Valiye insanlık protokolünü öğretmek lazım!
.
Bartın Valisinin karşılama düzeninde bir protokol hatası mı olmuş ne, valimiz acayip kızmış.
"Beni yardımcı karşılayamaz, ben Cumhurbaşkanını temsil ediyorum." demiş.
İnanmadım.
Koskoca vali, üstelik "halkın seçtiği" Cumhurbaşkanını temsil ediyorum diye gerim gerim gerilmez dedim.
Hatta öyle diyen bir vali olursa karşısına geçer; "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" diye de pek güzel sorarım dedim.
"Bilmiyorum" derse ona, "Ben Cumhurbaşkanını o koltuğa oturtan kişilerdenim" derim dedim.
Ama inanmadım ki.
Yaşını başını almış, memlekette Cumhurbaşkanını temsil eden, görmüş geçirmiş bir vali nasıl olur da öyle kameralar önünde falan kendi yaşlarına yakın insanları böyle azarlar.
Kesin fotomontaj, yalan haber falan dedim.
Yoksa, Cumhurbaşkanını temsil eden bir vali böyle "ucubelikler" yapmaz dedim.
Meğer gerçekmiş!
Babam bir hikaye anlatırdı küçükkken bize;
"Fakir bir babanın oğlu bir başka ülkenin prensesiyle tanışır ve evlenir. Bir müddet sonra o ülkenin Kralı olur. Kral olan oğul, bir grup askeri görevlendirerek babasını huzuruna getirmelerini sağlayarak babasına, "Baba gördün mü bak, sen bana adam olamazsın dedin ama ben kral bile oldum." dediğinde, baba oğluna dönerek, "Oğlum ben sana kral olamazsın demedim, adam olamazsın dedim, bak sen kral olmuşsun ama hala adam olamamışsın, adam olsaydın beni ayağına getirtmezdin." der."
Gerçi konumuzla alakası yok ama aklıma geldi işte!
Aslında ben valiye kızmadım, valinin karşısında sus pus olan Saadet Partisi İl Başkanı Ünal Yurtbay'a kızdım. İnsan kendini bu duruma düşüren birinin karşısında eğilip bükülmek yerine kendini savunmayı bilir. Hiçbir şey yapamıyorsan sessiz kal, bu karşındakine daha da ağır gelir. Kimse kimseyi hele de kameralar önünde bu duruma düşüremez. Karşılama protokolünden bahseden sevgili valimiz de insanlık protokolünü öğrense süper olur.
Günün sözü: Bir insanın karakterinin gerçek göstergesi, ona faydası olmayacak insanlara ve onun karşısında duramayacak insanlara nasıl davrandığıdır. (Abigail Buren)