Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu, bugüne kadar Türk vergi sistemi konusundaki en kapsamlı raporu açıkladı.
Abone ol600 sayfalık raporda vergi gelirleri hedefine ulaşmak için yeni vergi koymanın alışkanlık haline geldiği ve vergi yükünün ücretlinin sırtında olduğu belirtilerek, ‘‘Bu ortamın oluşmasına her ne pahasına olursa olsun köşeyi dönme anlayışının yaygınlaşması da katkı sağladı’’ denildi. Maliye Bakanlığı Hesap Uzmanları Kurulu, ‘‘Türk Vergi Sistemi’’ raporunda vergi sistemimizdeki çarpıklıkları ve adaletsizlikleri bütün çıplaklığı ile gözler önüne serdi. 600 sayfalık raporda, Türk vergi sisteminin sorunları ve bunların nasıl çözüleceği kapsamlı bir şekilde ortaya konuldu. Türk ekonomisinin sık sık krizlere maruz kaldığına dikkat çekilen raporda, bu krizlerde kamu maliyesindeki dengesizliklerin ''Başrolü'' oynadığı belirtildi. Faiz dışı bütçe fazlasının da kamu borçlanmasını azaltmadığı kaydedilen raporda, Türk vergi sisteminin şu anki görüntüsü şöyle çizildi: Başta gelir ve KDV olmak üzere vergi oranları çok yüksek. Vergileri de ücretliler ve mevduat sahipleri ödüyor. 1990'lı yıllarda toplam gelir vergisinin yüzde 46.6'sını ücretliler, yüzde 3.3'ünü ticari kazanç sahipleri, yüzde 1.9'unu serbest meslek erbabı, yüzde 1.6'sını çiftçiler ödedi. Mevduat faizi ve repo geliri elde edenler de yüzde 22.9'luk payla ücretliden sonra en fazla vergi ödeyengrup oldu. Türkiye'de servet üzerinden yeterince vergi alınmıyor. İthalde alınan KDV, en önemli dış ticaret vergisi haline geldi. Türkiye'de vergi gelirleri AB üyesi ülkelerdeki kadar arttı. Son 30 yılda OECD üyesi ülkelerde kişi başına düşen vergi geliri 16 kat, AB'de 20.5 kat, bizde de 20.3 kat artış gösterdi. Vergi Kanunlarının sayısı çok. Sık değişen vergi yasaları karmaşık bir nitelik kazandı. Vergi Kurallarının değiştirilmesi ve uygulanması için hazırlık dönemi de tanınmıyor. Üstelik bu değişiklikler, önceden yapılan sosyo-ekonomik araştırmalar sonucu tasarlanmış, kamuoyu desteğini sağlamak üzere tartışmaya açılarak genelinde uzlaşmaya varılmış da değil. Bu ortam, mükelleflerin vergi kaçırmalarına zemin hazırlıyor. Vergi idaresinin yetkisi geniş. Yetki kullanımında hukukun sınırlarının aşıldığına da zaman zaman şahit olunuyor. Uzun dönemli bir vergi politikası bulunmuyor. Bu vergi yasalarında kararsızlığı simgeleyen zik-zakların varlığına ve sonuçta vergilendirmede hukuki içtihatların oluşmamasına yolaçıyor. VERGİ AFLARI Sık sık vergi afları çıkarılmaktadır. Vergi idaresinin zayıf olması, vergi mükelleflerinin incelenme kaygılarının giderilmesinin aracı ve siyasilerin ''Bütçeye ek gelir kaynağı'' olarak değerlendirmeleri sonucunda Türkiye'de vergi affı sayılabilecek uygulamalar zaman zaman gündeme gelmiştir. Bu uygulamalar, vergi idaresinin vergi yasalarını uygulatmadaki samimiyetini, güvenirliğini, mükelleflerin yasalara ve hukuka bağlılığını ciddi ölçüde zedelemekte, vergilerini tam, eksiksiz ve zamanında ödeyenler aleyhine bir ortam yaratmaktadır. Mükellef-vergi idaresi arasındaki gönüllü işbirliğini kurma imkanlarının arttırılmasının en önemli araç haline geldiği günümüzde aflar bu kavramın taşıdığı anlamı da bütünüyle tahrip etmektedir. Bu nedenle vergi aflarının uygulamaya konulmasına anayasal bir sınırlama getirilmesinde yarar görülüyor. Ceza var uygulama yok Yüksek enflasyon ve mükelleflerin enflasyon düzeltmesine tabi tutulmaması ile bozuk gelir dağılımı vergi ödeme direncini arttırıyor. Türkiye'deki kayıt dışı ekonomi kendini besliyor. Türk vergi idaresinin bu haliyle kayıt dışı ekonomiyi önleyebileceği de mümkün görünmüyor. Türk ekonomisinde kaydi para kullanımı yaygın değil. İşletmelerde muhasebe kayıt ortamı yetersizdir. Vergi cezaları uygulanamıyor. Mükellef, uzlaşma ile cezalardan neredeyse kurtulmakta, mahkemeye intikal eden uyuşmazlıkların çoğu da idare aleyhine sonuçlanmaktadır.Bu da cezaların etkinliğini yok ediyor. Vergi ödememek ‘kazanç’ oldu Vergi ödeme bilinci zayıf. Vergi mükelleflerimizin çoğu, ödenmeyecek her vergiyi kendisi için bir kazanç saymaktadır. Değer yargıları değişti. Bu ortamın oluşmasında yolsuzlukların, adaletsizlik ve kayırmaların, her ne pahasına olursa olsun ‘Köşeyi dönme’ anlayışının yaygınlaşmış olmasının da katkısı olmuştur.''HÜRRİYET