BIST 9.185
DOLAR 34,38
EURO 36,85
ALTIN 2.968,42
HABER /  POLİTİKA

Vural Savaş Dağ fare doğurdu

AKP kendi yandaşlarının çoğunlukta olacağı Anayasa Mahkemesi oluşturmaya çalışıyor.

Abone ol

Atilla İlhan, Metin Aydoğan’ın “” adlı kitabı için “Hayatımda okuduğum en güzel şiir” diyerek kitaba hepimizin dikkatini çekmişti. Emin Çölaşan da bu kararlıkta bir sis çanı gibi çalarak, Saygı Öztürk’ün Ağustos 2008’de ilk basımı yapılan “” adlı kitabı için, “Bu kitap Türkiye Cumhuriyeti tarihine geçecektir” belirlemesini yapmıştır. Ne kadar haklı olduğunu, kitabı okuyan herkesi kabul edecektir sanıyorum.
 
Söz konusu kitabı okurken önce aklıma, 22.08.2008 günü Ergenekon Soruşturması kapsamında 22 kişi göz altına alındığında, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın söyledikleri geldi. (Zaman Gazetesi / 24.08.2008)
 
“Emniyet ile yargıyı tebrik ediyorum. Son olaylar gerçekten yürütme ve yargının gayet güzel bir dayanışma içinde bu işi yürüttüğünü gösterdi. Demek ki bu, dayanışmanın neleri olumlu istikamete götüreceğini gösteriyor… Bu operasyonda önemli olan, yürütme ve yargının gayet güzel bir dayanışma sergilemesidir.”
 
Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan, “Bu davanın savcısı olduğunu” söylemekten de çekinmedi. Laikliğe aykırı eylemlerin odağı haline geldiği Anayasa Mahkemesi’nce saptanmış partilerden oluşan “yürütme” Recep Tayyip Erdoğan’ın da belirttiği gibi, etkili yerlere getirilmiş bazı yargı mensuplarıyla dayanışma içine girmişse; düzmece, sahte, Anayasaya ve yasalarımıza aykırı bir şekilde elde edilen bulgulara dayanarak, daha pek çok aydınımızı ve vatansever insanımızı sanık sandalyesinde göreceğiz demektir.
 
Karşı devrimin gerçekleşmesinde polisimiz ve yargının nasıl bir silah olarak kullanıldığını; ne çeşit delillere dayanarak Sinan Aygün, Mustafa Balbay, Hurşit Tolon, Ergün Poyraz, Şener Eruygur, Emin Gürses, İlhan Selçuk, Doğu Perinçek gibi değerli aydınlarımızın tutuklanıp, haklarında dava açıldığını, ülkemizin nasıl bir “Korku İmparatorluğu” haline getirildiğini öğrenmek istiyorsanız, Saygı Öztürk’ün kitabını mutlaka okuyun.   

Yüz binlerce kişiye bu kitabı okutmayı başardığımız an, yapmaya çalıştığımız “Hukuk Savaşı” mutlaka başarıya ulaşacak; sıra hiçbir şekilde hiçbir aydınımıza, hiçbir zaman gelmeyecektir. Bilinçlenme olmadan hiçbir sorunumuzu halledemeyiz.  Yargıyı bu hale getiren kişilerin ve atamalarda gerekli özeni göstermediği anlaşılan Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini protesto etmek amacıyla, ben bu yıl Adli Yılın Açılışı Töreni’ne katılmayacağım.
 
Demokrat Parti de seçimle iktidara gelmişti. Güdümüne sokmayı başardıkları, yargı mensuplarının ve kurdukları “Tahkikat Komisyonu”nun yaptığı uygulamalar, onları “Anayasa’yı ihlal” suçunun sanıkları haline getirmiştir. Bence, “Ergenekon soruşturması ve davası” AKP yöneticileri hakkında ileride mutlaka açılacağına inandığım “Anayasa’yı ihlal” davasının en sağlam delillerinden birini oluşturacaktır. Bunun için, kendi yandaşlarının çoğunlukta olacağı bir Anayasa Mahkemesi oluşturulmaya çalışıyorlar.
 
Emin Çölaşan’ın, Saygı Öztürk’ün kitabına yazdığı ön sözden aldığım bir bölümle, bu yazıma son veriyorum:  “Ülke yönetiminde çuvallayanlar, kafalarda yaratmak istedikleri hayali DARBE öcüsüne, DARBE umacısına sarılıp günü kurtarma peşine düştüler. … İfadeler alınırken sorulan sorulara bakınız. İnsanların telefonları aylarca dinlenmiş, özel yaşamlarına girilmiş ve o sorular soruluyor.
 
… Yasalar paspas gibi çiğnenirken, gizli olan soruşturmanın bilgi ve belgeleri havalarda uçuşurken, işlerine gelen bu rezaleti ellerini ovuşturarak seyretmekle yetinen Başbakan, Adalet Bakanı ve İçişleri Bakanı sorumludur. Eğer bu ülkede yasalar geçerliyse, hukuk devleti diye bir nesne varsa, bunun hesabı bu şahıslardan bir gün mutlaka sorulacaktır.
 
Dahası da var! Olayı kendilerince güçlendirmek ve kanıtlamak için cezaevlerinde başka suçlardan tutuklu ve hükümlü bulunan ve adı mafya olaylarına karışmış kişileri bile ifade için getirip Ergenekon çetesiyle bağlantılarını bulmak için bir çaba harcadılar. Danıştay katliamı, Hrant Dink cinayeti, Ahmet Taner Kışlalı ve Necip Hablemitoğlu cinayetleri ve hatta PKK olayları Ergenekon işiydi !..
 
Neyse ki Osmanlı dönemindeki Patrona Halil ayaklanmasını, Genç Osman’ın öldürülmesini, Enver Paşa’nın Babıali baskınını falan Ergenekon’a bağlamayı akıl etmediler de rahatladık !..

Madalyonun bir yüzünden bakınca manzara komikti: Üç beş yazar, emekli asker ve üniversite hocası el bombasıyla darbe yapacak! Madalyonun öteki yüzünde ise Saygı Öztürk’ün burada sergilendiği, açığa çıkardığı belgeler vahim. Aslında bir gazetecilik şaheseri… Ve “Dağ fare doğurdu” sözünün kanıtı.
 
Vural SAVAŞ
Onursal Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı