Uzmanların fazla kiloların kanser riski yarattığını vurgulamasının altında da kanser ve yağ ilişkisi yatıyor.
Abone olMilliyet Gazetesi'nin haberine göre, Günlük yağ tüketiminiz fazlaysa, kanser her an kapınızı çalabilir. 'Light' ürünleri tercih ederek, etlerin yağlı kısımlarını ayırarak ve kızartmalardan uzak durarak bu riski önemli ölçüde azaltabilirsiniz. Kanser yapıcı özelliği olan zararlı kimyasal maddelerin çoğunun, besinlerin yağlı kısımlarında biriktiği biliniyor. Zaten uzmanların fazla kiloların kanser riski yarattığını vurgulamasının altında da kanser ve yağ ilişkisi yatıyor. Doktorların aşırı yağlı beslenmenin kansere davetiye çıkardığı yönündeki uyarıları çoğu kez fast food ya da kırmızı etten zengin beslenme olarak algılansa da risk, aslında pek çok besin için geçerli. Hatta Murat - Aysun Gökçen çiftinden öğreniyoruz ki, etin dışında peynir, yoğurt gibi besin maddeleri de ne kadar yağlı ise o kadar çok tehlikeli. Tüm bu besinleri alırken ve tüketirken dikkat etmemiz gereken en önemli şey ise yağsız ya da yağı azaltılmış olanlarını tercih etmek. Salataya çok yağ dökmeyin Beslenme ve diyet uzmanı Murat - Aysun Gökçen'e göre, yemek yaparken yağ ne kadar bolca kullanılır, salataların üstüne ne kadar çok gezdirilirse tehlike o denli artıyor. Bunun nedeni, artık o besinlerin bol yağdan dolayı içeriklerinde bir çok kanser yapıcı kimyasal madde barındırmaya başlaması. Gökçenler, yemeklerde yağı kanserojen hale getirmemek için önerilerini şöyle özetliyor: "Besinler, yağlı kısımları iyice ayrıldıktan sonra tüketilirse, yemekler az yağla pişirilirse, salatalar yağ bulamacına çevrilmezse zararlı kimyasal maddelerin metabolizmaya girişi de en aza iner. Özellikle, kızarmış besinleri çok tüketenler kansere iki misli çanak tuttuklarını bilmeli." Meme kanserine yol açıyor Gökçen çifti, kanser ve yağlı beslenme arasındaki ilişki hakkında sorularımızı yanıtladı, kansere karşı vücut direncini düşüren şekerli besinlerin tehlikelerini anlattı... Yağdan zengin beslenmek neden riskli? Hastalığın oluşumunda besinlerle aldığımız aşırı yağın etkisi doğrudan doğruya veya dolaylı olmakta. Doğrudan olan mekanizmada yağlar hücrelerin fonksiyonlarını etkiler. Dolaylı mekanizmada ise endokrin sistemde (hormonal) değişme oluyor ya da elzem yağ asitlerinin metabolizması değişiyor. Bu da bağışıklık sisteminin baskılanmasına yol açıyor. Yağlı beslenme, hangi kanser türlerinden sorumlu? Besinlerle alınan yağ oranı arttıkça kadınlarda meme kanseri, erkeklerde de prostat kanseri riski artıyor. Ayrıca aşırı yağ tüketimi kolon, rektum ve akciğer kanserini de beraberinde getiriyor. Peki nelerden kaçınmalıyız? Yaşlı hayvanların yağlı kısımlarında daha çok kanser yapıcı kimyasal madde birikebileceğinden, genç hayvan etlerine göre kanser yapıcı etkileri daha fazladır. Yaşlı koyun, sığır ve tavuk etlerinden, kuyruk yağı ilave edilmiş veya çok yağlı etlerden yapılmış köfte, hamburger gibi besinlerden, sucuk, sosis, tereyağı, derin