BIST 9.420
DOLAR 34,41
EURO 36,33
ALTIN 2.843,63
HABER /  GÜNCEL

Vahşetin sanıklarından kan donduran ifade

Bursa’nın Gemlik ilçesinde, gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya gelen bebeği boğarak öldürdükten sonra, gömerek üzerine parke taşı döşedikleri ...

Abone ol

Bursa’nın Gemlik ilçesinde, gayrimeşru ilişki sonucu dünyaya gelen bebeği boğarak öldürdükten sonra, gömerek üzerine parke taşı döşedikleri iddia edilen ve aralarında bir polis memurunun da bulunduğu 4 tutuklu sanığın yargılanmasına başlandı.
3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde “Adam öldürmek ve suç delillerini karartmak” suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen bebeğin annesi F.D. (21), anneannesi N.G. (38), dedesi S.G. (45) ile polis memuru M.Ç. (38), ilk kez hakim karşısına çıktı. Geçen yıl 7 Haziran’da Gemlik’te meydana gelen, bebek cinayetiyle ilgili yargılanan sanıkların duruşmasında geniş güvenlik tedbirleri alındı. Mahkeme heyeti, sanıkların tek tek ifadesini alarak vahşeti aydınlatmaya çalıştı.

“TÖREDEN KORKTUĞUM İÇİN HAMİLELİĞİMİ KORSE İLE GİZLEDİM”
İlk ifadesi alınan anne F.D., “Polis memuru olan tutuklu sanık M.Ç. ile babam S.G. birlikte hayvancılık yapmışlar. Polis M.Ç., benim daha önceki cinsel istismar olayımı bildiğini söyleyerek, benimle arkadaşlık kurdu. Benimle evlenip, beni buradan götüreceğini söyledi. Mayıs ayında kendi evine davet etti. Ben de evine gittiğimde, kendi rızamla ilişkiye girdim. İlişkiden 2-3 ay sonra hamile olabileceğimi düşündüm. Bunu polis M.Ç.’ye söyledim. O da, ‘Kesinlikle benden hamile değilsin’ diyerek bebeği kabul etmedi. Birkaç kez Bursa ve İstanbul’da doktora gittik. Hamile olduğum kesinleşince, M.Ç. bebeğin alınmasını istedi. Fakat bebeğin kürtaj zamanı geçtiği için alınmadı. Hamileliğimin 5. ayında, M.Ç.’nin tanıdığı bir doktora daha gittik. Zamanı geçmiş olmasına rağmen doktor 10 bin lira para istedi. M.Ç. parayı bulamayınca, bana şiddet uygulayıp, beni köye gönderdi. Annem ve babamın hamileliğimi öğrenmemesi ve töreden korktuğum için sürekli korse takıp, şişen karnımı herkesten gizliyordum. Bir süre sonra annem durumu öğrendi. Beni hemen görücü usulü nişanladı. Ardından Orhangazi’deki bir hastanede doğum yaptım. Hastaneden çıktıktan sonra, annemle birlikte Gemlik’e geldik. Annem, çocuğu kucağımdan alıp, ‘Ben bunu yuvaya vereceğim, sen git. Baban duyarsa başımıza iş açılacak” deyip beni gönderdi. Eve geldiğimde hemen odama geçip uyudum. Ertesi gün anneme sorduğumda, çocuğu yuvaya verdiğini ve bir daha bu konu hakkında konuşmamamı söyledi” dedi.
Bir süre sonra, sağlık ocağından bir görevlinin arayıp, çocuğu getirmesini istediğini ifade eden F.D., “Annem N.G. telefonu elimden aldı. Çocuğu evlatlık verdiğimizi söyledi. Hemşireler durumu polise bildirince, karakoldan çağrıldık. Durumu öğrenen polis M.Ç., beni arayıp, kendisinden bahsetmememi, çocuğun başka biriyle olan ilişkiden doğduğunu söylememi istedi. Ben de buna göre bir ifade verdim. Ardından iki kez daha karakoldan arandık, durumumdan şüphelendikleri söylendi. Ben de polis M.Ç. ile olan ilişkimi olduğu gibi anlattım. Annemle hiçbir şey konuşmadık. Bebeğin nasıl öldürüldüğünü hala bilmiyorum. Olay gecesi kazı yapıldığına dair bir ses de duymuş değilim” diye konuştu.

“ASIL SUÇLU BEN VE POLİSTİR, BEBEĞİ BİRLİKTE GÖMDÜK”
Tutuklu anneanne N.G., asıl suçlusunun kendisi ve polis M.Ç. olduğunu belirterek, insanın kanını donduran bir ifade verdi. Kızı F.D.’nin, M.Ç. ile ilişkisinden hamile kaldığını öğrenince, çocuğun alınıp alınmayacağı hususunu M.Ç.’ye sorduğunu ifade eden N.G., “M.Ç., ‘Bebeğin icabına siz bakacaksınız. Yoksa seni ve aileni öldürürüm’ diyerek beni tehdit etti. Kızımı doğumdan sonra eve gönderdim. Niyetim, bebeği karakolun önüne bırakıp, kaçmaktı. O sırada bebek ağladı. Bu sırada M.Ç.’nin bana tecavüz ettiği, kızıma yaptıkları ve bebek ile ilgili söyledikleri aklıma geldi. Ben bebek sussun diye göğsüme bastırdım. Bebeğin öldüğünü anlayınca da, bebekle birlikte eve geldim. Herkes evdeydi. Bebeğin cesedini ahıra koydum. Eşim ve çocuklar uyuduktan sonra, gece yarısı M.Ç. eve geldi. Ben bebeği öldürdüğümü söyleyip, ne yapacağımız sordum. O da bana vurdu. Bahçeye çukur açtı. Bebeği çukura ben koydum. Sonra da üzerini kapattık. Beni bu olaya M.Ç. azmettirmiştir. Eşim S.G. de, bebeğin gömüldüğü yerin üzerine parke taşı döşedi. Ama o bebeğin orada gömülü olduğunu bilmiyordu. Eşimin bu olaylardan hiç haberi olmadı” şeklinde konuştu.

’’BANA İFTARA ATILIYOR’’
Tutuklu polis memuru M.Ç. ise çok büyük bir iftiraya maruz kaldığını ve kendisini nasıl ifade edeceğini bilmediğini belirterek şöyle konuştu:
“Ben N.G.’nin iftirasına uğradım. F.D. ile onun rızasıyla ilişkiye girdim. Ama bebeğin benden olması mümkün değil. Bana F.D.’nin bir başka kişiyle olan yasak ilişkisi sonucu hamile kaldığını söylendi. Ben onlara vicdanım rahatsız olduğu için yardım ettim. Her seferinde de bebeği sordum. Kürtaj için benden yardım istediler. Bursa’daki bir doktora gidip görüştük. Bebeğin kürtaj süresinin geçtiğini söyledi. Benim bebeğin öldürülmesi ve gömülmesiyle hiçbir ilgim yoktur. Suçsuzum”
Diğer tutuklu sanık dede S.G. ise olay yerinde bebeğin gömülü olduğunu bilmediğini, kızının düğününden sonra bahçeyi düzenlemek için parke taşı döşediğini söyledi. Olaylarla uzaktan yakından hiçbir ilgisinin olmadığını söyleyen S.G., “Ben kızımın polis memuru M.Ç. ile olan ilişkisini bilmiyordum. Bilsem burada bu davadan dolayı değil, 3 kişiyi öldürdüğüm için yargılanıyor olurdum” dedi.
Mahkeme, sanık polis memurunun kullandığı telefonun görüşme kayıtlarının istenmesine ve diğer şahit polislerin belirlenerek dinlenmesine karar vererek, duruşmayı erteledi.
(İHA)