BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Vahşetin nedeni fiili livata!

Cesedi 8 parça halinde 3 bölgede bulunan adamın katil zanlısı o anları anlattı. Cinayetin nedeninin kendisine fiili livata olduğunu söyledi.

Abone ol

Afyonkarahisar’da öldürüldükten sonra cesedi parçalanarak, şehrin 3 değişik yerine atılan Kemal Gözel’in katil zanlısı Serhan Hasar’ın (32), cinayeti kendisine "fiili livata" yoluyla tecavüz edilmesi nedeniyle işlediğini, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söylediği öğrenildi.

Zanlı, olay günü öldürdüğü Kemal Gözel’in önce cinsel organını kestiğini, sonra da bıçaklayarak, öldürdüğünü itiraf etti.

Eşi hemşire olan katil zanlısı, olayı önce Adıyaman’daki annesine anlattığını ve annesinin Afyonkarahisar’a gelmesiyle, annesi ile birlikte Emniyet Müdürlüğüne giderek, teslim olduğunu ifade etti.

Yıllık izinini kullanan hemşire eşinin, Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiğini belirten zanlı, durumu telefonla eşine anlatamadığını, çocuğunun sesini duyduktan sonra telefonu kapattığını bildirdi.

FİİLİ LİVATA YOLUYLA TECAVÜZ ETTİ

Afyonkarahisar’a eşinin tayini nedeniyle 2006 yılında geldiğini belirten Hasar, sürekli bir işi olmaması nedeniyle amele pazarında iş aradığı bir sırada, yaklaşık 2 ay önce Kemal Gözel ile bir cami avlusunda tanıştıklarını anlattı.

Olay günü yine cami avlusunda bir araya gelerek, iş konuşmak için birlikte eve geldiklerini belirten zanlı, evde yaşadıklarını şöyle anlattı: "Kendisinin bir inşaat aldığını belirterek, beni de yanında çalıştırabileceğini söyledi. Cami avlusunda bana bir sigara verdi. Biraz oturduktan sonra başım ağrımaya başladı, eşimin de nöbetçi olması nedeniyle ’eve gidelim çay içelim orada konuşalım’ dedim. Eve giderken bir bakkalın önünde indik ve bir şeyler aldık. Eve gittiğimizde ise ben kola içtim, o da şarap içti. Bu sırada ben de ona bir kaç kez mutfaktan buz ve ekmek getirdim. Başımın ağrısı geçmediği için bana kola içmemi ve başımın ağrısına iyi geleceğini söyledi. Ben de onun bana verdiği kolayı içtim. Kola içtikten sonra duramaz hale gelince, kanepeye uzandım. Kendimden geçmişim." Uyandığında ise Kemal Gözel’in kendisini çırılçıplak soyduğunu ve kendisinin üzerinde olduğunu ileri süren Serhan Hasar, kendisinin bıçakla önce cinsel organını kestiğini, sonra da çeşitli yerlerinden bıçaklayarak öldürdüğünü itiraf etti.

"CESEDİ TAŞIYAMADIĞIM İÇİN PARÇALADIM"-

Öldürdüğü Kemal Gözel’in elindeki bıçağı almaya çalışırken, elinin de kesildiğini bildiren zanlı, cesedi ise taşıyamadığı için parçaladığını söyledi.

Cesedi, yorgana sararak sokağa atmak istediğini ancak kaldıramadığını belirten zanlı, ifadesinde şunları bildirdi: "Evde her taraf kan olmuştu. Cesedi yorgana sarıp sokağa atmaya çalıştım ama kaldıramadım. Cesedi banyoya götürerek önce başını sonra diğer yerlerini kestim. Büyük bir poşete koyarak, pazar arabasıyla götürerek, dışarı attım.

Cesedi taşıyamadığım için parçaladım. Başka bir nedeni yok. Götürdüğüm poşetleri boşaltarak, poşetleri ve elbiselerini evdeki sobada yaktım. Daha sonra banyoda bir parça kaldığını görünce, onu da kül dolu bir çuval ile evin önündeki çöpe bıraktım."

"YÜRÜYEREK POLİSLERİN ÖNÜNDEN GEÇTİM"

Kemal Gözel’in parçalanmış cesedini değişik yerlere attıktan sonra evdeki kan lekelerini de temizlediğini belirten zanlı, evinin çevresindeki polisler nedeniyle bir süre evden çıkamadığını söyledi.

Daha sonra evinden çıkarak, polislerin önünden geçip gittiğini ifade eden zanlı, çarşıyı dolaşıp geldikten sonra evdeki geri kalan kanlı yorganı parçalayarak, atmak istediğini ancak çevredeki polisler nedeniyle atamadığını, bir koliye yerleştirip evine bıraktığını ifade etti.

BABAN KALP KRİZİ GEÇİRİR O GELMESİN

Çarşıya çıktığında, Adıyaman’daki annesine telefon ederek, babasıyla birlikte Afyonkarahisar’a çağırdığını söyleyen zanlı, annesinin ısrarı üzerine durumu kendisine anlattığını kaydetti.

Zanlı, telefonla durumu anlatmasının ardından annesinin, "baban duymasın o kalp rahatsızı, kalp krizi geçirebilir" demesi üzerine sadece kendisinin Afyonkarahisar’a gelmesini istediğini ifade ederek, "Annemle telefonla konuştuktan sonra onun gelmesini bekledim. Sabah saat 04.00 gibi annem geldi ve ne yapacağımı sordu. Ben de teslim olacağımı anlattım. Birlikte Emniyet Müdürlüğüne gittik, teslim oldum" dedi.

ÇOCUĞUMUN SESİNİ DUYDUM EŞİME ANLATAMADIM-

Eşinin Afyonkarahisar’da sözleşmeli olarak hemşirelik yaptığını ve o nedenle kente geldiklerini belirten zanlı, olayın ardından eşinin yıllık izinli olması nedeniyle Manisa’nın Salihli ilçesindeki ailesinin yanına gittiği söyledi.

Zanlı, olayın ardından eşini telefonla aradığını ancak durumu anlatamadığını, çocuğunun sesini duymasının ardından telefonu kapattığını kaydetti.

O ADAM ANNEMİN ÜZERİNDEYDİ

[PAGE]



O ADAM ANNEMİN ÜZERİNDEYDİ

Adana'da, kendisini aldattığını öne sürdüğü eşi 32 yaşındaki Sevim Kutlu ile yanındaki komşusu 45 yaşındaki Ayşe Aydemir'i tabancayla vurarak öldüren adam eşini sevgilisiyle aşk yaşarken yakaladığını iddia etmişti.  Olayın 9 yaşındaki tanığı Mehmet Kutlu da “O adam annemin üzerindeydi” dedi.

Cinayet zanlısı 32 yaşındaki Murat Kutlu'nun yargılanmasına başlandı.

İKİ KADIN BAŞLARINDAN VURULMUŞ HALDE BULUNDU
Olay, 31 Mayıs 2009'da, kent merkezine 10 kilometre uzaklıktaki Sarıhamzalı Mahallesi'ndeki bir bahçenin içinde meydana geldi. Bir minibüsün içinde 2 kadın cesedi bulunduğu ihbarı üzerine olay yerine gelen jandarma ekipleri, çalışır durumdaki minibüsün içinde 4 çocuk annesi Sevim Kutlu ve komşusu 5 çocuk annesi Ayşe Aydemir'in başlarından tabancayla vurulmuş cesetleri ile karşılaştı.
 
9 YAŞINDAKİ OĞLU OLAYA TANIK OLDU
Sevim Kutlu'nun oğlu Mehmet Kutlu da olay yerine yakın bir noktada ağlarken bulundu. Çocuk, annesinin ve komşusunun öldürülmesine tanık olduğunu ve cinayeti babasının işlediğini söylerken şüpheli Murat Kutlu, olaydan 184 gün sonra teslim oldu.
 
KARIMI ADAMLA GÖRÜNCE KENDİMİ KAYBETTİM
Hakkında 2 kez ömür boyu ve 15 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açılan Murat Kutlu'nun Adana 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına başlandı. Olaydan sonra linç edilme korkusuyla kaçtığını belirten Murat Kutlu, “Ben fabrikada güvenlik görevlisi olarak çalışmaktayım. O gün eşim bana yemek getirecekti. Ayrıca telefonla babamın rahatsızlandığını söylediler” dedi. İşyerinden izin alarak babasını hastaneye götürmek için eve geldiğini belirten Kutlu, “Yolda oğlum 13 yaşındaki Deniz ile karşılaştım. Bana yemek getirmek için evden çıktıklarında çeşmenin yanına geldiklerinde annesinin kendisine tokat vurduğunu, sonra da Sevim Kutlu ve tanımadığı bir erkekle birlikte minibüse binip gittiğini söyledi. Ben de oğlumun tarif ettiği yöne gittim. Minibüsle karşılaştığımda o adam karıma sarılmıştı. Beni görünce minibüsten indi. Elini beline attı. Ben daha hızlı davranmış olmalıyım ki ateş ettim. Adam tarlaya kaçtı. Sonrasını hatırlamıyorum. Kendimi kaybetmişim” diye konuştu.
 
Mahkeme tanık olarak dinlenen görgü tanığı Mehmet Kutlu, evlerinden babasına yemek götürmek için çıktıklarını ancak çeşmenin yanına geldiklerinde minibüse bindiklerini söyledi.
 
O ADAM ANNEMİN ÜSTÜNDEYDİ
Olaydan sonra Diyarbakır'da bulunan yatılı ilköğretim okuluna yerleştirilen Kutlu ifadesini şöyle sürdürdü: “Komşumuz Ayşe Aydemir ve tanımadığım adamla birlikte çiftliğe geldik. Adam bana 2 lira verdi. Sonra annemle birlikte kulübeye girdiler. Ayşe Aydemir bahçede dolaşıyordu. Ben anneme bakmak istediğimde o adam annemin üzerindeydi. Sonra tekrar minibüse bindiğimizde annem babamı görünce ‘Bu benim kocam. Şimdi bizi öldürür’ dedi. Babam gelince adam da minibüsten indi. Adam elini beline atınca babamda silahını çıkardı. Sonra silah sesleri gelmeye başlayınca ben koltukların arasına saklandım. Daha sonra da annem ile komşumuz Ayşe Aydemir'in vurulduğunu gördüm.” Mahkeme, diğer tanıkların dinlenmesi için duruşmayı erteledi.

YAKLAŞMAYIN KESERİM DEDİ KESTİ

[PAGE]

YAKLAŞMAYIN KESERİM DEDİ KESTİ

Konya’da işsiz 26 yaşındaki G.K., hastanede tedavi gören birlikte yaşadığı sevgilisi 5.5 aylık hamile 25 yaşındaki Ö.Ş.’yi görmesine izin vermeyen özel güvenlik görevlileri ile tartıştıktan sonra bıçakla bileklerini kesti.

Ö.Ş.'yi gördükten sonra hastaneden ayrılan ve alkollü olduğu belirtilen G.K.’ye Kabahatlar Kanunu'na göre 69 lira para cezası uygulandı.

Olay, gece saat 03.30 sıralarından Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde meydana geldi. 5.5 aylık hamile olan Ö.Ş., kanaması olduğu için akşam saatlerinde Dr. Faruk Sükan Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde getirilerek, tedavi altına alındı.

Birlikte yaşadığı sevgilisinin hastaneye kaldırıldığını haber alan ve alkollü olduğu belirtilen G.K. de görmek için hastaneye geldi. Ancak, hastanenin özel güvenlik görevlileri ziyaret saati olmadığı için G.K.’yi içeri almadı. Bunun üzerine özel güvenlik görevlileri ile tartışan G.K., ardından hastane bahçesinde üzerinde taşıdığı bıçakla sol koluna kesikler attı.

G.K., hastanenin güvenlik görevlileri tarafından çağırılan polise de, Ö.Ş. ile imam nikahlı olduğunu belirterek, görmek istediğini, yoksa intihar edeceğini söyledi. Görevlilerle bahçeye gelen Ö.Ş.’yi gören G.K. daha sonra hastaneden ayrıldı. Polis, G.K.’ye, Kabahatler Kanunu'na göre 69 lira para cezası uyguladı.


KANLI ELLERLE POLİSİ DURDURDU

[PAGE]

AĞABEY ARKADAŞIMI ÖLDÜRDÜM

Gaziantep'te cinayet zanlısı, devriye gezen polis ekibini durdurarak, elindeki kanlı bıçağı gösterip arkadaşını öldürdüğünü söyledi.

 Kadir K. (32), Aydınlar Mahallesi'nde devriye görevi yapan polis ekibini durdurdu. Polislere elindeki kanlı bıçağı gösteren Kadir K, ''Ağabey arkadaşımı öldürdüm, inanmazsanız gelin size cesedi göstereyim'' dediği bildirildi.

Zanlıyla Asri Mezarlığa giden polisler, cesedi bulamadı. Bunun üzerine bölgede yapılan aramada Neşet Parlak (29), 4 yerinden bıçaklanarak öldürülmüş bulundu.

Bıçaklandığı yerin 200 metre uzağında ve 2 mezarın arasında cesedi bulunan Parlak'ın, kan kaybından öldüğü belirlendi.

Gözaltına alınan Kadir K'nin, mezarlıkta içki içtikleri sırada kendine küfür etmesi üzerine arkadaşı Neşet Parlak'ı bıçakladığını söylediği öğrenildi.

Kadir T, Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekiplerinin olay yeri incelemesinin ardından Gaziantep Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

Zanlının, işlemlerinin ardından ''adam öldürmek'' suçundan adliyeye sevk edileceği kaydedildi

ROJİN'İN ELLERİ VE AYAKLARI ERİYOR

[PAGE]

ROJİN'İN ELLERİ VE AYAKLARI ERİYOR

Diyarbakır’da doğuştan ‘Epidermolizis Bülloza’ hastası 5 yaşındaki Rojin Karateke'nin dramı ailesini kahrediyor. El ve ayak parmakları her gün biraz daha eriyen ve bir çok iç organını da kaplayan hastalık karşısında çaresiz kaldıklarını belirten anne Aynur Karateke, “Doğumdan 20 dakika sonra kızımın derisi soyuldu. Her seferinde bana, ‘anne elerini kes benimkine yapıştır’ demesi beni ölümden beter ediyor” dedi.

ELBİSELERİ VÜCUDUNA YAPIŞIYOR

Merkez Kayapınar İlçesi’nde yaşayan belediye işçisi 32 yaşındaki Mehmet Karateke ile 25 yaşındaki Aynur Karateke’nin 2 çocuğundan kızları Rojin'in, doğuştan itibaren derisisoyulmaya başladı. 5 yıldan beri her gün gözlerinin önünde bir tarafı eriyen kızına çare bulamamanın üzüntüsünü yaşayan anne Aynur Karateke ne yapacağını şaşırdı. Küçük kızın tüm vücudunu saran yaralar ağırlaşınca Rojin’in el ve ayakları da eridi. Elbiseleri vücuduna yapışan Rojin’in annesi Karateke, “Elbiseleri makasla kesip çıkarmak zorunda kalıyorum. Elbiselerinin bazı parçaları vücuduna yapışık kalıyor. Her seferinde, ‘anne nolur canımı acıtma, ben sana ne yaptım canımı acıtıyorsun’ demesi yüreğimi dağlıyor” diye konuştu.

‘PARMAKLARINI İSTİYOR’

Kızını imkansızlık nedeniyle Diyarbakır dışındaki hastanelere götürememekten yakınan anne Karateke, gözyaşları arasında şunları söyledi: “"Her elbisesini değiştirdiğimde, kızım ona acı çektirdiğimi düşünüyor. Okula gitmek istiyor, benden el ve ayak parmaklarını istiyor. Tüm bu isteklerine karşılık veremiyorum. Diğer çocukları görünce oynamak istiyor, yapamadığı için de ağlıyor. Yemek yiyemiyor ağzı yara içinde ve sadece mama ile besliyoruz. O acılar içinde kıvrandıkça benim de yüreğim kan ağlıyor. Kızımı mutlu eden tek şey ise çok sevdiği İbrahim Tatlıses’ten Rojin şarkısını dinlemek.”

HASTALIĞIN TEDAVİSİ YOK

Dünyanın bir çok ülkesinde rastlanılan ve bir çok bilim adamı tarafından araştırılan kalıtsal bir hastalık olan ‘Epidermolizis bülloza’ hastalığının günümüzde henüz bir çaresi olmadığı belirtildi. Uzmanlar, hastalık sürecinde sadece hastanın travma bölgelerinde enfeksiyon tedavisi yapılması gerektiğini belirtti.

SEKS TEKLİFİ YÜZÜNDEN 8 PARÇAYA BÖLÜNDÜ

[PAGE]

SEKS TEKLİFİ YÜZÜNDEN 8 PARÇAYA BÖLÜNDÜ

Afyonkarahisar'da vahşi bir şekilde öldürüldükten sonra cesedi 8 parçaya ayrılarak 3 ayrı noktaya atılan 56 yaşındaki Kemal Gözel'in katil zanlısı 32 yaşındaki Serkan H. yakalandı. Zanlının ifadesinde "Bana ilişki teklif ettiği için öldürdüm" dediği öğrenildi. Bugün toprağa verilen Gözel'in cesedi, dikilerek ailesine teslim edildi.

Afyonkarahisar'da, öldürüldükten sonra 8 parçaya bölünüp vücudunun parçaları yol kenarındaki 3 ayrı noktya atılan Kemal Gözel'in katil zanlısı yakalandı. Öldürülen Kemal Gözel'in telefon kayıtlarından yola çıkan polis, 32 yaşındaki cinayet zanlısı Serkan H.'yi evinde gözaltına aldı. Evli olan zanlı cinayeti işlediğini itiraf etti. Zanlının evinde işlediği cinayetin ardından attığı bıçak da gösterdiği yerde bulundu. Zanlının polisteki ifadesinde, "Bana ilişki teklif etti. Çok sinirlendim. Bu yüzden öldürdüm dediği iddia edildi.

ZANLI CİNAYETİ İTİRAF ETTİ

Afyonkarahisar Valisi Haluk İmga, İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay ve Asayiş Şube Müdürü Musa Sürer ile birlikte yaptığı basın açıklamasında cinayet zanlısının yakalandığını bildirdi. Zanlının yakalanması için ölen Gözel'in görüştüğü kişilerin belirlendiğini, daha sonra yapılan soruşturmada şüpheli görülen Serkan H.'nin evine baskın düzenlendiğini söyleyen İmga, zanlının evinde cinayet işlendiğine dair bulgular elde edildiğini Serkan H.'nin cinayet işlediğini itiraf ettiğini söyledi.

DETAYLAR ARAŞTIRILIYOR

Gözaltında tutulan zanlının çelişkili ifadeler vermesinden dolayı cinayetin nedeninin henüz açıklık kazanmadığını söyleyen Vali İmga, "Serkan H.'nın cinayeti tek başına işlediği yönünde kanaatimiz var. Son günlerde bir tanışıklık söz konusu. Her ihtimal kayda değer. Zanlının görüldüğü kadarıyla herhangi bir işi yok. Konu derin bir şekilde araştırılıyor. Bu tür uzuvların parçalanması şeklindeki cinayetlere karşı bir hassasiyet oluştu. Çok detayına girmek istemiyoruz. Failin ele geçirilmesini kamuoyuna duyurmayı görev bildik. Bu, bıçakla gerçekleştirilmiş bir cinayet" dedi.

KOCAMDAN NE İSTEDİNİZ

34 yıllık eşi Kemal Gözel'in parçalanarak öldürüldüğünü ve parçalarının ayrı ayrı yerlerden toplandığını televizyondan öğrenen Güler Gözel, bugün kocasını defnettikten sonra fenalık geçirdi. Uzun zamandır İzmir'de yaşayan ve değişik işlerde çalışan Kemal Gözel'in 2 ay önce emekli olduğunu ve kasabaya döndüğünü kaydeden Güler Gözel, "Kocam 15-20 günde bir gelir giderdi. Emekli olduktan sonra temelli yanımıza gelmişti. Ama pazar günü geldi salı günü öldürdüler. Hasretim dinmeden benden aldı vicdansızlar" dedi.

MAAŞINI ÇEKMEYE GİTMİŞTİ

Öldürülmeden önceki gün eşinin neşesinin yerinde olduğunu söyleyen Güler Gözel, "Eğer biriyle kavga etseydi ilk bana söylerdi. Neşesi yerindeydi. Akşam evimizde ailece yemek yedik. O sıralarda da morali düzgündü. Ertesi gün maaşını çekmeye gitti, bir daha geri gelmedi. Aradık açmadı. Telaşlanmaya başladık. Sonrasında da haberlerde adını söylediler. Biz duyduklarımızı anlamaya çalışırken eve bir sürü polis geldi. (Başın sağ olsun) dediler" ifadelerini kullandı.

