Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağını, yeni takılan soyadlarının Türk dilinden alınmasının zorunlu olduğuna karar verdi.
Abone olDiyarbakır'da yaşayan Hasan Basri Selçuk, nüfus kayıtlarında Hasan Basri olan adının Brusk Zander Brandon, Selçuk olan soyadının ise Selçuk Southall olarak değiştirilmesi istemiyle mahkemeye başvurdu.
Diyarbakır 3. Asliye Hukuk Mahkemesi, davayı kabul ederek Hasan Basri Selçuk'un ad ve soyadını Brusk Zander Brandon Selçuk Southall olarak değiştirilmesine karar verdi.
Kararın Nüfus Müdürlüğü tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya, Yargıtay 18. Hukuk Dairesi'ne geldi. Yargıtay 18. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını oy birliğiyle bozdu.
Daire'nin kararında, 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun 3. maddesinde yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağının belirtildiği kaydedildi.
Bu Kanun'a göre çıkarılan 2891 sayılı Soyadı Nizamnamesi'nin 7. maddesinde de ''yabancı ırk ve ulus adları soyadı olarak kullanılamaz'' hükmünün yer aldığı hatırlatılan kararda, aynı Nizaname'nin 5. maddesinde de ''Yeni takılan soyadları Türk dilinden alınır'' hükümlerine yer verildiği vurgulandı.
Kararda, davacının almak istediği soyadının ilgili yasa ve nizamnamenin sözü edilen hükümlerine aykırı olduğu gözetilmeden, Selçuk olan soyadının, Selçuk Southall olarak değiştirilmesine karar verilmesinin doğru görülmediği kaydedildi.
Yabancı soyadına Anayasa Mahkemesi de onay vermemişti
Favlus Ay isimli Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının Süryanice ''Bartuma'' kelimesini soyadı olarak kullanmak istemiyle açtığı davada, Midyat Asliye Hukuk Mahkemesi, Soyadı Kanunu'nun ''Rütbe ve memuriyet, aşiret ve yabancı ırk ve millet isimleriyle umumi edeplere uygun olmayan veya iğrenç ve gülünç olan soyadları kullanılamaz'' hükmünü içeren 3. maddesindeki ''... yabancı ırk ve millet isimleriyle...'' ibaresinin anayasanın eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurmuştu.
Anayasa Mahkemesi de 2525 sayılı Soyadı Kanunu'nun yabancı ırk ve millet isimlerinin soyadı olarak kullanılamayacağına ilişkin hükmünün iptal istemini oy çokluğuyla reddetmişti.
Yüksek mahkemenin 9 üyesinin aldığı ret kararına Başkan Haşim Kılıç ve 7 üye farklı gerekçelerle katılmamıştı.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de soyadı kullanımıyla ilgili başvuruları Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8. maddesinde yer alan ''özel hayatın ve aile hayatının korunması'' ilkesi kapsamında inceliyor ve kararlarında, ''nüfusun eksiksiz olarak kaydedilmesi, kişisel kimlik saptaması veya belli bir ismi taşıyanların belli bir aile ile bağlantılarının kurulabilmesi gibi kamu yararının gerekleri uyarınca soyadı değiştirme imkanına yasal sınırlamalar getirilebileceği, ulusal yasa koyucunun bu sınırlamaları da kendi devletiyle ilgili tarihi ve siyasal yapısına bağlı kalarak seçmesinde takdir hakkının bulunduğu'' belirtiliyor.
Türkiye'de Türkçe olmayan isimlerin verilmesine engel bir yasal düzenleme ise bulunmuyor.
Medeni Kanun'un 339. maddesinin son fıkrasında, ''çocuğun adını ana ve babası koyar'' denilerek, anne ve babanın isim koyma hakkı bulunuyor.