yağda kızarmış besinler, doğrudan ateşte pişmiş kebaplardan kaçınılmalı. Araştırmalar, sürekli olarak sucuk, sosis, tereyağı, kuyruk yağı ve de domuz eti yiyen kişilerde kanserin daha çok görüldüğünü belirlemiştir. Ancak, bu besinler çok sık olmamak kaydıyla ve özellikle C vitamininden zengin besinlerle birlikte tüketildiği taktirde risk eşiğinin düştüğü rapor edilmiştir. Yağı tamamen unutacak mıyız? Yağ alımını en aza indirmek her açıdan en iyisidir. Vücudun yağa ihtiyacı olduğunu da düşünerek beslenmemizden yağı tamamen kaldırmamak gerekiyor. Az kullanmak kaydıyla zeytinyağı sonra fındık yağı tercih edilmeli. Zeytinyağı veya balık, ceviz gibi besinlerde bolca bulunan Omega -3 yağ asitlerinin tümör uyarıcı etkilerinin bulunmadığı bildirilmiştir. Balık yağının da tümör uyarıcı etkisinin yok denecek kadar az olduğu rapor edilmektedir. Bitkisel yağlar masum mu? Sadece hayvansal kaynaklı yağlar değil çoklu doymamış bitkisel sıvı yağların çok tüketiminin de tümör oluşum riskini artırdığı bilinmektedir. Bitkisel sıvı yağların özellikle çoklu doymamış dediğimiz ayçiçek yağı, mısırözü yağı gibi yağların hayvansal yağlardan daha fazla tümör oluşumunu uyarmada etken olduğu bildirilmiştir. Bitkisel kaynaklı yağlar daha çok akciğer ve pankreas kanserlerine neden olmaktadır. Light ürünleri tercih edin... • Süt, yoğurt, peynir gibi besinleri yağı azaltılmış olarak tüketme imkânımız var. Bu imkân değerlendirilmeli. Piyasada yüzde 50 light, diyet olarak bulunan süt ve yoğurt, peynir tüketilmeli. Çünkü, süt ve türevlerinin yağı alındığında, bu besinlerin içeriklerindeki kalsiyum miktarı da artıyor. Azalan yağ yerine kalsiyum geliyor. Bu sayede hem çok az yağlı besin tüketilmiş oluyor, hem alınan kalori miktarı düşüyor, hem de bol kalsiyum alınmış oluyor. Kalsiyumun da kanserde önemi büyük. Kalsiyum, kemik ve kalın bağırsak kanseri riskini önemli ölçüde azaltıyor. • Elde olmadan yağ alımının artması halinde günlük yapacağımız yürüyüş, herhangi bir spor aktivitesinin orantılı olarak artırılması hastalık riskini azaltır. Fazla kilolar karında toplanıyorsa dikkat! • Meme, prostat ve kan kanseri kilolu kişilerde daha çok görülmektedir. Özellikle menopoza girmiş olan kilolu kadınlarda meme kanseri olma riski kilolu olmayanlara göre daha fazla. • Eğer bedeninizin üst tarafından kilo alıyorsanız ne yazık ki şanssız gruptasınız. Sizin asla fazla kilolu olmamanız gerekiyor. Özellikle meme kanseri riskinde vücut yapısı da önem taşıyor. Fazla yağlarını belin üstündeki karın bölgesinde ve göğüs kısmında taşıyan bir kadında, fazla yağlarını bacak ve kalçasında taşıyan bir kadına göre meme kanseri riski daha yüksek. Ancak kilolarını üst bölgede taşıyan kadınlar zayıflama diyetine girdiklerinde kaybettikleri kilonun büyük bölümünü göğüsten ve karından kaybeder. Bu oldukça önemli bir avantaj sağlar. Öyle ki, bu tip kadınlar yüzde 10'luk bir kilo kaybıyla meme kanseri gelişme riskini önemli ölçüde düşürmüş olur.