek oluşturduğu işleri, ilk bakışta ünlü İslam Bilgini El Cezire'nin suyla işleyen makinelerini akla getiriyor. Demirtaş'ın makineleriyle yaşamı rutin olmaktan çıkarmaya, hatta hafifletmeye, belki de bir şakaya dönüştürmeye çalıştığı seziliyor. 5 kişisel, 22 karma sergi gerçekleştiren Demirtaş'ın, 2'de ödülü bulunuyor. Utku Dervent'in geometrik-soyut tuvalleri temel olarak birbirini dikine ya da çaprazlamasına kesen güç çizgilerinden oluşuyor. 1990'ların ortasından itibaren geometrik-soyut tanımı içine giren bir dil üzerinde yoğunlaştığı görülen sanatçının, kare, dikdörtgen ve üçgen gibi temel geometrik biçimleri resimsel mekan içinde daha serbest biçimde yerleştirdiği tuvaller dikkat çekiyor. 1998'den itibaren kompozisyonlarına geometrik bir düzen getirdiği görülen Utku Dervent'in eserlerinde kaleydoskopik bir renk ve biçim zenginliği görülüyor. Yıldız Teknik Üniversitesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi'nde araştırma görevlisi olan Dervent, aralarında ödül almış olanların da yer aldığı eserlerini 1 kişisel, 22 karma sergide sanatseverlerle paylaştı. Norveçli Marius Dahl, sanat eğitimini Oslo'da seramik üzerine yapmasına karşın, yapıtlarında kendisini bu malzemeyle sınırlandırmamış bir sanatçı. 1998'de lisansüstü çalışmasının uygulama projesi olarak Oslo'daki bir metro istasyonu için gerçekleştirdiği mekanda neon ışıkları kullanmıştı. Marius Dahl, MDF ve kontrplakla biçimlendirdiği heykellerindeyse form ve çağrışımlar üzerine odaklanıyor. Dahl, soyutlamayı, yapıtlarındaki mimari nitelikleri arttırabilmek ve bir oyunda olduğu gibi izleyicileri çağrışımlara yönlendirmek için kullanıyor. Bu heykeller Marius Dahl'ın makinelere ve makine parçalarının hassasiyetine olan ilgisi kadar, ayrıntıya ve düzgün yüzeylere olan tutkusunu da yansıtıyor.