BIST 9.949
DOLAR 35,16
EURO 36,72
ALTIN 2.977,15
HABER /  GÜNCEL

Vehbi Koç, OYAK'tan niye dışlandı?

Koç Holding İcra Kurulu Başkanı Bülend Özaydınlı'nın eleştirdiği OYAK, şimdi de kuruluş yıllarındaki ilginç olaylarla gündeme geldi.

Abone ol

Oyak'ın kurucu Genel Müdürü Selahattin Özmen, hatıralarına yer verdiği kitabında, 1960'lı yıllarda Oyak'a bağlı ‘ordu pazarları' aracılığıyla sosyalizmin güçleneceğine inanıldığını açıkladı. Buna göre ordu pazarları, piyasa fiyatının altında mal sattığı için sosyalist aydınlardan büyük destek görmüş. Esnaf ise kurumu haksız rekabet yapmakla suçlamış. Özmen, medyanın o dönemde Oyak'a bakışını şu sözlerle aktarıyor: "Medyada çok okunan kişiler kurumu tutardı. Oyak yoluyla sosyalizmin güçleneceğine inananlar vardı." Bu arada Koç Holding'in kurucusu merhum işadamı Vehbi Koç'un nasıl dışlandığını da anlatan Özmen, “Deneyimlerinden yararlanmak için yönetimde yer verdikleri Vehbi Koç'u ‘Genelkurmay'ın içinde Bulgar subayı olamayacağı gibi ekonomik bir kuruluş olan ordu yardımlaşmanın rakibi de bünyemizde yer alamaz' diye suçladılar. Koç, bu suçlama karşısında gözyaşlarını tutamadı.” bilgisini veriyor.

Selahattin Özmen, ‘80 Yıla Tanıklık' isimli kitabında, 27 Mayıs 1960 ihtilalinden sonra Oyak genel müdürlüğü görevine emrivaki ile getirildiğini anlatıyor. 1961-64 yılları arasında aynı görevi sürdüren Özmen, ilk genel kurulun Ankara'da Genelkurmay Başkanlığı binasında yapıldığını aktarıyor. Vehbi Koç ve Kazım Taşkent gibi iş dünyasının önde gelen isimleri de tecrübelerinden istifade etmek amacıyla genel kurul üyeliğine seçilmiş. Buna karşılık ilk genel kurulda İstanbul'dan gelen bir albay söz alarak, “Bu kurum bizimdir. Sivillerin bilgi ve becerileri önemlidir. Ancak bizim öz adamlarımız duruma tam hakim olmalıdır. Asker yönetim kurulu üyeleri sürekli olarak gözetim denetim yetkisiyle sivillerden ayrılmalıdır.” sözleriyle buna tepki göstermiş. Özmen ise sivil üyelerin hiçbirinin görev için talepte bulunmadığını ve haberleri olmaksızın üyeliğe seçildiklerini bildiriyor. Özmen, asker üyelerinin ilk yıllarından itibaren sadece malk mülk almakla sınırlı kalmayıp Oyak'ın ülke sanayiinde yer almasını, sanayi yatırımlarına yönelmesini istediği bilgisini veriyor. Vehbi Koç ve Kazım Taşkent gibi bazı genel kurul üyeleri buna karşı çıkmış. Hatta bir genel kurul toplantısında yaşanan sert tartışmalardan sonra Vehbi Koç kurum üyeliğinden istifa etmek zorunda kalmış. Yaşananları Özmen şöyle anlatıyor: “Dünyadaki uygulamalar açıklanarak doğrudan girişim için izin isteniyordu. Sayın Taşkent öneriye şiddetle karşı çıkıyordu. ‘Bu öneriyi hazırlayanlar başka inançta olmalılar' diyordu. Bu ifade üstü kapalı biçimde komünist suçlaması idi. Koç da aynı kanaatteydi ve gerekçelerini ekonomik temellere dayalı olarak açıklıyordu. Ardından kurumun bazı asker üyeleri söz alıp görüş belirtiyordu. Bunlardan İhsan Albay saygılı olmakla beraber çok çarpıcı konuşma ile öneriyi destekliyordu. ‘Bizim temel yanlışımız var. Önce o yanlış düzeltilmeli, sonra yatırım politikası ve programına karar verilmelidir. Koç çok büyük bir girişimcidir. Ama bir tacirdir ve ekonomik bir kuruluş olan Ordu Yardımlaşma’nın rakibidir. Çok yetenekli bir Bulgar kurmayına Genelkurmay'da görev vermek herhalde düşünülemez. Koç haklı olarak kendi çıkarlarını gözetecektir. Güçlü mali imkânları elinde tutan kurumun kendisinin kâr etmeyi umduğu alanlara girmesine engel olmak Koç'un çok doğal hakkıdır. Kendisini suçlamak yanlış olur. Yanlış giderilsin; sonra neyi, niçin, nasıl yapacağız noktalarında daha sağlıklı karara vararız' diyordu.” Özmen, albayın konuşmasının Koç'u çok etkilediğini, onursal olarak kabul ettiği görev sırasında kişisel çıkar kovalayacağının düşünülmüş olmasının kendisini derinden sarstığını belirttiğini anlatıyor. Gözyaşlarına boğulan Koç, izin alarak albayın söylediklerine şu cevabı vermiş: “Arkadaş beni hırsızlıkla suçluyor. Ben buna layık değilim. Kurum ile rekabetim olabilir; ama ben bunun çözümünü yakışıksız tutumla değil, namuslu çalışkan gayretimle bulurum. Böyle bir suçlamayı hak etmedim. Bundan böyle sevdiğim yurduma hizmet için kurum üyesi kalmak gereğini duymadığımdan genel kurul üyeliğinden istifa ediyorum.”

