BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  EKONOMİ

Vetolu aday konuştu

Merkez Bankası Başkanlığı Sezer tarafından veto edilen Adnan Büyükdeniz sessizliğini bozdu.

Abone ol

Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Merkez Bankası Başkanlığı'nı veto ettiği Adnan Büyükdeniz sessizliğini SABAH'a bozdu. Büyükdeniz, bu süreçte hiç kimseye kırgın olmadığını, sadece akademik kariyerinin değil de özel hayatının gündeme gelmesinin kendisini üzdüğünü söyledi.

Büyükdeniz, Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan'ın Merkez Bankası Başkanlığı görevini 1.5 ay önce teklif ettiğini ve kendisinin de bu görevi kabul ettiğini açıkladı. Son günlerde ekonomi basınının en çok tartıştığı kişi olan Büyükdeniz süreci ve kendisiyle ilgili tüm detayları anlattı:

Doğum yerim Adana ancak hayatım İstanbul'- da geçti. Ailem çalışmak için Almanya'ya göç etti. Bugünlere hiç kolay gelmedim. Hiçbir makama farklı ilişkiler neticesinde ulaşmadım. Tepeden inen, yoldan geçen bir adam değilim. Akademisyen hevesiyle başladığım eğitim hayatımdan ekmek parası kaygısı nedeniyle ayrılarak özel sektöre geçtim.

ATAMA SÜRECİ BENİM DIŞIMDA
Boğaziçi Üniversitesi'nde başarılı bir öğrencilik hayatım oldu. İktisat konusunda yurtdışında eğitim isteğim hep vardı. London School of Economics (LSE) de eğitim almak istediğim okuldu. Başvurumda Emre Gönensay ve Baran Tuncer referans verdi. Burası için burs veren kişi ise rahmetli Ali Koçman'dır. TÜSİAD Başkanı da olan Koçman "Geldiğinde TÜSİAD'da çalışırsın" diyerek beni gönderdi. LSE'den dönünce 3 sene TÜSİAD'da araştırmacı olarak çalıştım.

Ben Ankara'yı, bürokrasiyi ilişkileri ve dengeleri bilmem. Eşim Ankaralı. Ben de Ankara'ya sadece kız almaya gittim. Dolayısıyla atama süreci ve dışındaki gelişmeleri bilmiyorum. Ancak şunu söylemek istiyorum. Kimseye kırgın değilim. Kırgınlık zayıflık göstergesi diye düşünüyorum. Cumhurbaşkanı'nın onayı da sürecin bir parçası. Kendisi takdir yetkisini kullandı. Onaylamadığı açıklandıktan sonra da bu süreç benim için bitti. Yeni bir sayfa açtım hayatımda.

AİLECE KOYU GALATASARAYLIYIZ
Üzüldüğüm tek şey oldu. Atanma sürecinde 1999 yılında 375 YTL bedel tutan hisselerimi sattığım bir şirket tartışıldı. Hayatımda görmediğim Murat Demirel ile ortaklığım iddia edildi. Kimse iktisadi görüşlerimi ve para politikasında düşündüklerimi sormadı.

Bankacılık kariyerim boyunca 3 makroekonomik kriz gördüm. 1994,1998 ve 2001 krizlerinde bankacılık yapıyordum. Risklerini yönetemeyenler iflas etti bu süreçlerde. Bazıları devlete güvendik dedi. Ben bunu da sağlıklı bulmuyorum. Devlete güvenerek rant sağlamak yanlıştır.

Enflasyonda gelinen nokta Türkiye için çok önemli. Ekonomi bir geçiş sürecinde. Sanayi düşük enflasyona alışık değil. Bana göre hem işsizlik hem de cari açık yapısal sorunlar. Türkiye krizleri hep ödemeler dengesi kaynaklı sorunlardan yaşadı. Bir diğer tartışma konusu da kur. Kur kesinlikle para politikası aracı değildir. Kur izlenen politikaların sonucudur.

Üç çocuğum var. En büyüğü olan kızım tıp eğitimi görüyor. Kişisel tercihi sonucu okulda açtığı başını çıkınca örtüyor. İki de oğlum var. Ailece Galatasaray'ı destekliyoruz. Küçük oğlumu Fenerbahçe Lisesi'ne yazdırınca çok kızmıştı ama sonradan alıştı.

Bugüne kadar siyaset ile iç içe bir yaşantım olmadı. Ben kendimi teknik bir kişi olarak gördüm hep. Milli Görüş'çü değilim. Kendimi İslamcı olarak da tanımlamam. Ama eğer eşimin başını örtmesi İslamcılıksa evet öyleyim. Sayın Kemal Unakıtan ile Al Baraka'daki yönetim kurulu üyeliği nedeniyle tanışıyoruz.

Merkez Bankası Başkanlığı konusu bundan 1- 1.5 ay önce bana Devlet Bakanı Ali Babacan tarafından bildirildi. Prensip olarak konuya nasıl baktığım sorulunca ben de olumlu görüşümü ilettim. Başkan yardımcıları olarak kararnamede yazılan kişilerden de haberim vardı.

Kaynak: www.sabah..com.tr