Cami giderlerinin karşılanması için ihale açılmak istenince Vakıflar Değirmenönü Camii'ni satışa çıkardı.
Abone olZaman'dan Hamit Kavak'ın haberine göre Değirmenönü Camii 1997’de ibadete açıldı. O dönemde 400 milyarı bulan harcamaların 390 milyarını vatandaşlar karşıladı. Cami derneği, caminin altında bulunan dükkanın 3,5 milyar liralık kira gelirini bina içindeki bazı eksiklerin giderilmesi için kullanınca Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün itirazıyla karşılaştı. Sadece cami arsasında pay sahibi olan Vakıflar, dava dilekçesinde ‘kira gelirinin cami ihtiyacı için kullanılamayacağını’ belirterek bu rakamın kendisine ödenmesini istedi. Dava için hazırlanan kıymet takdir raporunda caminin değeri 535 milyar lira olarak gösterildi. Vakıflar davayı kazandı. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin kararına göre 3,5 milyar liralık borca faiz ve avukat giderleri de eklenerek cami derneğinin borcu 9 milyara çıkarıldı. Bu paranın tahsili içinse Türkiye’de eşi görülmemiş bir karar alındı. Cami icra yoluyla satılacaktı. Kararın gereği bugün yerine getirilecek ve camiyi almak isteyenler Özel İdare’deki açık artırmaya katılacak. 4. İcra Dairesi ilkinde alıcı bulamazsa 22 Eylül’de yeniden ihaleye çıkacak. Satıştan cami derneğine de 25 milyar lira ödeneceği belirtiliyor. Değirmenönü Camii Yaptırma, Tamir ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Burak, caminin satılamayacağını belirterek, Vakıflar’a tepki gösterdi. Vakıflar’ın arsa dışında cami üzerinde hiçbir hakkı olmadığını öne süren Burak, “Caminin temizliğini bile vatandaşlardan topladığımız paralarla yapıyoruz. Vakıflar’ın bir kuruş katkısı olmadı. Ama dükkanın geliri denince başımıza aslan kesildiler.” dedi. Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri Mehmet Aydın da camilerin satılamayacağını dile getirdi. Zaman’ın “Cami satılırsa ne olacak?” sorusunu cevaplandıran yetkililer ise, camilerin yasa ile işyeri ya da mesken olarak kullanılmasının önüne geçildiğini hatırlattı. Genel müdürlüğün açtığı davada cami derneğini savunan Avukat İsmet Işıkhan, gerek Diyanet İşleri gerekse Vakıflar nezdinde görüşmeler yaptığını; ancak caminin satışının önlenemediğini söyledi. Işıkhan, “Bin 320 metrekarelik alanı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne ve diğer 63 metrekarelik alanı derneğe ait olan arsaya mahalleli 390 milyar lira dolayında topladığı para ile cami yaptırdı. Eğer halkı bu kadar parayı cebinden çıkarıp verebiliyorsa devlet de böyle bir fedakarlık yapabilir. Kira ödenmedi diye camiyi satmaya gerek yok.” dedi. Bu arada alınan bilgilere göre, Değirmenönü Camii'nin yapıldığı arsa hayrat vakıf arazisi oldu, 1936 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından devralındı. Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kıyı kesimlerinde tatil beldeleri yaptığını öne süren cami derneğinin başkanı Mustafa Burak, “Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün kıyı kesimlerindeki yatırımlarını görünce biz de milletin parasının kendi camisine harcanması gerektiğini düşünerek işyerlerinin kirasını caminin ihtiyaçları için harcadık.” ifadesini kullandı. Bu arada Diyanet İşleri Başkanlığı Hukuk Müşaviri Mehmet Aydın da, camilerin satılamayacağını dile getirdi. Aydın, “Caminin yeri şahıslara aitse ya da yol üzerine yapılmışsa bazı anlaşmalarla iş çözülür ama cami arazisi olarak görülüyorsa satılamaz. Toplum kabul etmez. Böyle bir şey olamaz.” dedi. ‘’Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün caminin satılmasına izin vereceğini sanmadığını söyleyen Aydın, “Yasamızda cami alınır ya da satılır ibareleri yok ama toplum vicdanı ibadet yerlerinin satılmasını kabul etmez.” şeklinde konuştu. Caminin imamı Alaaddin Garcan, Türkiye’de ilk defa bir caminin satılmasının söz konusu olduğunu dile getirerek, “Camiler satılmaz biliyorum; ama bazı çekişmeler nedeniyle bizim camimiz satılacak gibi görünüyor.” diye konuştu. Vakıflar Genel Müdürlüğü ise tüm aramalarımıza rağmen konu hakkında herhangi bir değerlendirmede bulunmadı. Genel müdürlüğün hukuk müşavirliği ise basına konuşamayacaklarını ifade ederek konuyla ilgili açıklama yapmaktan kaçındı.