Esnaftan haksız rekabet suçlaması

Özmen, Ordu Pazarı’nın Ankara şubesinin açılışından sonra Akşam gazetesinde İlhami Soysal'ın övücü makalesinin esnaflar tarafından tepkiyle karşılandığını söylüyor: “Ordu pazarları toplumda ve kurum üyeleri arasında birbirinden çok farklı yorumlanıyordu. Toplumun tüketici kesimi ordu pazarlarının ucuzluğuna imreniyordu. Satıcı kesim, yasal olmayan rekabete yol açtığı, akıl ve hesap dışı iş yaptığı suçlamalarını sürdürüyordu.”

Oyak, 1 Mart 1961 tarihinde yaklaşık 65 bin üyenin katılımı ile Türk Silahlı Kuvvetleri'ne üye personelinin karşılaşabilecekleri sosyal ve fiziksel risklere karşı ek bir sosyal güvenlik oluşturma amacıyla kuruldu. Türk Silahlı Kuvvetleri personeline hizmet vermek amacıyla Oyak bünyesinde faaliyete başlayan Ordu Pazarları ise 1998'de şirketleşerek Oyak Büyük Mağazacılık (OYPA) adıyla sivillere de hizmet vermeye başladı. Ancak Migros, Tansaş ve Gima gibi devlerin bulunduğu perakende sektöründe şirket zarar etmeye başlayınca yönetim, marketçilikten çekilme kararı aldı. 2002 yılında kapanan OYPA'nın 17 ayrı merkezde toplam 25 mağazası bulunuyordu.


'Erdemir’de hisse teklifi havada kaldı’

Özmen, 2,7 milyar dolarlık teklifle Erdemir'in özelleştirme ihalesinde en yüksek teklifi veren Oyak'ın 45 yıl önce Erdemir hisselerini almaya yanaşmadığını da anlatıyor. Özmen, dönemin Maliye Bakanı Ferit Melen'in kurumun yönetim kurulunu oluşturan seçici kurul üyesi olarak kurumla organik ilişki içinde olduğunu kaydediyor. Melen'in bir toplantıda “Selahattin paranız var, yatırım yeri arıyorsunuz. Erdemir paylarından bir miktar alsanıza.” dediğini aktaran Özmen, bu konuda şunları ifade ediyor: “Erdemir'de büyük miktarda bina inşaatı müteahhitlere veriliyordu. Bir kısım binalarının yapımını Oyak üstlenebilirdi. Böylece taahhüdün tutarı kadar şirket payı alınacaktı. Melen, 'Beni kırmamak çabanız açık. Erdemir yönetim kuruluna söylesem size iş verirler. Ama nüfuzumuzu kötüye kullanmış olurum, bunu yapamam' diyerek konuyu kapatıyordu.”

Haber: Erkan Acar
Kaynak: