Büyükşehir Belediyesi'nin Norveç'ten hızlı vapur siparişi vermesi İstanbullular'ı ayağa kaldırdı. "Vapurumu Vermiyorum" kampanyasına toplam 20 bin imza toplandı.
Abone olŞehir Hatları Vapurları'nı devralan Büyükşehir Belediyesi'nin ulaşımı sağlamak için Norveç'ten katamaran tarzı hızlı vapurlar ısmarlayıp, eski vapurları noltajik seferler için kullanacağı haberleri üzerine başlatılan 'Vapurumu Vermiyorum' imza kampanyasına katılım 15 günde 20 bine ulaştı.
Konserve kutuları
İDO'nun kampanyaya karşı açtığı www.vapurlarhepkalacak.com sitesinde yaptığı 'Vapurları kaldırmıyoruz' açıklaması ise inandırıcı bulunmuyor. Hızlı deniz otobüslerini insanların içine tıkıştırıldığı konservelere benzeten İstanbullular, denizi sadece vapurlarda yolculuk ederken gördüklerini, insanların arka arkaya oturtulduğu deniz otobüslerinin ise ense manzaralı olduğunda hemfikir. Kampanyayı başlatan karikatürist-yazar Behiç Ak ise İDO'nun 'Vapurlarımızı Kaldırmıyoruz' açıklamalarının inandırıcılıktan uzak olduğunu söyleyerek 'Çünkü biliyoruz ki vapurlarımızı kaldırmamanın tek koşulu kendi tersanelerimizde üretim yapmak. Bahçekapı ve Fahri Korutürk vapurları 1988 yılında en son üretilen vapurlar ve uzun zamandır tersanelerimizde Şehir Hatları vapuru üretilmiyor' dedi.
Jilet yapacaklar
İDO yetkililerinin hem 'vapurlarımızı kaldırmayacağız' dediğini hem de yüz milyonlarca dolarlık ihalelere hazırlanıp, yurtdışından gelecek 'yeni tipler' üzerinde çalıştıklarını söylediklerini belirten Ak, 'Bu iki ifade birbiriyle taban tabana zıt' görüşünü dile getirdi. İDO'nun bu açıklamaları tepkileri savuşturmak için yaptığını belirten Ak, 'Üretimi sürdürülmeyince, güzelim vapurlarımızın zamanla 'ne yapalım mevcut gemiler eskidi' denilerek kızağa çekileceği ve oradan da jilet olmaya gideceği ve yerlerine yeni gelen deniz otobüslerinin konacağı malum' dedi.
İstanbul'da 30 vapur olduğunu belirten Behiç Ak 'Norveç'ten getirilecek 25 deniz otobüsü tarzı vapurun yani katamaranın hizmete gireceği haberini ise şöyle yorumladı: 'Bu vapurların nostaljik ilan edilmesi anlamına geliyor.'
YAŞAM TARZI SUNAN VAPURLAR
'Vapurumu Vermiyorum' diyen 20 bin İstanbullu, kampanya metninde şöyle dedi: 'Vapurlar sadece bir ulaşım aracı değil, biner binmez günün yorgunluğundan bir anda kurtulduğumuz, karşılıklı oturup, çay içip, sohbet ettiğimiz, martılara ekmek verdiğimiz, temiz hava aldığımız ayrıcalıklı mekanlarımızdır. Özene bezene yapılmış iskeleleri, satıcıları, her saat başı değişen yolcuları, her an kurulmaya hazır yeni dostlukları ile bir yaşam tarzı sunar vapurlar. İstanbul vapursuz düşünülemez! Vapurlar yerine, Norveç'ten ithal klimalı konserve kutularında taşınmak istemiyoruz! Vapurları bakımsızlaştırarak 'artık eskidi' deyip, kaldırmak isteyen anlayışa karşıyız! Vapurlarımızı vermiyoruz!'
KAZANÇ VE SÖMÜRÜ ÖN PLANDA
İstanbullular, Norveç'ten ithal gemiyi kesin bir dille istemediklerini belirtiyor. Yazar Altay Öktem, 'Vapurun kıç tarafına geçip de köpükleri seyrederek öpüşen çiftler olmayacak artık. Çünkü hızlı, çabuk ulaştıran, arka arkaya ve yan yana baston yutmuş gibi oturan, kıpırdayamayan, nefes bile alamadan giden, robot gibi insanları tıkıştırabilecekleri gemi modelleri üretiyorlar. İnsanların öpüşemeyeceği gemiler yapıyorlar. Daha çok kazanmak, daha çok sömürmek için... Ben ne vapurumu , ne Gar'ımı, ne de anılarımı, yemin ediyorum vermeyeceğim!' derken, Mimar Elif Ferah, 'İstanbul'un simgeleri lütfen yerinde kalsın' sözleriyle tepkisini dile getirdi. Sekreter İrem Ferhatoğlu ise, 'Vapurlarımızın seferden kaldırılmasını kesinlikle onaylamıyorum' dedi. Gazeteci Şebnem Fındıklı da, 'Vapur düdükleri olmadan İstanbul, İstanbul olmaz ki' diyerek, Boğaz'ın süsü de olan vapurlara dokunulmamasını istedi.
Haber: Hülya Ünlü
Kaynak: