BIST 9.676
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.964,13
HABER /  GÜNCEL

Vatan haini Kürt türkücü!

Türkiye'de ana dilde yayın diye bir gündem henüz oluşmamışken, o ilk Türkçe altyazılı Kürtçe klibi çekmişti... Vatan haini ilan edilen Ferhat Tunç'un şimdi TRT'ye çağrısı

Abone ol

Birgün Gazetesine verdiği röportajda TRT'ye seslenen türkücü Ferhat Tunç, Yasalara saygı çağrısı yaptı. Galatasaray Meydanı'nda Avrupa İnsan Hakları temsilcileriyle yerde sürüklenerek gözaltına alındı. Cizre'de insan hakları ihlallerinde "bitsin bu savaş" dedi. Kendisine kurulan ölüm pusularından sıyrıldı. "Ben Türkiyeliyim" diye bağırarak Anadolu'nun sivrilmiş dağlarından yankılanmasını bekledi türkülerinin. İlk Kürtçe klibi çekti, yayınlayacak televizyon kanalı bulamadı. Şimdi TRT'ye sesleniyor: "Yasalarınıza saygılı olduğunuzu ispatlayın" diyor. -Yasalar artık Kürtçe türkü söylemenin, klip yayınlamanın yasak olmadığını söylüyor. Ferhat Tunç'un bundan haberi var mı? İlk Kürtçe klibi ben çektim Türkiye'de. İbrahim Tatlıses'e saldırıların olduğu dönemde Türkçe alt yazılı Kürtçe klibi çektik ama yayınlanmadı. Bütün televizyonlarda gündeme geldi hatta Manşet programında Fatih Karaca vermiş olduğu mesajlarla açıkça bizi tehdit etti. Özel televizyon kanallarının bu gün Kürtçe klip yayınlama konusundaki korkuları bundan kaynaklanmaktadır. Bu konuda geri planda durmalarının nedeni bence devletin bizzat çıkarmış oldukları yasaların arkasında durmamasından kaynaklanıyor. Benim Kürtçe klibim Kardeş Türküler'in klibinden önce gündeme geldi ve tüm kanallara göndermiştik ama ne yazık ki hala yayınlanmadı. -İdeolojik bir yaklaşımı olabilir mi bu ulusal kanalların? Sanmıyorum... Yani açıkçası artık kimse bunun peşinde değil veya olmamalı. Sonuçta Türkiye'nin demokratikleşmesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Birliği'ne ilişkin olarak ortaya çıkan bu yasal düzenlemelerin pratik karşılığı önemli. Bunların pratik karşılığı olmadığı zamanda çıkarmış olduğunuz yasaların bir anlamı kalmıyor. -Özel kanallarda Kürtçe türküleri İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül gibi popüler sanatçıların seslendirmesini nasıl değerlendiriyorsunuz? Bunun açıkçası bir samimiyet içermediğine inanıyorum. Kürtçe konusunda bir adım atılmak isteniyorsa, Kürtlerin gerçek anlamda değer verdiği ve kendi değerleri olarak gördüğü sanatçıların dikkate alınması lazım. Güneydoğu'nun neresine giderseniz gidin sanatçı olarak karşınıza çıkacak tek isim önce Ahmet Kaya sonra Ferhat Tunç'tur. İbrahim Tatlıses' te değildir, Mahsun Kırmızıgül'de değildir, Alişan'da değildir bir başkası da değildir. Ama ne yazık ki bunu yıllarca görmediler. Mesela benimle ilgili hatırlıyorum Sabah gazetesinde kıyamet kopmuştu: "Ferhat Tunç meğer bir efsaneymiş" diye... Şimdi, Ferhat Tunç bir efsaneymiş diyen adam yıllardır bu ülkede üretim içinde olan sanatçıyı yeni tanıyor ve onun bir efsane olduğuna inanıyor. Ama böyle efsaneler var ve bu efsaneler halkın yaratmış olduğu efsanelerdir, değerlerdir. Ama bu değerler halka saygısı olmayan bu çevrelerin dikkatini çekmemiştir, bunların dikkatinin çekildiği tek nokta bu insanların bölücü, vatan haini, terörist olduğu noktasındaydı. Kardeş Türküler'in türkülerine de değer veriyorum ama Ferhat Tunç'un yaptığı bir klibi yayınlarsanız bu halk size o zaman inanır samimi görür. Bundan yola çıkarak politika üretmeleri lazım. Ben bunu söylüyorum yoksa benim derdim ne bölücülüktür ne ayrımcılıktır ne de başka bir şeydir. Ben bu ülkenin bir değeriyim, bu ülkenin bir sanatçısıyım. -Kendinizi Kürt halkının kucakladığı tek sanatçı olarak mı görüyorsunuz? Kürt halkının sanatçısı değilim ben. Ben Türkiye'nin sanatçısıyım. Ben bunu her zaman söylüyorum. Israrla ve inatla beni Kürt sanatçısı olarak lanse ediyorlar. Türkçülük, Kürtçülük veya mezhepçilik yaparak ya da bölgeci bir yaklaşımla bu ülkede sanat yapılmaz, siyaset