BIST 9.605
DOLAR 34,63
EURO 36,57
ALTIN 2.931,61
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Ve Davutoğlu gemileri yaktı

Çözüm sürecinde kritik günler tarihi gelişmeler yaşanıyor. Hükümetin önemli isimlerinden Davutoğlu'nda önemli açıklamalar.

Abone ol

Çözüm sürecini nehrin karşı kıyısına yüzmeye benzeten Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu "Yarıya geldiğinizde ne olursa olsun karşıya varmaya çalışırsınız." diyor.

Radikal Ankara Temsilcisi Murat Yetkin, Davutoğlu ile görüştü. Yetkin çözüm sürecine ilişkin Davutoğlu'nun çarpıcı açıklamalarını taşıdı.

GERİYE DÖNÜŞ DAHA UZUN HEM DAHA RİSKLİDİR

(...)Davutoğlu, bütün bu süreci hızla akan bir nehrin karşı kıyısına yüzmeye çalışmaya benzetiyor. “En kritik an” diyor; “Yarıya kadar gelindiği hissine kapıldığınız zamandır. İnsan o zamana kadar geriye dönmeyi düşünür, çünkü yol daha yakındır. Ama yarıyı geçmişse artık geriye dönüş hem daha uzun, hem daha risklidir, daha maliyetlidir. Hissediyorsunuz ki, ben nehrin yarısını geçtim. Ondan sonra geri dönmeyi mi yoksa karşıya çıkmayı mı düşünürsünüz? Artık ne olursa olsun karşı kıyıya varmaya çalışırsınız.” 

GERİ DÖNÜLMEZ NOKTA

Brüksel’de ağırlıkla Suriye’nin konuşulduğu NATO toplantısından Davutoğlu’nu Ankara’ya taşıyan uçaktayız. Vakit 23 Nisan gece yarısına yaklaşıyor. Daha açık soruyoruz: “Peki, geri dönülmez noktaya geldi mi Kürt çözüm süreci hükümet açısından?”

O da açık cevap veriyor: “Ben, geriye dönülmez noktaya geldiğimiz kanaatindeyim.”

PSİKOLOJİK EŞİK AŞILDI

Devam ediyor: “Sürecin pürüzsüz olması beklenemez, ama tarafların pürüzlerin farkında olması önemli. Zorluğu görebilme kabiliyetiniz varsa, onu engelleme imkânınız da olur. Bu tür süreçlerin yüzde 60’ı psikolojik faktörlerdir. Yüzde 20’si yöntem, gerisi de uygulamadır. Mesela çekilme yöntemdir, silah bırakma uygulamadır. En doğru yöntemi uygulasanız da risk vardır. Ama psikolojik eşik aşılmış durumda.”

Ama Davutoğlu bu cevabın PKK açısından da (o ismini hiç anmadan ‘Örgüt’ demeyi tercih ediyor) geçerli olduğuna dikkat çekiyor: “Örgüt hangi gerekçeyle ‘Ben geriye döndüm’ diyecek? Şu anda süreçten geriye dönmenin getireceği büyük hayal kırıklıkları olacaktır, bunun maliyeti, örgüt için de çok fazla. Çünkü barış umudu doğmuş durumda. Burada, Allah muhafaza, provokasyonlara karşı uyanık olmak lazım. Bunu değiştirecek tek şey, çok büyük bir provokatif tutum. O yüzden Bahçeli’nin söylemi tehlikeli.” 

HABUR'DAN DERS ALDIK

Sürecin çökmesi ihtimali akla ister istemez 2009-2010 sürecini ve Habur’u getiriyor. Tekrarı olabilir mi? Bu yeni süreçte bir Habur tehdidi var mı?

Davutoğlu yanıtlıyor: “Ben iki süreci de biliyorum. Habur’dan ders aldık. Orada kestirme bir yolla, meselenin çözümü konusunda bir çaba vardı. Toplumun psikolojik olarak yeterli hazırlığı olmamıştı. Şimdi ise yaklaşık dört aydır, yavaş yavaş olgunlaşan bir süreç var. Benim ümitvar olduğum o… Burada açıkçası yöntem de farklı. Doğrudan görüşmelerin getirdiği avantajlar var. İmralı’ya BDP gidiyor, devlet istihbarat birimlerinin temasları var. Sürecin içindeki aktörler doğrudan temas halinde. Halk da öyle görüyor, netice alınacağının işaretleri olarak görüyor.”