BIST 9.368
DOLAR 34,49
EURO 36,26
ALTIN 2.956,53

Vakit kaybetmeyelim...

Covid 19 Pandemisi küresel olarak etkisini sürdürüyor. Aşı bulunsa da uygulanması tüm ülkeler için yılın sonuna kadar devam edecek gibi.

Diğer yandan virüs durmadan mutasyon geçiriyor ve yeni formlar kazanıyor. Tam sönümlendi derken bir yerde hortluyor.

Dünyanın her yerinde eğitim-öğretim süreçleri sıkıntıya girdi.

Uzaktan eğitim imkânları seferber edildi, insanların kaybının en aza inmesi için.

Ülkemizde, öğretmenlerimiz, öğretim üyelerimiz, öğrencilerimiz, velilerimiz gönüllü bir şekilde evlerini adeta dersliğe çevirdi.

Binbir türlü fedakarlık içinde herkes eğitim öğretimin kesintiye uğramaması için elinden geleni yapıyor.

Öğretmenlerimizi haksız ve yersiz tenkit edenler de çıkıyormuş.

Bunlara itibar edip gereğinden fazla tepki vererek vakit mi kaybedeceğiz?

Kuşkusuz ki buna ne vaktimiz var, ne de ihtiyacımız…

Sadece tarihe kayıt düşmek için bazı konuları konuşmamız gerekiyor. Bu günler gelip geçecek ama yazılanlar, çizilerlenler, söylenenler kalacak…

Bilen biliyor kimin ne kadar çalıştığını, ne kadar özveri ile bu süreci atlatmak için mücadelede yer aldığını…

İlkokul, ortaokul, lise, üniversite öğrenimi gören nüfusumuz birçok ülkenin toplam nüfusundan fazla.

Bu kadar çok öğrenci olan bir ülkede eğitim öğretim süreçlerinin kesintiye uğratılmadan uzaktan da olsa sürdürülmesi çabası eleştirilerin değil takdirlerin konusu olmalıdır.

Verimlilik konusu elbette incelenmeye muhtaçtır.

Buna hep birlikte bakarız ve eksiklikleri normalleşme ile birlikte telafi yoluna gideriz.

Üstelik eksiklikler bir tek bizim ülkemizde değil ki, bu kısmı ile de tüm dünyanın ortak bir problemi…

Kendimize haksızlık kadar yapabileceğimiz daha yanlış bir tavır olmaz.

Okullarımızı, sistemlerimizi, organizasyonlarımızı, çalışma alışkanlıklarımızı gözden geçirmemiz gerekiyor.

Pandemi gösterdi ki, aslında her dersi derslikte vermek gerekmiyormuş; yeni eğitim öğretim organizasyonunda bazı derslerin uzaktan da verilebilmesinin mümkün olduğu gerçeği göz önünde tutulmalıdır.

Derslikler işletme maliyeti bakımından tekrar ele alınmalıdır.

Bu maliyetin kamuya ve aileye yansıması hesap edilmelidir.

Vakit planlaması bakımından kolaylık ve tasarruf faktörleri düşünülmelidir.

Şehirlerde trafik konusu bakımından uzaktan eğitimin avantajları düşünülmelidir.

Hazır üniversitelerde bile yüzde kırka kadar uzaktan eğitim imkanı getirilmişken, sabahları ve akşamları trafik sıkışıklığına yol açmayacak bir ders planlaması yapmalıyız.

Öğrencileri okullara hep aynı saatlerde taşımak yerine münavebeli bir taşımayı gerçekleştirmeliyiz.

Aynı şeyi iş yerleri için de düşünmeli, esnek çalışmaya müsait kamu işyerleri için planlarımızı şimdiden hazırlamalıyız.

Gereksiz tartışmalarla vaktimizi harcamaktansa, pandeminin bize kazandırdığı bu pratiklerden yola çıkarak şehirlerimizi ve okullarımızı daha rahat ve konforlu hale getireceğimiz, eğitim öğretim süreçlerimizi etkin kılacağımız, öğrencilerimizi ve aileleri de eğitim öğretimin ağır yükünden biraz daha uzak tutabilmenin arayışında olmalıyız...