BIST 9.900
DOLAR 34,10
EURO 38,09
ALTIN 2.875,03
HABER /  GÜNCEL

Yabancılara işyeri açma kolaylığı

Bakanlar Kurulu toplantısı sona erdi. Hükümet adına açıklama yapan Cemil Çiçek, yabancıların şikayetçi olduğu bürokrasi alanında getirilen yeni düzenlemeleri açıkladı.

Abone ol

Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Türkiye'nin, 3 Ekim itibariyle AB ile müzakerelere başlayacağını, ancak müzakerelerle birlikte, zaman zaman, bir kısım sıkıntılı durumlarla karşı karşıya kalınabileceğini söyledi. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, yaptığı açıklamada, Orman Endüstri Mühendisleri, Orman Mühendisleri, Ağaç İşleri Endüstri Mühendisleri için mesleki düzenlemeye gidileceğini belirtti. Çiçek, bu mesleklerle ilgili hak, yetki ve çalışma esaslarının yeniden ele alınacağını kaydetti. Devletin, özel ormancılığı da teşvik etmesi gerektiğini ifade eden Çiçek, bu konularla ilgili hazırlanan ve imzaya açılan tasarıların TBMM'ye gönderileceğini bildirdi. Yabancıların taşınmaz mal edinmeleriyle ilgili Tapu Kanunu'nun, Anayasa Mahkemesi'nin 35. maddesi yönünden iptal edildiğini anımsatan Çiçek, iptal kararındaki gerekçeler dikkate alınmak suretiyle yabancıların karşılıklı olmak ve kanuni sınırlamalara uymak kaydıyla ülkede mülk edinmelerine imkan veren bir düzenlemenin yasa tasarısı olarak imzaya açıldığını, süratle TBMM'ye gönderileceğini kaydetti. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararına 6 aylık bir süre verdiğini, bu süre dolmadan yasayı çıkarmak istediklerini söyleyen Çiçek, bu yasanın ekonomik faaliyetlere önemli ölçüde katkı sağlayacağını bildirdi. -BÜROKRASİ KARGAŞASI- Toplantıda, Türkiye'de en çok şikayet edilen bürokrasi konusu üzerinde durduklarını kaydeden Çiçek, buna büyük ölçüde çözüm bulabilmeyi amaçladıklarını, özellikle yerli-yabancı yatırımcıların işyeri açma ve çalışma ruhsatlarıyla ilgili bir kargaşa yaşandığını belirtti. Konuyla ilgili çok sayıda mevzuat bulunduğunu dile getiren Çiçek, bir müesseseyi açabilmek için çok sayıda evrak gerektiğini, bunun da zaman kaybına yol açtığını söyledi. Bürokrasiden örnek veren Çiçek, sıhhi işyerlerinin ruhsatlandırılması için 52, umuma açık istirahat ve eğlence yeri için Emniyet dahil belediye, SSK gibi birçok kuruluştan 68, gayri sıhhi müesseseler için ise 43 evrakın tamamlanması gerektiğini ifade etti. Bu konuda köklü bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu dile getiren Çiçek, ''Vatandaşı canından bezdiren bu kadar formaliteyi olabildiğince asgariye indirebilecek ve süratle bunun neticelenmesini temin edecek bir düzenlemeye ihtiyaç var'' dedi. Bu amaçla Başbakanlık bünyesinde bir süreden beri çalışan komisyonun, çalışmalarını büyük ölçüde tamamladığını ve Bakanlar Kurulu'na bilgi sunduğunu kaydeden Çiçek, mevzuat hazırlanırken, 34 ilgili kamu kurum ve kuruluşunun yanı sıra sivil toplum kuruluşları, meslek odalarından görüş alındığını, 5 bin 830 girişimciyle mülakat yapıldığını anlattı. Bu görüşler sonucu ortaya çıkan yönetmelik taslağının toplantıda ayrıntılı incelendiğini, bir-iki konuda bazı bakanların itirazları bulunduğunu söyleyen Çiçek, bunun da önümüzdeki hafta başına kadar değerlendirileceğini ve önümüzdeki hafta başında yönetmeliği imzaya açmış olacaklarını kaydetti. Çiçek, ''Artık bundan sonra işyeri açmak isteyen insan, 6 ay 1 sene dolaşmayacak, 52, 63, 45 tane evrak değil, mümkün olduğu kadar birkaç evrakı geçmeyecek, süreye bağlı işlemler açısından süreler uzun, ucu açık olmayacak, 7-15 gün veya daha kısa sürede bunların sonlandırılması yönünde çok önemli bir çalışmadır'' dedi. Cemil Çiçek, bu düzenlemenin yürürlüğe girmesiyle şikayetlerin önemli bir kısmının ortadan kalkacağını kaydetti. -BİRLİĞİN GELECEĞİ...