TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Kuveyt Parlamento Başkanı Marzoug Ali Al-Ghanim ve beraberindeki heyet ile TBMM'de görüştü.
Abone olCemil Çiçek, Kuveyt heyetinin, yeni yasama döneminde TBMM'nin ilk konukları olduklarını, ayrıca Kuveyt'teki seçimin ardından parlamento heyetinin ilk ziyaretini Türkiye'ye yaptığını, bu nedenle ziyaretin ayrı bir anlamı olduğunu söyledi. İki ülke arasında köklü bir dostluk ilişkisi olduğunu belirten Çiçek, bu ilişkilerin, karşılıklı üst düzey ziyaretlerle daha da geliştiğini ifade etti.
EN SEÇKİN GRUPLARDAN BİRİ
Çiçek, iki ülkenin parlamentoları arasında ilişkilere daha fazla ivme kazandırmak için karşılıklı ziyaretlerin, fikir alışverişlerinin artırılabileceğini dile getirdi. Cemil Çiçek, TBMM'nin 120'den fazla ülkeyle dostluk grubu bulunduğunu, en seçkin gruplardan birinin de Türkiye-Kuveyt Parlamentolararası Dostluk Grubu olduğunu kaydetti.
Konuk Parlamento Başkanı Marzoug Ali Al-Ghanim, Türkiye'nin, Kuveyt halkının gönlünde ayrı bir yeri olduğunu ifade etti. Kuveyt halkının, Irak'ın, Kuveyt'e yönelik saldırısında Türkiye'nin tutumunu unutmayacağını ifade eden Al-Ghanim, "Türkiye, bu saldırının ilk saatlerinden itibaren tereddütsüz olarak kınama yayımlamıştır. Ekonomik kayıpları kaale almadan Irak petrolünün Türkiye'den geçişini durdurmuştur. Türkiye, zalime karşı mazlumun yanında durmuştur. Bu yüzden, sizlerin bizim gönüllerimizde çok büyük yeriniz vardır" diye konuştu.
Suriye'deki insanlık trajedisine karşı Türkiye'nin tutumunu takdirle karşıladıklarını ifade eden Al-Ghanim, şunları söyledi:
TÜRKİYE SURİYE KONUSUNDA TUTUMUNU SÜRDÜRMÜŞTÜR
"Maddi açıdan büyük zararlar oluşmasına, karşılığında az miktarda maddi destek verilmesine rağmen Türkiye bu tutumunu sürdürmüştür. Bütün Arap ve İslam halklarının gönüllerinde bunun çok büyük yeri ve etkisi söz konusudur. Bu ziyaretin hedeflerinden bir tanesi, çabalarımızı birleştirerek ortak bir İslami tutumun ortaya çıkmasını sağlamaktır. Uluslararası ve bölgesel olmak üzere tüm sorunlara karşı ortak tutum sergilenmesini sağlamaktır.
Bölgede gelişen olaylara karşı ciddi anlamda bir fikir alışverişine ihtiyaç vardır. Bölgede şu anda gerçekleşen olaylar karşısında Türk yönetimi ve Türk halkının son derece hikmetli davaranacağını biliyoruz. Bu hikmetli davranışların en büyük göstergesi de komşu ülkelerle iş birliği yapıp, onlarla fikir teatisinde bulunup, bölgede gerçekleşen her türlü konu hakkında ortak bir fikir edinme çabasıdır."
HERGÜN MÜSLÜMAN KANI AKIYOR
Cemil Çiçek de Al-Ghanim ile aynı görüş ve temennileri paylaştığını ifade etti.
Ortadoğu'da üzücü, can yakıcı gelişmeler yaşandığını ifade eden Çiçek, her gün Müslüman kanı aktığını söyledi. Çiçek, şöyle devam etti:
"Dışarıdan baktığımızda; ölen Müslüman, öldüren Müslüman. Ve tekbir getirerek birbirlerini öldürüyorlar. Bir yerde bir yanlışlık var. Dini yorumlar farklı bile olsa, insanların, Müslümanların birbirlerini katletmelerine ne Allah izin verir ne Peygamber buna cevaz verir ne de insanın vicdanı bunu kabul eder. İslam dünyasında bu vahşet, İslam'la ilgili dış dünyada farklı bir görüntü ortaya çıkarıyor.
NEDEN BU KADAR VAHŞET İSLAM COĞRAFYASINDA OLUYOR?
Neden bu kadar vahşet, cinayet ve insanlık dışı bir kısım gelişmeler İslam coğrafyasında oluyor? Bir yerde yanlış yapılıyor. Buna hep beraber kafa yormamız lazım. Tunus, Libya, Mısır, Suriye, Irak, Afganistan, Pakistan... Neredeyse vahşetin olmadığı İslam ülkesi kalmıyor.
