Ergenekon'da bir bomba iddia daha! Uyuşturucuyla batırıldı iddialarının hepsi yalan! Uyuşturucu bakın nereye gitmiş!
Abone ol Veli Küçük Kısmetim'deki 3 ton eroine ortak istemediErgenekon'un kilit isimlerden Tuncay Güney polise verdiği ifadede yakalanacağını anlayan uyuşturucu kaçakçıları tarafından içindeki 3 ton eroinle batırıldığı açıklanan Kısmetim-1 gemisiyle ile ilgili şok bilgiler verdi: Gemi boşaltıldıktan sonra batırıldı. Eroini Ergenekon, iki kamu görevlisi ve uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş paylaştı.
Ergenekon operasyonun kilit isimlerinden Tuncay Güney'in 2001'de gözaltına alındığında polise verdiği ifadede örgütün parasal kaynakları üzerine açıklamalar yaptığı ortaya çıktı. Güney, uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş'a ait Kısmetim -1'in resmi kayıtlara geçtiği şekliyle içindeki 3 ton 100 kilo eroinle değil boşaltıldıktan sonra batırıldığını iddia ediyor. Güney, Aralık 1992'de batan gemideki eroin parasının Daş, Daş'ın yakın olduğu JİTEM'in Ergenekon kanadı ve sonradan ortak olan iki kamu görevlisi arasında paylaşıldığını öne sürüyor.
İşte Tuncay Güney'in Ergenekon'un uyuşturucu trafiğinin içindeki rolü ile ilgili anlattıkları: "Kendi edindiğim bilgiler ışığında söylüyorum. Ergenekon'un geliri bankalardan (usulsüz krediler), büyük işadamlarından (şantajla), mafya gruplarından, uyuşturucudan, şundan bundan."
Kısmetim1- eroinsiz battı!
"Kısmetim-1 gemisindeki eroinin sahibi uyuşturucu kaçakçısı Nejat Daş ve Ergenekon örgütüydü. Bir senaryo hazırlandı. Gemi Akdeniz'in ortasında boş batırılacak, eroin yurtdışına satılarak ve parası bölüşülecekti. O günlerde Daş polisin elindeydi. Üst düzey iki kamu görevlisi gemideki mala ortak olmak istiyordu. Pazarlıklara dahil edildiler. Ergenekon adına pazarlığı JİTEM'ci yüzbaşı yürütüyordu. Geminin delilleri yok etmek için kaçakçılar tarafından nasıl batırıldığı, İstanbul'dan götürülen gazeteciler tarafından kare kare görüntülendi. İki kamu görevlisinin ortak olduğu eroinin yerine ulaştırıldığını biliyorum. Küçük, iki kamu görevlisinin sonradan ortak olmasına çok kızmıştı."
İran'ın derin örgütü
Ergenekon o yıllarda tamamen yeraltına inerek uyuşturucuya bulaştı. Doğu'dan gelen eroinin Türkiye üzerinden geçişini organize ediyordu. Bunun için, Irak'ta Talabani ve Barzani, İran'ın Gladiosu olan MOD, ABD'li CAK isimli firmayla işbirliği yaptı. Veli Küçük'ün MOD'la arası çok iyiydi.
İşin içinde ABD'liler var!
Yabancı şirket gibi olan CAK uyuşturucu ticareti yapıyordu. Talabani Afganistan'dan aldığı uyuşturucuyu Fransa, Almanya ve Hollanda üçgenine veriyor. Bunu Kürt işadamları sağlıyor. Barzani, İsrail Türkiye paralelinde CAK'a veriyor. Küçük, CAK'la sürtüştü. CAK uyuşturucusunu artık İran'dan yani Kaynağından almaya başladılar yani. ABD'lilerle Ergenekon'un kavgasının ana teması bundan kaynaklanıyor.
Veli Paşa nerede uyuşturucu orada
Tuncay Güney ifadesinde Veli Küçük'ün Karadeniz Jandarma Bölge Komutanı olup Giresun'a taşınmasıyla birlikte Türkiye merkezli uluslararası uyuşturucu trafiğinin Karadeniz'e yöneldiğini öne sürdü. Güney şu bilgileri verdi: "Veli Paşa 4 - 5 tane dil bilir, Rusça da bilir. Küçük'ün uyuşturucu işini Fransızların OJD'si de biliyordu. Fransızların Türkiye'deki uyuşturucuyla ilgili raporunda bunlara yer verilmesi birçok şeyi frenledi. OJD daha sonra JİTEM Karadeniz'de uyuşturucu ticareti yapıyor diye belge de yayınladı."
