BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 35,95
ALTIN 3.001,29
HABER /  GÜNCEL

Vatan bininci güne ulaştı

Vatan Gazetesi bininci gününe ulaştı. Gazetenin doğrucu davutu Necati Doğru, gazetenin bugünlerine gelişini yazdı. İşte Doğru'nun kaleminden bininci gün hikayesi.

Abone ol

Vatan Gazetesi bininci güne ulaştı. Gazetenin etkili isimlerinden Necati Doğru, "Vatan'ın bininci günü kutlu olsun" dediği yazısında ilginç anektodlara yer verdi.

Yazı: Necati Doğru
Kaynak:
www.vatanim.com.tr 

Zafer Mutlu ile Tayfun Devecioğlu 1000 gün önce, "sen de gel, bağımsız bir gazete yapacağız" diye teklif etmişlerdi.

Gelmemiştim.

Sonradan hayat getirdi.

45 gün sonra ben de bu gazetede 365 günümü tamamlamış olacağım. Memnunum, eski okuruma kavuştum, yeni okurlar tanıdım. Mutluyum.

VATAN ilk 1000 gününü bitiriyor, sonraki 1000'lere adım atıyor. Tutulan, okunan, yazdıktan ciddiye alınan; yanlış, yalan haber yapmaktan çekinen, egemene, iktidara, ilan verene yaltaklanıp yalakalan-mayan, sırtını holdinge dayamamış, halk dalkavukluğu da yapmayan, garibanizme sarılıp yüksek sabun köpüğü satışlar peşinde de koşmayan bir gazete oldu.

Bugün ak-pak bir yürekle samimi, gerçek duygulanmı yazacağım.

Önce biraz tarih:
Gazetecilerin, gazetelerin, yazarların etki altına alınması, sansüre uğratılması, susturulması, hapislere atılması, iktidar borazanı olmaya zorlanması geçmişte de hiç eksik olmadı. Örnek, 1925'lerde bile Tanın Gazetesi yazarı Hüseyin Cahit Yalçın, bir yazısından ötürü sonsuz sürgüne mahkûm edildi, gazetenin muhabiri Nuri Bey, Sorumlu Müdürü Muammer Bey 2'şer yıl hapse mahkûm oldu. Resimli Hafta Dergisi'nde çıkan yazı üzerine derginin başyazan Zekeriya Sertel ile yazıyı Hüseyin Kenan imzasıyla yazan Cevat Şakir Kabaağaçlı (Halikarnas Balıkçısı) sürgün cezasına çarptırıldılar.

Mersin'de çıkan Doğru Söz Gazetesi'nin sahibi Ata Çelebi, l yıl hapis yedi. Ada-na'da yayınlanan Altın Öz Gazetesi Başyazarı Şükrü Oğuz 3 yıl, Ali Ruhi 7 yıl yediler. İstanbul'da yayınlanan Memleket Ga-zetesi'ni çıkaran İsmail Hami Daniş-mend, "vatana ihanet" suçuyla yargılandı. Solcu olan Arif Oruç da, sağcı olan Necip Fazıl da, yazdıklarından ötürü sürgün yediler, hapis yattılar. Daha sonraları iktidarı eleştiriyorlar diye Metin Toker, Çetin Al-
tan gibi gazeteciler de hapislere atıldılar.

Sağcı, solcu... Ortacı, liberal...
Milliyetçi, muhafazakâr fark etmedi. İktidarlar gazeteciyi; "hapse atarak, sürgüne göndererek, ödeyemeyeceği para cezalarına çarptırarak" korkutmak, caydırmak, yazmaktan vazgeçirmek düşüncesi içinde oldu ya da "yemleyip besleyerek" dalkavuklaştırdı. Örneğin Yunus Nadi, "İsmet İnönü'ye ikinci Atatürk demekte tereddüt etmeyiz" diye yazdı. Hüseyin Cahit Yalçın, "İsmet inönü'yü Türk Milleti babası olarak kabul etmiştir" diye yazdı. Peyami Safa; "İnönü örnek olacak bir parti başkanıdır" diye yazdı. Menderes'ten De-mirel'e, Demirel'den Özal'a, Özal'dan Tansu Ciller'e, Ciller'den Mesut Yılmaz'a, ondan şimdilerde Tayyip Erdoğan dönemine, pek çok gazeteci arlanmaz, uslanmaz "dalkavukluk yarışına" girdiler.

Basın bugüne geldi.
Bugünün iktidarı da tıpkı geçmişteki iktidarların yaptığı gibi "gazeteciyi ya hapse atıp korkutmak ya da maddi, manevi yemleyip iktidar dalkavuğu yapmak" sonucunu doğuracak adımlar attı. TCK'ya bu yönde maddeler yerleştirildi, ay başında yürürlük başlıyor.

VATAN'ın önemi!
Bu noktada... Bağımsız... Özgür...

VATAN şimdi "ülke sorunlarım deşen, didikleyen, sorgulayan" gazeteciliği öne geçiren; "basının gücünü, gücün basını" haline getirmeyen "iktidarın başbakanına başdanışmanlık yapan milletvekilini yazar" yapmayan; sermaye sahibi, holding sahibi, banka sahibidir, ilan gücü var diye egemen sınıfa yaltaklanmayan, "doğruluğu, dürüstlüğü, ahlâkı yücelten;" şirketi var, holdingi var, iktidarla ilişkileri var diye "gazete patronunun emellerine hizmet etmeyen..." bir yeni çizginin tutmasına uğraşıyor. Bu çizgi yaşarsa... Şimdiki iktidarın "basını dalkavuk-laştırma isteği" de kursağında kalır.

Benim samimi düşüncem budur.
VATAN'ın...
İlk 1000 günü kutlu olsun.