Vakit gazetesi yazarları arasına Hüseyin Üzmez girdi! Üzmez olayında gazetenin tavrını eleştiren yazar, Vakit'ten ayrıldı!
Abone olSelahaddin Eş Çakırgil, 4 Kasım tarihinde Hüseyin Üzmez vakasıyla ilgili Vakit gazetesine eleştirilerini yöneltmişti. Gazeteye yönelik eleştiriler içeren yazıyı Vakit, altına not düşerek koymuştu.
Çeşitli medya organlarında da tartışılan bu durum sonrasında yazılarına devam eden Çakırgil'e, geçtiğimiz gün "Vakit" imzalı bir mail gelmiş ve Mustafa Özcan'ın yazmaya başlamasıyla birlikte yer darlığı nedeniyle haftada sadece 3 gün yazması istenmiş.
Bu durumla ilgili cevabi bir mail yazan Çakırgil'e göre bu talebin Hüseyin Üzmez vakasıyla ilgili eleştirisinin ardından gelmesi dikkat çekici. Çakırgil, bu mail üzerine Vakit'e bir karşı mail göndererek gazeteye bir daha yazı göndermeyeceğini belirtti.
İşte Vakit'in yazara gönderdiği mail
'Selahaddin bey Mustafa Özcan'ın yazıları hafta başında başlıyor. Mustafa bey dış dünya sayfasında yazacağı için, sizin yazı günleriniz Cuma, cumartesi ve pazar oldu. Ancak bu üç günde sizin için bir sıkıntı varsa, başka herhangi bir üç gün (peşpeşe olarak) belirlerseniz, o da olabilir. Farklı günler arzu ederseniz, belirlediğniiz o günler için bize bilgi veriniz. Yazılarınızı bu haftadan itibaren, yeni günlere göre göndermenizi rica ediyoruz. Selamlar.'
Çakırgil'in Vakit'e cevaben gönderdiği mail:
Mustafa (Karahasanoğlu) Bey,
Selamunaleykum..
29 Kasım akşamı geç vakit eve geldiğimde, 'Vakit' adına gönderilmiş bir e-mail mesajıyla karşılaştım..
Haftada 6 olan yazı günlerimin 3 güne indirildiği bildiriliyordu.. Gerekçe de, kadronuza kattığınız bir yazar arkadaşa yer açmak şeklinde açıklanıyordu..
Gönlüm isterdi ki, bu gibi konular, karşılıklı saygı çerçevesinde olsundu..
Böyle bir durum, başka bir zamanda olsaydı, üzerinde konuşulabilinirdi..
Ama şimdi, bunu bana son gelişmeler dolayısiyle takınılan bir tavır olarak algılıyorum..
Dikkatli okuyucuların da, böyle bir değişikliği hangi manâya alacağı açıktır..
Kaldı ki, gerçekten de yer açmak sözkonusu olsaydı, boşalan başka sütunlar da vardı..
Böyle bir durumda, ilk akla gelenin ben oluşum da, zâten yeteri kadar açıklayıcı..
4 Kasım günü yayınladığınız yazımın sonuna koyduğunuz not da, esasen, bazılarınca bir rahatsızlığınızın işareti olarak değerlendirilmişti.. Ben ise, 'Ben düşüncelerimi yazdım, yayınlamayabilirlerdi..' diyerek, onu belli bir çerçevenin dışına çıkarmadım..
Şimdi, böyle bir muameleye tâbi tutulmanın ne manâya geldiğini daha iyi anlıyorum..
Bulunduğum bir yerde 'rahatsızlık duyulan birisi' veya 'fazlalık' olarak görüldüğüm hissine kapılır veya tezyif edici bir muameleyle karşılaşırsam, hemen çekilmesini hep bilmişimdir..
Size ve mesaî arkadaşlarınıza hayırlı hizmetler dileği ve selamlarımla...
Allahaısmarladık..