BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,30
ALTIN 2.844,10
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Van'dan Türkçe ve Kürtçe barış çağrısı

Van'da 32 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, Türkçe ve Kürtçe açıklama yaparak barış çağrısında bulundu.

Abone ol

Barış ve Kardeşlik İçin Toplumsal Mutabakat Hareketi Manifestosu adı altında toplanan 32 sivil toplum kuruluşunun temsilcileri, Türkçe ve Kürtçe açıklama yaparak barış çağrısında bulundu.

Van Ticaret Borsası toplantı salonunda bir araya gelen ve kendilerine Barış ve Kardeşlik için Toplumsal Mutabakat Hareketi (BAKAH) adı veren 32 sivil toplum kuruluşu, son zamanlarda artan şiddet ortamına karşı bir basın açıklaması yaptı.

26 yıldır devam eden çatışma ve şiddet ortamının sorunların çözümüne katkı sunmadığını ve kutuplaşmalara neden olduğunu açıklayan sivil toplum kuruluşu temsilcileri, PKK'nın silahlı güçlerini ülke sınırları dışına çekmesini istedi. 32 sivil toplum örgütü adına yapılan ortak basın açıklamasını okuyan Mazlum-Der Van Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Fuat Değer, "Tarih boyunca devasa sorunların şiddetle çözüme kavuştuğu görülmemiştir. Şiddetle sağlanan sessizliğin ise kalıcı barışı temin ettiği vaki değildir. Şiddet; daha çok ölüm, daha çok gözyaşı, daha çok yıkım ve tükeniş demektir. İnsanlık dışı şiddetin son bulması için sivil toplumu harekete geçmeye, sivil tepki vermeye ve barış için toplumsal mutabakata davet ediyoruz" dedi.

Her eve bir yangın gibi düşen cenazeler istemediklerini ifade eden Değer, "Ölünün ve ölümün üzerinden yürütülen kin, nefret, düşmanlık gerekçelerinin eninde sonunda bunun rantını yiyenlere de bir ateş topu gibi dönmeden, çocuklarımızın, annelerimizin, boynu bükük bırakılmış yetimlerimizin, matem çığlıklarının asumanı titrettiği acılı ve üzüntülü bir hayatı istemiyoruz.

Birçok yönetici, siyasi parti, kurum ve kuruluş temsilcilerinin son olaylar üzerinden, Kürtlerin temel hak ve özgürlük taleplerini terörize etmeye kalkışmaları siyasi basiretsizliklerinden, başından beri çözüme katkı sağlamak istemeyişlerinden, bölünme fobilerinden belki de siyasi rantlarının kaybolması korkusundan kaynaklanıyor olsa gerek" ifadelerini kullandı.

Başbakan'ın Kürt sorununu doğru tanımlaması ve sahiplenmesinin cesaret ve umut verici olduğunu sözlerine ekleyen Değer, "Ancak açılımın içi bir türlü doldurulamamış ve başlarda 'Kürt açılımı' diye ismi konulan bu şey, daha sonra 'Kardeşlik Projesi' denilerek gittikçe kuşa çevrilmiştir.

Tüm bu zorluklara rağmen, hükümet risk alarak Kürt açılımının içini doldurmalı ve ivedilikle pratiğe yönelik adımlar atmalıdır. Hükümetin kendi varlığının da bu sorunu çözmekten geçtiği unutulmamalıdır. Bazı ortak
değerlerde buluşmayı ve oturup konuşmayı beceren insanların bulunduğu bir vicdan zemini oluşturmak istiyoruz.

Bu yüzden devletin her türlü operasyonları durdurmasını, PKK'nın da silahlı güçlerini ülke sınırları dışına çekmesini, sorunların çözümü için başlangıç ve zorunlu bir yol olarak teklif ediyoruz.

Bu sebeple çözümde etkin rol alacak bütün dinamiklerin sürece müdahil olması gerektiği konusundaki davet ve ısrarımız son derece net ve anlaşılırdır.

Bu, çaba göstermeden olacak bir süreç değildir ve barış
gönüllüleri olarak, vicdan sahibi, insanlığını yitirmemiş, kan üzerinden bir kazanç ummayan herkesi ve her kesimi bu kanı durdurmak için meydanlara, sokaklara, hayatın içine çağırıyoruz" açıklamasını yaptı.