yapmak da yanlıştır. Ben siyasetin kirlenmesinin nedenlerinden bir tanesinin de bu olduğunu görüyorum. -Yani şimdi Kürtçe gündeme geldiğinde özel televizyon kanallarında İbrahim Tatlıses'e ya da Mahsun Kırmızıgül'e söyletilen Kürtçe türküler inandırıcı gelmiyor mu size? Bakın Kürt halkı bu tür şeyleri ciddiye almıyor. Kürt halkının sanatçıları vardır, değerleri vardır. Kürt halkına saygı duyuyorlarsa Kürt halkının değer verdiği sanatçıları göreceksin, dikkate alacaksın. Dikkate almazsan hiç kimseye inandırıcı olamazsın. İbrahim Tatlıses'in, Mahsun Kırmızıgül'ün çıkaracağı bir Kürtçe şarkıyla bir Kürtçe kliple bu konuda samimi olduğunu gösteremezsin. Kürt halkının değerlerine saygı duyacaksınız. Kürt halkının değerlerini sanatçılarını bu ülkede hedef durumuna getirmeyeceksiniz. Onları zindanlara tıkmayacaksınız, onları sürgünlerde ölüme mahkum etmeyeceksiniz. Bunun aşılması lazım ve bugünkü hükümet bunu aşma noktasında ciddi sıkıntılar yaşıyor. Ben hala TRT'de çıkıp şarkı söyleyen bir insan değilim ya... Milyonlarca dinleyicisi olan, bölgeye gittiği zaman bölgeyi ayaklandıran ve isminden bile korkulur hale gelmiş bir sanatçının her şeyden önce televizyona çıkma gibi bir kaygısının olmaması lazım. TRT'nin herşeyden önce bana açık olması gerekirken bana kapılarını kapatmış. Düşmanca bir politika izliyorlar. Devletin resmi yaklaşımı bu ülkenin sanatçısına aydınına bilim adamına düşmancaysa halkına da düşmancadır. Samimi olmadığını gösteriyor. -Söylediklerinizden anlaşılan, Ferhat Tunç'un TRT'ye bir tavrı yok tam aksine TRT'nin Ferhat Tunç'a karşı bir tavrı var. Öyle mi? Benim TRT'ye niye bir tavrım olsun ki. -Şu an TRT'den bir davet alsanız gider misiniz? Tabi ki giderim. Ben şarkılarımı söyleyebileceğim görüşlerimi düşüncelerimi açıklıkla söyleyebileceğim her alanda olurum. TRT bu ülkenin, bu devletin bir kurumuysa benim o kurumda kendimi ifade etmek, halka ulaşmak gibi bir sorunum olmalı. Yasakçı mantıkla veya görmemezlikten gelerek küçümseyerek dışlayarak veya suçlu konumuna getirerek bu ülkeyi yönetemezsiniz. Yaşar Kemal'i yok sayabilirmisiniz? Yılmaz Güney'i, Nazım Hikmeti, Sebahattin Ali'leri yok saydınız da ne getirdi bu ülkeye? Peki dünya yok saydı mı onları. Sizi yok saydı. Size güldü, kendinizi komik duruma düşürdünüz. Ama onlar sadece Türkiye'nin değil tüm dünya halklarının değerleri olarak bu gün varlar, bunu inkar edemezsiniz. -Kendinizi protest sanatçı mı yoksa türkücü olarak mı tanımlıyorsunuz? Açıkça ben hayalinde bir aşk yaratıp onun adına türkü besteleyen biri değilim. Hatta kendimi türkücü olarak da tanımlamıyorum. Protest müzik bana daha yakın geliyor. Halkın yaşayıp da dile getiremediği acıları bir şekilde anlatmak benim yaptığım iş. Evde Türk müziği hiç dinlemiyorum dersem şaşıracaksınız. Evet, kaset çıkaran bir kaç arkadaşın türkülerini dinlerim ama o kadar. -Beğendiğiniz Türk şarkıcı, türkücü yok mu? Türkiye'de türkü söyleyen hiç kimseyi dinleyemiyorum. Beni sıkıyor yani. Benim hakkımda da aynı şeyi düşünen olabilir. Bizde türkü söyleyenlerin hepsi birbirinin aynısı. Bir de türkü söyleme modası çok fazla abartıldı. Söylenmedik türkü bırakılmadı. Fantezi, arabesk müzik dinlemem. Mesela Mahsun Kırmızıgül'e tahammül edemem. Onun sesi beni inanılmaz bir şekilde geriyor. Böyle bağırarak türkü söyleyenlere dayanamam. İbrahim Tatlıses'i önemsiyorum gerçekten iyi bir yorumcu. Bir ara İbrahim Tatlıses hakkında ülkücüler asarız keseriz dedikleri bir dönemde ben dedim ki, 'ya ayıptır günahtır bu adam yıllarca türkü söyledi'. Yani ben açıkçası İbrahim Tatlısesin Türkçe söylemesinden bıktım bırakında biraz da kendi dilinden Kürtçe söylesin ana dilinden belki farklı bir şey çıkar bu onu zenginleştirir. Ve bu zenginlik aynı zamanda Türkiye'nin zenginliği olarak yansır, bırakın okusun ama fırsat vermiyorlar. Her halde İbrahim Tatlıses Şivan kadar olmasa da iyi Kürtçe okuyacağına inanıyorum.