- Bakanlar Kurulu'nda AB konusunu da ele aldıklarını söyleyen Çiçek, Türkiye ile müzakere sürecine yaklaşıldığı şu günlerde, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan ile Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün konuyla ilgili yaptıkları görüşmeler ve ziyaretlerle ilgili bilgi verdiklerini ifade etti. Çiçek, 16-17 Haziran AB Zirve toplantısının da ele alındığını belirterek, bu toplantıda esas gündemin AB'nin kendi iç sorunları olduğuna işaret etti. Zirve sonuçlarının hala tartışıldığını söyleyen Çiçek, Fransa ve Hollanda'da Avrupa Anayasası referandumunun ''hayır'' ile sonuçlanmasının, birliğin geleceğiyle ilgili bir kısım tereddütleri ve tartışmaları beraberinde getirdiğini ifade etti. -''TÜRKİYE SOĞUKKANLI, KENDİNDEN EMİN...''- AB'nin 2007-2013 yıllarını kapsayan Bütçe Taslağı üzerinde de bazı ülkeler arasına görüş ayrılıklarının ortaya çıktığını anımsatan Çiçek, şunları söyledi: ''Onun için bu zirve esas itibariyle doğrudan Türkiye ilgili değil. Ancak tabiatıyla 3 Ekim müzakereleri yapılırken bir kısım spekülasyonlar da içeriden ve dışardan yapılıyor. Zirve sonucuna göre, 17 Aralık kararlarına bağlı oldukları ve alınan tüm kararların uygulanmaya başlanacağı da bu bildiride açıkça vurgulandı. Bunun sonucu şudur ki; Türkiye 3 Ekim tarihi itibariyle müzakerelere başlayacaktır. Ancak, şunu da kabul etmemiz gerekir ki bumüzakerelerle birlikte, zaman zaman, bir kısım sıkıntılı durumlarla karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye, 3 Ekim müzakerelerine, görevlerini yapmış, taahhütlerini yerine getirmiş, soğukkanlı ve kendisinden emin olarak başlayacaktır ve herkesin bilmesi gerekir ki Türkiye'nin hedefi tam üyeliktir. Tam üyelik hedefine kilitlenmiş bir Türkiye olarak bu müzakereleri sürdüreceğiz, hazırlıklarımız buna göre yapılmaktadır.'' Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, gündemlerindeki konuları, 1 Temmuz'a kadar yetiştirme ve bunları yasalaştırma noktasındaki kararlılıklarının devam ettiğini belirtti. Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısının ardından, gazetecilerin sorularını yanıtladı. ANAVATAN Genel Başkanı Erkan Mumcu'nun, türban konusundaki Anayasa değişikliği önerisine hükümetin yaklaşımının sorulması üzerine Çiçek, bu sorunun muhatabının Hükümet olmadığını söyledi. Çiçek, Anayasa değişikliğine Hükümet'in karar vermediğini, en az 184 milletvekilinin imzasının gerektiğini anımsatarak, ''Hükümet'te bir görüşme yapılmadı, yapılması da esas itibariyle mümkün değil. Böyle bir görüşü varsa, parti ve parlamentoyla alakalıdır'' dedi. Bir soru üzerine Çiçek, Trakya Üniversitesi'ndeki bebek ölümlerinin Bakanlar Kurulu'nda görüşülmediğini ifade etti. Bir gazetecinin, ''TBMM 1 Temmuz'da tatile girecek mi?'' sorusuna Çiçek, şöyle karşılık verdi: ''1 Temmuz'da tatile girmesi, mutabakat ve içtüzük gereğidir. Aksine bir karar alınmazsa Parlamento 1 Temmuz'da tatile çıkar, 1 Ekim'de açılır. Dolayısıyla bizim telaffuz ettiğimiz husus, içtüzük hükmünden ibarettir. Daha önümüzde 10 gün gibi önemli bir zaman dilimi var. Zaman zaman TBMM, gündemindeki konuları görüşmek ve tasarıları yasalaştırmak adına, yeri geliyor cuma, cumartesi, pazar da çalışabiliyor ya