BIST 9.660
DOLAR 34,59
EURO 36,30
ALTIN 2.916,94

Vicdansız Covid sektörü…

Birileri maske takma derdindeyken birileri de maske taktırma peşinde koşmuş...

Önce bir hikâye…

Sonra bir haber…

Son olarak da vicdansız Covid sektörü…

**

Hikayemiz şöyle:

Çin’in Guangzhou kentinde bir banka soygunu...

Soygunculardan biri bankadakilere bağırır:

“Kımıldamayın. Para devletindir, ama hayatınız sizindir.”

Herkes sessizce yatar…

Bunun adı “Zihin Değiştirme Kavramı”dır.

Alışılmış düşünce tarzını değiştirmek…

Bu arada müşterilerden bir kadın bir masanın üzerine yatmıştır.

Ama bacaklar ortada... Soyguncu bağırır: “Edebini takın. Bu bir soygun, ırza geçme değil!”

Bunun adı “Profesyonellik”tir.

İşin neyse onun üzerinde yoğunlaş!

Soyguncular paraları yüklenip eve kapağı atmışlar.

Daha genç olanı (MBA derecelidir) daha yaşlı olanına (ki bu ise 6 yıl ilkokuldan sonra terk):

“Abi, hadi şu paraları sayalım,” der. Daha yaşlı olanı der ki:

“Çok aptalsın be. Bu kadar para oturup sayılır mı? Bu akşam zaten TV haberlerinde kaç para çaldığımızı öğreniriz.”

Buna “Deneyim” derler!

Soyguncular bankadan kaçtıktan sonra Şube Müdürü, Şube Şefine hemen polisi aramasını söylemiş. Şef demiş ki:

“Durun hele Müdürüm. Alacaklarını aldılar. Biz de bir 10 milyon daha alıp daha önce iç ettiğimiz 70 milyon dolara ekleyelim, ne dersiniz?”

Buna “Dalgayı yakalamak” derler.

Berbat bir durumu kendi lehine çevirmektir bu!

Müdür der ki: “Yahu, her ay bir soygun olsa harika olurdu. Ne eğlenirdik!”

Buna “Sıkıntılardan kurtulmak” derler.

Kişisel mutluluk işinden çok daha önemlidir.

Akşam TV haberleri bankadan 100 milyon dolar çalındığını açıklamış!

Çaldıkları paranın çok daha az olduğunu bilen soyguncular oturup saymışlar parayı… Tekrar tekrar saymışlar. Bakmışlar hepsi 20 milyon! Çok kızmışlar bu işe:

“Biz hayatımızı tehlikeye atıp 20 milyon çalabildik. Banka Müdürü bir el hareketiyle 80 milyon götürdü. Galiba soyguncu olmak yerine eğitimli olmak daha iyiymiş!”

Bu “Bilgi altından daha değerlidir” demektir…

Banka Müdürü çok mutludur.

Özellikle bir süre önce borsada kaybettiklerini geri alabildiği için.

Buna “Fırsatları kullanmak” derler.

 **

Haberimiz ise şu minvalde:

Forbes dergisinin hazırladığı listeden dünyanın en zengin kişilerinin yeni tip koronavirüs salgını sırasında servetlerine toplam 255 milyar dolar kattıkları anlaşılıyor.

Forbes dergisinin yaptığı sıralama, dünyanın başta gelen 25 zenginine ait servetin salgın döneminde nasıl değiştiğini ortaya koydu. Derginin değerlendirmesine göre milyarderler 23 Mart 22 Mayıs döneminde servetlerine toplamda 255 milyar dolar kattı.

Türkiye’de ise salgın döneminde milyoner sayısı 30 bin 470 kişi arttı

Virüs günlerinde dar gelirlinin ayakta kalması daha da zor hale gelirken, milyonerler ise son bir yılda servetlerini 408.6 milyar TL yükselterek 1.7 trilyon liraya çıkardı. Türkiye’de virüs salgınının yaşandığı iki aylık dönemde bile milyoner sayısı zirve yaptı.

Şubat 2020’de hesabında 1 milyon TL ve üzeri para olanların sayısı 236 bin 370 iken koronavirüsle geçen mart ve nisan aylarında 30 bin 470 kişi arttı. İki aylık sürede milyonerler servetlerine 202.5 milyar TL kattı.

** 

Şimdi de sıra vicdansız covid sektöründe…

Yukarıda ki rakamlardan da anlaşılacağı üzere hem dünyada hem de ülkemizde birleri can derdindeyken birtakım vicdansızlar da servetlerine servet katıyorlarmış.

Şurası bir gerçek: Şu anda dünyada “covid sektörü” adı altında bir piyasa oluştu. Maskesinden dezenfektanına, solunum cihazından ateş ölçerlere, tulumdan eldivene varıncaya kadar daha önce hayatımızda olmayan birçok şey günlük hayatımızın bir parçası oldu.

Pandemi günlerinde yoksul halk bir adet maske peşinde koşarken demek ki birileri de maskeden servetlerine servet katmanın derdine düşmüş. Birileri maske takma derdindeyken birileri de maske taktırma peşinde koşmuş. Ortaya da asgari ücretle geçinmeye çalışan fakir insanların sırtından servetlerine servet katan bir “vicdansız covid sermayedarları” çıkmış.

İlaç firmalarının covid sayesinde servetlerini katladıkları bilinen bir gerçekti. Son veriler sadece ilaç firmalarının değil vicdansız sermaye sahiplerinin de bu işten nemalandığını gösteriyor.

İşte bunun olmaması için de vicdan sahibi devlet yöneticilerimize çok iş düşüyor…