İtalya’nın Venedik kentinde bu yıl 56’sı düzenlenen Venedik Bienali’nde en iyi ulusal pavyon ödülü, diyasporadaki sanatçıların eserlerini sergileyen Ermenistan’a verildi.
Abone olİtalya’nın Venedik kentinde bu yıl 56’sı düzenlenen Venedik Bienali’nde en iyi ulusal pavyon ödülü, diyasporadaki sanatçıların eserlerini sergileyen Ermenistan’a verildi.
Dünyanın en eski ve büyük güncel sanat etkinliklerinden biri olan Venedik Bienali, 3 gün süren ön tanıtımın ardından dün resmi olarak açıldı.
Açılış töreninin ardından, bienal jürisinin beğenisini kazanan sanatçı ve ülkelere ödülleri verildi. 89 ülkenin ulusal pavyonlarla temsil edildiği bienalde, “en iyi ulusal katılım” ödülü “Ermenilik” (Armenity / Haiyutioun) başlıklı Ermenistan pavyonuna verildi.
TIKLAYIN: Türkiye pavyonu 'Nefes' almaya başladı
Naomi Beckwith (ABD), Sabine Breitwieser (Avusturya), Mario Codognato (İtalya), Ranjit Hoskote (Hindistan),Yongwoo Lee’den (Güney Kore) oluşan jüri, Ermenistan pavyonunun Altın Aslan’a layık görülme gerekçesini şöyle açıkladı:
“Ulusal pavyon dalında Altın Aslan, her sanatçının hem kendi yaşadığı yeri hem de mirasını yansıttığı, diyasporadaki insanlardan oluşan bir pavyon kurduğu için Ermenistan Cumhuriyeti’ne gidiyor. Bu pavyon, bir tarihi koruma alanına güncel pozisyonların da dahil edildiği bir palimpsest (üzerindeki yazı silinerek yeniden yazılmış parşomen) şeklini aldı. Ermeni halkı için önemli bir dönüm noktasına tanıklık edilen bir senede, bu pavyon kültürler-ötesi birleşme ve değiş-tokuşların direncine işaret ediyor.”
Adelina Cüberyan von Fürstenberg’in küratörlüğünde hazırlanan Ermenistan pavyonunda, Ermeni diyasporasından 18 sanatçının eserleri bulunuyor. Bu sanatçılar arasında, aynı zamanda bu yıl Venedik Bienali’nde Türkiye’yi de temsil eden Sarkis ve yine Türkiye’den Hera Büyüktaşçıyan da yer alıyor. Bienal kataloğunda, Ermenistan’ın sergisiyle ilgili olarak şu ifadeler yer alıyor:
“1915’teki korkunç Ermeni soykırımının 100. yılında, yeni bir yaşam gücü bulabilme direnci, kuvveti ve kapasitesi… Katliamdan kurtulanların torunları olan bu sanatçılar halen dünyanın farklı yerlerinde yaşıyor ancak kökenlerine ait hafızalarını ve kimliklerini koruyor.”
Bienalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü Ganalı El Anatsui’ye, Sanata Katkılarından Dolayı Özel Ödül ise ABD’li Susanne Ghez’e verildi.
Camiye dönüştürülen kilise
“Dünyanın Tüm Gelecekleri” temalı ana sergisi Nijeryalı Okwui Enwezor’un küratörlüğünde yapılan 56. Venedik Bienali, bugüne kadarki en “siyasi” bienallerden biri olarak değerlendiriliyor. 53 ülkeden 136 sanatçının katıldığı ana sergide Türkiye’den de Kutluğ Ataman ve Meriç Algün Ringborg’un eserleri yer alıyor.
Bienalin ana mekanlarından Giardini parkında kurulan Arena’da, bienal süresince düzenli aralıklarla Karl Marx’ın Das Kapital’i okunuyor.
56. Venedik Bienali’nde birçok farklı sergide de göç, çatışmalar, dini ayrımcılık gibi konuları temel alan işler göze çarpıyor.
Festivalin ana mekanlarından Arsenale’nin kıyısına yerleştirilen ve İtalya’nın Lampedusa adasına yönelik göçmen akınına gönderme yapan “kağıttan tekne”, göç sorunu ve göçmen haklarını bienal alanına sokuyor.
İran, “Büyük Oyun” başlıklı sergisiyle dikkat çekiyor. Pakistan ve Hindistan, “Benim Doğum, Senin Batın” başlıklı sergide bir araya geliyor. İzlanda ise Venedik’teki Santa Maria della Misericordia kilisesini camiye dönüştüren projesiyle entegrasyon, dini ve kültürel kimlik gibi konuları tartışmaya açıyor.