da saatlerini daha uzun tutmak suretiyle bu gündemi yetiştirmeye çalışıyor. Şu an, gündemimizdeki konuları, 1 Temmuz'a kadar yetiştirmek ve yasalaştırmak noktasındaki kararlılığımız devam ediyor.'' -''TÜRKİYE İÇİN LAZIM OLAN DÜZENLEMELER''- Çiçek, AB ile müzakerelerde, Türkiye'nin muhataplarına karşı güvensizlik olup olmadığına ilişkin bir soruyu yanıtlarken, Türkiye'nin üzerine düşeni yapmaya çalıştığını dile getirdi. Çiçek, ''Bizim için esas olan 17 Aralık'a giderken müzakere tarihinin alınması ve müzakereleri kararlı şekilde sürdürmemiz'' dedi. Bu müzakere süreci içinde Türkiye'nin yapacağı işler ve atması gereken adımlar ile AB'nin yerine getirmesi gereken hususlar bulunduğunu vurgulayan Çiçek, Türkiye'nin, kendi üzerine düşeni yapması halinde, bu sürecin daha kısa olabileceğini anlattı. ''17 Aralık'a hazırlanırken de böyle yapmaya gayret ettik. Türkiye, bunu başardı. Biz kendimize güveniyoruz'' diyen Çiçek, şöyle devam etti: ''Bu süre içinde Ulusal Program'daki taahhütlerimizi yerine getirdiğimiz nispette, muhataplarımızla olan müzakerelerimizde daha güçlü, daha kuvvetli bir şekilde bunu sürdürme imkanımız olacaktır. Daha işin başlangıcında güvensizlik esasına dayalı bir tartışma açmak yerine, bence görevlerimizi yapıp yapmama noktasında hassasiyetimizi ortaya koymamız, üzerimize düşeni yapmamız lazım. Çünkü bunlar Türkiye için lazım olan düzenlemelerdir. Türkiye, bunları kendi insanı için yapmak durumundadır. AB süreci bunu hızlandırıyor ve takvime bağlı olarak sistemli şekilde sürdürmemize imkan veriyor. Onun için AB hatırına yapılmış, yapılacak olan şeyler değildir. Çağdaş bir devlet, modern bir ülke olabilme şeklinde kabul edersek, meseleye daha doğru yaklaşım ortaya koymuş oluruz.'' -''SPEKÜLASYONLARDIR''- Çiçek, AB protokolünün, 1 Temmuz'dan önce imzalanması konusunda bir gelişme olup olmadığına ilişkin bir soru üzerine, Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül'ün daha önceki açıklamaları noktasında olduklarını belirtti. Hükümetin, Türk Telekom'un özelleştirilmesinde değer tespiti yapıp yapmadığına yönelik bir soruya karşılık Çiçek, bu tespitleri kendilerinin yapmadığını, bu işin uzman kuruluşları bulunduğunu, bugün, bu konuyla ilgili gündem maddesinin olmadığını kaydetti. Çiçek, ''Türban yasağının kaldırılması için YÖK Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin anayasa değişikliği önerisini ve cumhurbaşkanını halkın seçmesi önerisini nasıl karşılıyorsunuz?'' sorusunu, ''Bugün bunları konuşmadık. Anayasa değişikliği hükümet gündeminde olan bir konu olmuyor. Bugün böyle bir değişikliği konuşmadık, kişisel kanaatimi sorarsanız da sonra söylerim'' diye yanıtladı. ''Maliye Bakanı Kemal Unakıtan'ın, Dünya Bankası'na gizli bir mektup yazdığı ve burada 29 bin kamu işçisinin işten çıkarılacağının'' belirtildiğine ilişkin bugün bazı gazetelerde yer alan haberlerin anımsatılarak, hükümetin gündeminde işçi çıkarma olup olmadığına ilişkin bir soruya Çiçek, şu karşılığı verdi: ''Hayır yok. Tam tersi. Bir kısım özelleştirmeler nedeniyle bu tür spekülasyonlar yapılıyor. Seydişehir ile ilgili olarak, bazı özelleştirmelerle ilgili olarak şunu söyledik; yasal olarak emeklilik hakkını dolduranlar dışındakiler için işten çıkarılma söz konusu değil. Tam tersi, yeni iş sahaları açma, istihdamı artırmada önemli adımlar atmaya çalışıyoruz. Gündemimizde kimsenin ekmeği ile oynamak gibi bir düşüncemiz yok. Bunların hepsi gayri resmi beyanlar ve spekülasyonlardır.''