Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, "PYD/YPG'ye ABD'nin dostu diyorlar, halbuki onlar ABD'nin dostu değil." diyerek tepki gösterdi.
Abone olAmerikan PBS kanalında yayınlanan 'News Hour' programına katılan Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Serdar Kılıç, Türkiye ile ABD arasında Suriye'nin kuzeyine ilişkin varılan anlaşmaya dair soruları yanıtladı.
Tüm Kürtleri temsil etmiyor
Büyükelçi Kılıç, söz konusu anlaşmanın, bir 'ateşkes' olmadığını, ateşkesin meşru iki taraf arasında olabileceğini ve bölgede bulunan YPG/PYD unsurlarının bölgeden çıkması için operasyonun durdurulması anlamına geldiğini belirtti. Washington'da 'Suriyeli Kürtler' ile 'YPG/PKK' unsurları arasında ciddi bir kafa karışıklığı olduğunu kaydeden Kılıç, YPG/PKK'nın bölgede yaşayan tüm Kürtleri temsil etmediğinin altını çizdi.
"PYD/YPG varoluşsal bir tehdittir"
Kılıç, "Bizim için PYD/YPG varoluşsal bir tehdittir. Suriye'nin kuzeyinde YPG/PKK'ya yönelik operasyonumuzla DEAŞ'la mücadelemiz birbirlerini dışlayan adımlar değildir. Biz PKK elinde 40 bin insanımızı kaybettik" ifadelerini kullandı.
"Verdikleri mesaj türk insanının duygularını incitti"
ABD'li senatörler Cumhuriyetçi Lindsey Graham ve Demokrat Chris Van Hollen'ın Türkiye'yi hedef alan yaptırım tasarısına ilişkin bir soruya yanıt veren Kılıç, "Lindsey Graham ve Chris Van Hollen gibi üst düzey senatörlerin vermiş oldukları mesaj açıkça söylemem gerekirse Türk insanının duygularını incitmiştir." değerlendirmesini yaptı. ABD'nin DEAŞ'la mücadele için en başta PYD/YPG ile iş birliği yapmasının büyük bir yanlış olduğunu vurgulayan Kılıç, "Bir terör örgütüne karşı bir başka terör örgütünü kullanarak başarılı bir operasyon yapamazsınız." dedi.
"PYD/YPG'ye ABD'nin dostu diyorlar"
ABD Kongresi'ndeki Türkiye karşıtı atmosferin üzücü olduğunu vurgulayan Kılıç, şunları söyledi:
PYD/YPG'ye ABD'nin dostu diyorlar, halbuki onlar ABD'nin dostu değil. Bunlar ABD'nin desteğini Suriye'de Marksist bir devlet kurmak için kullanan bir gruptur. Bizim ise temel amacımız Suriye'nin toprak bütünlüğünün ve siyasal birliğinin sağlanmasıdır.
Fırat'ın doğusuna operasyon
Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyinde bir terör koridoruna izin vermeyeceğini uzun zamandır dünya kamuoyuna ısrarla söylediğini kaydeden Kılıç, "Bazı haberlerde 'Başkan Trump Cumhurbaşkanı Erdoğan'a o telefon konuşmasında operasyon için yeşil ışık yaktı' şeklinde ifadeler geçti. Hangi ülke kendi vatandaşlarını korumak için başka bir ülkeden yeşil ışık bekler?" dedi. Büyükelçi Kılıç, Türkiye'nin, uluslararası anlaşmalardan da doğan haklarına istinaden ülke güvenliğini korumak için YPG/PKK'ya karşı bir operasyona başlatacağını ABD'ye net bir şekilde söylediğini ve bu kararlılığın sürecin gidişatını belirlediğini anlattı. Kılıç, "Başkan Trump Türkiye'nin bu operasyona her halükarda başlayacağını gördü ve istenmeyen bir çatışmanın meydana gelmemesi için kendi (ABD) birliklerini çekme kararı aldı." değerlendirmesinde bulundu.
"Mektuba cevabımızı Suriye'de verdik"
Trump'ın 9 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a gönderdiği mektupla ilgili görüşü sorulan Kılıç, "Umarım tarih bu mektubu kaydetmez. Bu mektup zaten en başta gönderilmemeliydi çünkü tüm diplomatik nezaketten yoksun bir mektuptu ve mevcut teamülleri yok sayıyordu. Bu mektubu tamamıyla reddediyorum. Bu mektuba cevabımızı Suriye'de verdik" ifadelerini kullandı.
Büyükelçi Kılıç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, söz konusu mektubu 'geçersiz' ve 'yok hükmünde' kabul ettiğini dile getirdi.
"Günün sonunda Suriye halkı kazansın"
Türk askerinin Suriye'de bazı sivil ölümlerinden sorumlu olduğu yönündeki haberlerin sorulması üzerine Kılıç, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) bu konuda son derece hassas olduğuna vurgu yaptı. Kılıç, sivillerin öldürülmemesi, mabetlere zarar verilmemesi ve sivil alanların korunması konusunda TSK'nin her zaman çok dikkatli olduğunu belirtti.
Kılıç, "Günün sonunda Suriye halkı kazansın, biz bunu isteriz. ABD'nin güvenli bölge konusunda bizimle iş birliği yapmasını isteriz. Uluslararası toplumun desteğini bekleriz. Halen 3,5 milyon Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyoruz ancak bunun yükünü tek başımıza taşımamız mümkün değil" değerlendirmesinde bulundu.