Escobar Ramazan'a cezaevinde özel hat
Hollanda'da cezaevinden helikopterle kaçtıktan sonra Türkiye'de yakalanan 'Escobar' lakaplı Ramazan Yıldız'la Veli Küçük'ün irtibatlı olduğunu öne süren Güney, Yıldız'a cezaevinde sağlanan ayrıcalıkları şu şekilde anlattı:
Bayrampaşa Cezaevi Tabur Komutanı'nın yanına gidip, 'Veli paşamın selamı var. Bu arkadaşla görüşmem gerekiyor' dedim. Ramazan'ı cezaevi müdürünün odasına getirdiler. Cezaevi yönetimi onu sıkıyormuş. Mesela on kilo erik geliyormuş, üç kilosu sokuyormuş. Veli Paşa'ya intikal ettirdim. 'Yardım etsinler o arkadaşa' dedi. 2 kez gittiğimde sorunlarının giderildiğini söyledi. Odasına özel telefon hattı çekildi. Veli Paşa'yla 'Escobar Ramazan' birbirlerini bir yerlerden tanıyor ama bilemiyorum.
Cinayetle 1. sırada
Güney'in çarpıcı iddialarından birine göre de Kısmetim1 gemisinin eroinini çalarak satanlar arasında bulunan kamu görevlisi, ünlü bir siyasetçinin yakınının batırdığı bankadaki usulsüzlükleri bir bir anlatan Mehmet Urhan'ı öldürttü.
Mutemetin itirafı
Kamu görevlisi bu sayede İstanbul'dan 1. sıra milletvekili adaylığını kaptı: "Matild Manukyan'ın şoförü vardı adı Mehmet Urhan. Bu ... Bankası'nda ..'in mutemedi. Bütün rüşvet verilen kredilerin payını Mehmet Urhan alırmış. Banka battıktan sonra mutemet her şeyi itiraf edip adamı zor durumda bırakmış. Urhan daha sonra Manukyan'ın şoförü. Manukyan evinin önünde bombalandı. Urhan öldü. İBDA/C dediler ama ... öldürttü. Veli Paşa bana bu kamu görevlisinin, Mehmet Urhan'ı öldürttüğü için daha sonra, İstanbul'dan birinci sıradan milletvekili adayı yapıldığını anlattı."
Fransız istihbaratıyla Pera Palas'ta pazarlık
Güney, Fransız narkotik birimi OJD'den bir görevlinin de Türkiye'ye gelip kendisiyle JİTEM ve Sami Hoştan'ın uyuşturucu trafiğiyle ilgili görüştüğünü anlattı.
Görüşmeyle uyuşturucudan pay almak istediği anlaşılan Fransız istihbaratçıya Hoştan'ın telefonunu verdiğini ifade eden Güney şunları anlattı:
"Pera Palas Oteli'nde Fransız istihbaratçıyla görüştüm. Dört beş saat adam, JİTEM ve Hoştan'ın uyuşturucu ticareti yaptığını, bunları OJD uyuşturucu raporlarında yayınlayacaklarını, Veli Küçük'ün bunları albaylığından bu yana yaptığını, askeriyede bir grubun bununla beraber olduğunu anlattı, tehdit etti. 'Bu konuda biz Sami Hoştan'la görüşmek istiyoruz' dedi. Yani Hoştan'ın üzerinden, bir grup askerin yıllardır uyuşturucu işi yaptığını söylüyordu. Ben adamın yanında Sami Hoştan'ın cebini aradım anlattım' yanıtını verdi. Veli Küçük, OJD'nin yaptığı araştırmadan çok rahatsız oldu. Paşa dedi ki Perinçek'e söyle o şeyleri manipüle etsin dedi. Süper NATO, şucu bucular uyuşturucu ticareti yapıyor haberleri yapılsın, dedi."
Yenişafak