Var mı böyle satış?..
Yönetimi TMSF' ye geçen bir holdingin milyonlarca dolar değeri olan otel için bir ajans tarafından servis edilen haber'Pes' dedirtti.
İşte Türkiye’de gazetecilik böyle yapılıyor...
Güler misin,ağlar mısın dedirtecek türden bir haber...
Bu nasıl anlayış…
Bu nasıl gazetecilik…
Bu nasıl ajans haberciliği..
Bakın ne oldu?
FETÖ soruşturması kapsamında devletin el koyduğu ve yönetimi TMSF’ ye geçen Koza Holding’in iştiraklerinden biri olan Marmaris’teki “Angel’s Marmaris” otelle ilgili “İnternet ten satışa çıkarıldı” şeklinde yapılan haber, bu ülkede gazetecilik adına bu kadarına da pes dedirtti…
Ülkenin ciddi haber ajanslarından DHA’nın Muğla muhabirine güvenerek hiçbir dayanağı olmadan en önemlisi hiçbir teyit almadan böylesine bir haberi servis etmesi çok ilginç!..
Çünkü yalanın daniskası…
Bu yalan haber nedeni ile borsada işlem gören Türkiye’nin altın yumurtlayan tavuğu misali ‘Altın’ işletmeciliğinde her geçen gün daha da öne çıkan Koza Holding, hem KAP’ a hem de medyaya açıklama yapmak zorunda bırakıldı..
Açıklama da dendi ki “Haber tamamen gerçek dışıdır. Şirketimizin resmi kanallarından yapılmayan hiçbir duyuruya itibar edilmemesinin gereğini bir kez daha vurgulamak isteriz."
Hükümette yükü en ağır olan isimlerin başında gelen her alanda büyük bir sorumluluk yüklenen Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli’nin bu yönde açıklamalarını dinlemedi mi beyler?..
Ne demişti Canikli;
“ TMSF’ye devredilen şirketlerin şirketlerin varlıklarının toplam değeri 48 milyar TL .Bu şirketlerin hasılatları toplamı 30 milyar TL. 800’den fazla şirket TMSF’ de. Müdahale etmeseydik, şirketlerde iflaslar olabilirdi. Normalde bu şirketler mahkeme sonuçlanana kadar kalacak, satılmayacak. Mahkeme suçlu bulmazsa sahiplerine iade edilecek. Yargılama sonuna kadar yönetilecek. Mali yapısı bozulup zarar eden firmaların finansman ihtiyacını karşılamak amacıyla zarar edilenlerin tamamı satılabilir"
TMSF’nin sorumluluğunu da yapan bakan Canikli böyle bir açıklama yapmışken o ajansın Muğla muhabirinin hiçbir altyapısı olmayan, mutlaka teyit edilmeye muhtaç olan haberini servis ederek holdingin borsa değeri üzerinde olumsuz etki yaratmakla kime hizmet edildi?
Sormak gerekir haberin sahiplerine;
“230 milyon dolar değeri var” dediğiniz bir otel internetten mi satışa çıkarılır?
Yalan ama hadi diyelim öyle!..
Peki..
Nerede belirttiğiniz Koza Holding’in oteli internet satış ilanı?
Nerede haber kaynağınız?
Sorumlu gazetecilik olarak böylesine önemli bir haberin teyidi alındı mı?
YOK…
Muhabir ajansı fena faka bastırmış açıkçası!..
Milyonlarca dolar değeri olduğunu belirttiğiniz yönetimi TMSF’ ye geçmiş bir otelin internet ortamında satışa çıkamayacağını (hadi satışa çıkması halinde ise) ihalesiz bu işlerin olamayacağını bilemeyecek kadar basiretsiz nasıl olunur?
Bu haber şunu gösterdi ki bu ülkede gazetecilik ne yazık ki böyle yapılıyor…
Yani at ortaya “yalan” bir haber bütün medya kullansın yalan olduğu görülünce sen geri çek!..
Sonra açıklama gönderilmesine rağmen düzeltme de yapma!..
Yapsan ne olur ki!..
Adamı öldür sonra pardon de!..
Pes doğrusu...
Bakın…
Bu olay acı bir örnektir. Borsada işlem gören kuruluşlar üzerinde ortaya atılan böylesine yalan haberlerle değerlerini ve hissedarlarını olumsuz şekilde etkileyenlere karşı mutlaka sözde değil özde cezai müeyyideler uygulanmalıdır…
Bu işler bu kadar ucuz olmamalı..
Yok öyle yağma!..
Yazımı yazarken Kanada’dan yeni gelen bir dostum konuyu öğrenince önemli bir örneği gündeme getirdi.
Dedi ki;
“Kardeşim Kanada’da yalan bir haber yazan muhabir işten atılır, bir daha hiçbir meslek kuruluşu onu işe almaz, işsiz kalı"
Asıl olan işte budur…
Bu ülkede gazeteci olmak demek ucu açık bir şekilde kendine özgürlük alanı bulup istediğini yazmak, istediğini yapmak, topluma yalan yanlış bilgi vermek, istediği gibi insanlara hakaret etmek demek asla değildir!..
Bunun adı özgür düşünce olamaz!..
Dünyanın hiç bir ülkesinde böylesine ucu açık özgürlük alanı yoktur..
Hiç bir inceleme ,araştırma yapmadan sadece duyumlarla hareket edip zora düşünce "Ben gazeteciyim istediğimi yazarım. Doğru değilse cevap hakkın var." deme lüksü olamaz biz gazetecilerin...
30 yılı aşkın bu meslekteyim hiç bir zaman kendimde bu hakkı görmedim. Artık Türkiye’ de koskoca gazeteleri ajansları yalan bilgi kaynaklı haberlerle zora düşürenlerle de bunlara yol verenlerle de mücadele edilmelidir...
Yoksa Türkiye’de her geçen gün halkın gözünde bütün medyanın inandırıcılığının neden düştüğünü tartışır dururuz..
Milyonlarca dolar değeri olan şu devletin (TMSF) yönetiminde olan bir otelin "İnternet satış"haberi buna en taze örnek olmuştur..
O nedenle ...
İğneyi kendinize, çuvaldızını başkasına batırın beyler…
Bu gidişle gazetelerin inandırıcılıklarını kaybetmesinin,satışlarının yere çakılmasını seyretmeye devam eder sonra artırmak için tencere tava dağıtmaya devam edersiniz!..
Türk medyası birazda kendisine güven anlamında vatandaşın gözünde anketler yapsa daha sağlıklı olacaktır derim...
Güzel bir söz vardır..
Derki:
Bazı insanlar "Kalem gibidir"
Ne kadar ince kibar ve renkli görünseler de,ham maddeleri odundur!..