NAMUS CİNAYETİ OLAMAZ

Bazı haberlerin cinayeti "Namus cinayeti" olarak lanse etmesine de tepki gösteren Gözel, "Benim kocam ayda bir defa gelirdi. Kahveye çıkmazdı. Kimseyle konuşmazdı. Kimsenin karısını kızını tanımazdı. Böyle bir adamı neden öldürsünler. Hiçbir düşmanı yoktu. Hiç kimseyle kavgalı değildi. Maaşını çekmeye gitmişti. Parası için öldürdüler kocamı" diye feryat etti.

OĞLUMU YENİ KAYBETTİM

Bundan 4 ay önce de oğlunu tuvalette ölü olarak bulduğunu söyleyen Güler Gözel, daha oğlunun acısı dinmeden kocasının acısıyla tanıştığını söyledi. Oğlunun fotoğrafına sarılarak feryat eden Güler Gözel, "4 ay önce oğlumu kaybettim. Tuvalete girdiğinde kalp krizi geçirmiş oracıkta ölmüş. Oğlumun ölüsünü tuvaletten çıkardık. Keşke kocamı da tuvaletten çıkarsaydık. Ölüsünü bile göremedim. Dayanılacak gibi değilmiş. Çok feci etmişler" dedi.

CESET DİKİLEREK TESLİM EDİLDİ

Kemal Gözel'in 8 parçaya ayrılmış cesedi, dikilerek aileye teslim edildi. Gözel, kılınan cenaze namazının ardından Susuz Beldesi'nde toprağa verildi.

KAÇIRILDIM DEMİŞTİ, MSN AŞKINA GİTMİŞ

[PAGE]

KAÇIRILDIM DEMİŞTİ, MSN AŞKINA GİTMİŞ

Çanakkale’den eter koklatılıp bayıltıldıktan sonra kaçırıldığını ve Kayseri Otogarı yakınlarında kendisini otomobilden atarak kurtulduğunu öne süren evli bir çocuk annesi kadın yalan söylemiş.

Televizyondaki bir arkadaşlık ilanından tanıştığı kişiyle buluşmak için Kayseri’ye geldiği belirlenen T.D., ‘Polise yalan beyanda bulunmak’ suçundan ifadesi alındıktan sonra ailesinin yanına gönderildi.

Dün Kayseri Otogarı'nda sürekli ağlarken görevlilerce fark edilen T.D., Çanakkaleli olduğunu, dün akşam saatlerinde Çanakkale SSK Hastanesi'ne muayene giderken içerisinde 2 kadın ve 1 erkeğin bulunduğu otomobilin adres sorma bahanesiyle yanında durduğunu anlattı.

Bu arada otomobilden inen bir erkeğin kendisine eter koklattığını söyleyen T.D., gözünü Kayseri Otogarı yakınlarında açtığını ve kendini otomobilden attığını iddia etti. Genç kadın haber verilmesi üzerine gelen polis ekibince Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı.

İLANDA TANIŞTIĞI KİŞİYLE BULUŞMAYA GELMİŞ

İddiayı ayrıntılı bir şekilde araştıran ve kadını sorgulayan polis, 3 yaşında bir erkek çocuk annesi T.D.'nin bir ulusal televizyonda yayınlanan aşk ilanlarından tanıştığı kişiyle buluşmak için Kayseri’ye geldiğini, ancak buluşacağı erkeğin son anda “Başım belaya girer. Sen evine dön” demesi üzerine otogarda sinir krizi geçirdiğini ortaya çıkardı. Polis bunun üzerine genç kadın hakkında, ‘Polise yalan beyanda bulunmak’ suçundan tutanak düzenledi.

Bu arada T.D.’nin Çanakkale'deki eşi 32 yaşındaki İ.D.’ye telefonla bilgi verildi. Yalan söyleyip polisi olayan T.D.’nin eşi,“Eşimin ruhsal sıkıntıları vardı. Kendisi tedavi görüyor. Böyle bir şeyi neden yaptı bilmiyorum” demekle yetindi. T.D., gece yarısı otobüse bindirilerek Çanakkale’ye gönderildi.