Vatan'a geç gelen yazar

Zafer Mutlu ve arkadaşlarının Vatan'ı çıkarmak için kolları sıvadığı yıllar. Gidenler gitti, kalanlara ise "hadi sen de gel" denildi. Semerci o zaman 'hayır' demişti ama

Yavuz Semerci gibi Hıncal Uluç da hiç düşmedi Vatan'ın gündeminden. Zafer Mutlu, yıllar sonra hayalini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşarken, Semerci, ilk yazısına başlayarak okurlarıyla buluştu:

Yazı: Yavuz Semerci
Kaynak: www.vatanim.com.tr

"Hoşbulduk..."

15 gün önce Sabah Gazetesi'ni duygusal bir yazı ile terk ettim. Özgüvenini destekleyen fiziki çevreyi bile terk ederken insan bocalıyor.

İtiraf etmeliyim ki, önce yalpaladım, yolumu kaybettiğimi bile düşündüm. Sabah'tan kopuş sürecimde yaşadığım sıkıntıları, yeni bir vizyonla aşmamı sağlayacak nitelikte iş teklifleri oldu. Bu süreci çok profesyonelce yönetemedim ve iş yaşamlarına saygı duyduğum pek çok kişiyi üzdüm. O süreç geride kaldı.
Tercihim, yıllarca birlikte çalıştığım arkadaşlarımın yarattığı, doku uyuşmazlığı yaşamayacağım VATAN oldu.
Şimdi ilk yazı yazılacak.

Stres var mı? Elbette. Kolay mı? Benim için yeni on binlerce okuyucu ile temas kurulacak.
VATAN'ın başarılı çizgisine kendi çapımda katkıda bulunmak en büyük dileğim.
Bazı gazeteler vardır; dağıtımıyla, baskısıyla, televizyonuyla endüstrinin temel ayağını oluşturan gruplara aittir. Sabah gibi, Hürriyet gibi.

Onlarla fiyatta, sayfa sayısında rekabet etmek zordur. Zarar etseler bile rakiplerini sindirmek için irrasyonel politikalar üretebilirler. Bazı gazete yöneticileri sırf bu özelliklerinden dolayı rakipsiz olduklarını düşünür. Çok satmanın etkinlik için yeteceğini sanır.
Halbuki, okuyucu acısından önemli kriter başkadır; nitelikli haber, doyurucu yorum, ciddi analiz. Gerçek rekabet o zaman başlıyor. VATAN'ın kısa sürede bu denli başarılı olmasının altında, sermayenin gücünden çok, gazetecilerin bu kriterleri yerine getirmesi yatıyor.
Korkmadan, eğilip bükülmeden yazı yazmaya devam edeceğim için mutluyum.

TMSF, İstanbulspor için Ertegün'den haber bekliyor
Yaklaşık 2 ay önce Atlantic Records'un kurucusu, dünya müzik piyasasının önde gelen ismi Ahmet Ertegün İstanbulspor'un satin alınması için girişimlerde bulunmuştu. Çok gizli yürütülen girişim ilk önce Türkiye Futbol Federasyonu ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) arasında sürtüşme yaratmıştı. Ertegün, İstanbulspor'un sadece isim hakkını satin alacak, borçlarına karışmayacaktı. Ancak Federasyon bu tip bir lisans devrini "yol olur" diyerek engelledi. Federasyon'a göre, borçlanan, piyasaya borç takan her kulüp benzer bir operasyonla karşılarına gelebilirdi. TMSF, varlık satışlarının yolunu açan yeni bir düzenlemeyi yasalaştırarak, Federasyon'u itiraz edemez hale getirdi. Bu kez de Ertegün tarafı işi ağırdan almaya başladı. TMSF, şimdi Ertegün'den haber bekliyor.