ABD'de yayımlanan Washington Post gazetesi, başyazısında, hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi, polis ve savcıların davaları mahkemeye taşımalarına şans tanıması için Obama yönetiminin Türkiye'ye baskı yapması çağrısında bulundu.
Abone olABD'de yayımlanan Washington Post gazetesi, bugünkü başyazısında Obama yönetiminin Türkiye'ye baskı yapması çağrısında bulundu.
Türkiye'deki son siyasi krizin "Bizans oyunlarına" benzetildiği başyazıda, "Obama yönetimi ve Avrupa Birliği, Erdoğan'ın hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi, polis ve savcıların davaları mahkemeye taşımalarına şans tanıması için kendisine baskıda bulunmalılar." denildi.
Yazının girişinde özetle şu ifadeler kullanıldı:
"Savcılar üç bakanın oğulları, bir devlet bankası müdürü, bir inşaat devi ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın hükümetine yakın diğer bazı isimlerin yolsuzluk yaptıkları iddiasıyla soruşturma başlattılar. Erdoğan, buna yanıt olarak soruşturmayı yürüten savcıyı, çok sayıda polis memurunu görevden ald. Erdoğan, bir dış tezgah olduğunu, hedefinde de kendisinin bulunduğunu ileri sürdü. Hükümet yanlısı medya organları İsrail ve ABD'yi suçladı."
Perde arkasında AKP ile Fethullah Gülen cemaati arasındaki "çapraşık ve muğlak" iktidar mücadelesinin olduğunu yazan Washington Post, Gülen cemaatinin emniyet ve yargıda kilit kademeleri işgal ettiğinin belirtildiğini, cemaatin Erdoğan'a ordunun gücünü kırması için yardım ettiğini, ancak şimdi Erdoğan'ın en yakın müttefiklerini hedef alıyor gibi göründüklerini savundu.
AKP ile cemaat arasındaki iktidar mücadelesinin kaynağı hakkında çeşitli tahminler yapıldığını yazan gazete, şu görüşleri dile getirdi:
"Bazıları Gülen'in, Erdoğan'ın İsrail'le kavgalı olmasına ve Suriye'deki isyancılara kuvvetli destek vermesine itiraz ettiğini söylüyor. Ancak gerek ABD gerekse diğer Batılı hükümetler için önemli olan nokta bir zamanlar model bir İslamcı lider olarak görülen ve Başkan Obama'nın yakın bir mütefiki muamelesi gören Erdoğan'ın, siyasi bir meydan okumaya otokratik taktiklerle yanıt vermesidir. Bu metodlar başarılı olursa, Türkiye'nin zaten kırılgan olan demokratik kurumları daha da zarar görecektir.
"Erdoğan üç genel seçim kazanmış, sevilen bir lider. Ancak son yıllarda gerek medyada gerekse sivil toplumdaki muhaliflerine karşı giderek daha hoşgörüsüz oluyor. Geçen yaz Gezi Parkı'ndaki protestocuların üzerine çevik polisi göndermiş, bu da protestoların büyümesine yol açmıştı. Erdoğan o zaman da protestoların dışarıdan örgütlendiğini söylemişti. Başbakan şimdi de yolsuzluk soruşturmasını yürütenleri görevden almaya çalışıyor. Hükümet yanlısı medya da yolsuzluk soruşturmasını organize ettiği gibi komik bir suçlamayla ABD büyükelçisi Francis J. Ricciardone'nin aleyhine kampanya başlattı.
"Sonuçta krizin nasıl biteceğini mahkemelerden ziyade seçmenler belirleyecek. Erdoğan, Mart ayındaki yerel seçimler için çalışmalarına başladı. Eğer partisi seçimleri kazanırsa, Erdoğan muhtemelen cumhurbaşkanlığı yetkilerini arttırma planları için bastırmaya başlayacak ve sonra da cumhurbaşkanlığına adaylığını koyacaktır. Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını kutlayacağı 2023'e kadar iktidarda olmak istediğini gizlemiyor.
"Gücün bu şekilde bir yerde toplanması ne Türkiye ne de Batı'nın çıkarınadır. Obama yönetimi ve Avrupa Birliği, Erdoğan'ın hukukun üstünlüğüne saygı göstermesi, polis ve savcıların davaları mahkemeye taşımalarına şans tanıması için kendisine baskıda bulunmalılar."