Türkiye olarak biz bu tablodan hem büyük üzüntü duyuyoruz hem de ciddi sıkıntılarla karşı karşıyayız. Bölgemiz her geçen gün etnik ve mezhepsel çatışma istikametine sürükleniyor. Ciddi riskler taşıyoruz. Türkiye olarak bizim politikamız son derece nettir. Hem bugün hem geçmişte. Bizim isteğimiz öncelikle ülkelerin egemenliğidir. İkincisi toprak bütünlüğüdür. Biz Ortadoğu'da coğrafyanın değişmesini istemiyoruz. Hiçbir nedenle bölünme istemiyoruz. Barış, huzur, istikrar ve refah istiyoruz. Buna zarar verecek hiçbir gelişmeyi biz olumlu karşılayamayız.
SİLAHI BAŞKALARI VERİYOR MÜSLÜMANLAR BİRBİRİNİ ÖLDÜRÜYOR
Ayrıca maalesef Ortadoğu, terör örgütlerinin eylem alanı haline dönüştü. Allah adına cinayet işlenmesini Allah kabul etmez. Aynı şekilde, devletin terör yöntemleriyle halkı sindirmesini de biz kabul edemeyiz. Hele hele kimyasal silahlar kullanarak çoluk, çocuk, genç, yaşlı, kadın, ihtiyar demeden böylesine bir katliamı, böylesine bir vahşeti asla kabul edemeyiz.
Silahı başkaları veriyor, teknolojiyi başkaları veriyor, sonra Müslümanlar birbirlerini öldürüyor. Aralarını bulup barıştırmak isteyenler de bu teknolojiyi verenler. Biz bu kadar ahmak mıyız İslam dünyası olarak? Başkalarının oyununa her defasında niye düşüyoruz?
Türkiye olarak demek istiyoruz ki 'Bu tablo iyi bir tablo değil. Bu gidiş iyi bir gidiş değil. Bu hepimizi huzursuz ediyor.' Türkiye bu olaylara hiçbir zaman ekonomik kayıplar açısından bakmadı. Dostluk ve kardeşlik hukuku çerçevesinde bir an evvel barışın, huzurun sağlanmasını ve akan kanın durmasını istiyoruz. Türkiye'nin bütün çabası, gayreti bunun içindir."
SURİYE'DEKİ GELİŞMELER TÜRKİYE'Yİ KAYIPLARA UĞRATIYOR
Suriye'deki gelişmeler karşısında Türkiye'nin büyük kayıplara uğradığının da açık olduğunu belirten Çiçek, "Şu an Türkiye'de 500 binden fazla mülteci var Suriye'den gelen. Bizim kendi hükümet bütçemizden harcadığımız para 2 milyar doların üzerindedir. Bunun dışında vatandaşlarımızın harcadıkları var çünkü akrabaları geldi, aile bütçelerini etkiliyor. Ticari, ekonomik kayıplarımızın rakamlarının ifadesi bugün mümkün bile değil. Ama insan kaybının olduğu yerde biz ekonomik kayıpları öne çıkarmadık. Türkiye bu kadar kayba uğramasına rağmen tüm dünyadan, demokrasi, insan hakları, özgürlük adına nutuk çeken ülkeler dahil, bize yapılan katkı 140 milyon dolar civarındadır" diye konuştu.
Türkiye-Kuveyt ilişkilerinin bu bakımdan önemli olduğunu vurgulayan Çiçek, iki ülke arasındaki ilişkiler ne kadar gelişirse, bunun, bölgede barış, huzur ve istikrar adına da katkı sonucağını ifade etti.
Cemil Çiçek ayrıca, Türkiye'nin 2015-2016 BM Güvenlik Konseyi Geçici Üyeliği adaylığı, 2020 EXPO adaylığı için destek beklediklerini söyledi. Çiçek, kültürel ilişkiler bakımından Yunus Emre Kültür Merkezi'nin açılmasının önemli olduğunu, Kuveyt'in bu yöndeki desteğinin de Türkiye için anlamlı olacağını belirtti. Cemil Çiçek, Türk okulunun statüsünün tanınması ve KKTC ile Kuveyt arasında ilişkilerin artırılmasına yönelik beklentilerinin olduğunu da sözlerine ekledi.
Al-Ghanim de BM Genel Sekreteri ile Kuveyt Devleti Başkanı arasında dün telefon görüşmesi gerçekleştiğini, bu görüşme sırasında mülteciler için yardım konferansının Kuveyt'de düzenlenmesinin söz konusu olduğunu söyledi. Al-Ghanim, "Türkiye olarak sizin bu konuda düşüncelerinizi almak istiyoruz. Suriye'deki sorunun çözümü nasıl gerçekleşir, Suriye'deki gelişmeler nereye doğru gider? Sizler daha yakın olduğunuz için bunları bize daha doğru bir şekilde aktarabilirsiniz. Çünkü Suriye öyle bir alan haline geldi ki teknolojiyi ve silahı verenler, orada insan hakları özgürlüklerden bahsetmeye başladı" diye konuştu.
Al-Ghanim, uluslararası platformlarda, Türkiye'yi desteklemeye her zaman hazır olduklarını söyledi.
Görüşmeye, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Volkan Bozkır da katıldı.