Yargıtay Emekli Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, katıldığı bir televizyon programında yargının bağımsız olmadığını savunur açıklamalarda bulundu.
Abone olKırmızı Koltuk programında Can Ataklı'nın sorularını cevaplayan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş, özellikle yargıda rüşvet konusunda kolay kolay telaffuz edilemeyecek şok edici açıklamalar yaptı. YARGITAY Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın özellikle yargı bağımsızlığı konusunda yoğunlaşan açıklamaları, bir dönem Türk yargı sisteminin tepe noktalarından birinde yer aldığı için büyük önem taşıyordu. Savaş, çok açık konuştu: Yargı bağımsızlığı nasıl zedeleniyor? Hangi hakim görevden alınacak, nereye gidecek, kararnameyi Adalet Bakanlığı hazırlar. Maalesef bazı Adalet Bakanları, o Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini dejenere etmek için her şeyi yapar. 'Şu kararname bir çıksın, bir Singapur ya da Avrupa seyahati düşünüyoruz' der. Üyelerin bir seyahat için kararname çıkaracağına inanmıyorum. Ama dedikodular rahatsız eder. Seyahatler de iktidarın beklediği kararname istendiği gibiyse gerçekleşir. Kurul üyesi olunca müsteşar çağırdı ve 'Hiç yurtdışına çıkmamışsın. Önden yer ayırttık' dedi. Ben de üye olduğum sürece bu seyahatlerde yer almak istemediğimi söyledim. RAKİPLER DÜŞMAN GİBİ Yargı hangi dönemden bu yana iktidarların baskısı altında? Türkiye'de bir devlet adamlığı sorunu var. Tek parti döneminde, hatta Demokrat Parti döneminde, yüksek mahkeme üyelerini Adalet Bakanı seçerken inanılmaz güzel seçimler yapmışlar. Yani şimdi kurulların yaptığından çok daha iyi seçimler. Demokrat Parti döneminde de Esat Budakoğlu, Osman Çiçek, Şevki Çiçek gibi şimdi rahmetle andığım isimler seçilmiş. Bir ülkede yargı bağımsızlığının olup olmadığı, siyasilere karşı tutumla belli olur. Bizde hakikaten siyasiler rakiplerini düşman gibi görüyorlar. BEKİR SELÇUK ÖRNEĞİ Yargıya baskı konusunda nasıl bir açmazla karşı karşıyayız? İşte çok değerli Ankara Başsavcı Vekili Bekir Selçuk, siyasilerle ilgili ciddi soruşturmalar yaptı. O arada Başbakan Erdoğan'ın malvarlığı ile ilgili davayı da o takip ediyor. Hemen Ankara Başsavcısı 'biz takip edeceğiz' diyerek siyasilerle ilgili görevden alındı. Mahkumiyet kararı verildi, fakat temyiz edilmedi. Yargıtay'a gelse ne olurdu? Bu işleri yapan Ankara Başsavcısı, tesadüfe bakın müsteşar oluyor ve sonra hakim ve savcıların yüksek yargı üyesi olması, cezalandırılması gibi işlere bakan kurulda görev alacak. CUMHURBAŞKANI'NI ALNINDAN ÖPERİM Çankaya'daki resepsiyon nedeniyle davetiye krizi var. İktidarla Cumhurbaşkanı arasında tartışma sürüyor. Ne düşünüyorsunuz? Türban meselesini çok iyi değerlendirmek lazım. Ben Urfa ve Siirt'te uzun süre kaldım. Peçe, çarşaf gördüm. Bu siyasi hareket başlayıncaya kadar türban denilen kıyafeti kesinlikle görmedim. Niyet sırf vatandaşı devletle, orduyla, Cumhuriyet ile sürtüştürmek, Cumhuriyetin kazanımlarına karşı eyleme geçirmek. Kamusal alanda yasak getiren ve Cumhuriyet Bayramı'nda Atatürk'ün köşkünde siyasi simge haline gelmiş türbanı istemiyorum diyen adamın ben alnından öperim. Benim için mühim olan Cumhuriyet'in geleceği. Şu an bakanların kaçı tarikat mensubu değil acaba? Kadrolaşma en önemli mesele. Şimdi tarikatlar ve İmam Hatip mezunlarının kadrolaşması gündemde. KAYNAK: STAR