Vah vah, ateşin hala düşmedi mi Rahmi Abi?
Diyorsun ki:"Eğer bu meslekte 50 yıl çalışıpta ölüyorsa bir kişi ve gazetelerde bir satır yer almıyorsa buna tepki gösterilir."
yazıma, Rahmi Turan itiraz ediyor:
- İyi niyetli değil, düşmanca bir yazı!
:)
İyi de Rahmi Abi, sen
değil miydin, seni göğe sığdıramadığım bir
yazımdan dolayı bana defalarca teşekkür
eden? SKY Türk'te İdris Akyüz'le yaptığımız
konuşma, kulağına fısıldandığında, sen değil miydin bana övgüler
dizen, teşekkür mesajları gönderen?
Doğruları yazınca mı "kötü
niyetli" oldum!
Ayıp ettiğimi söylerken, ayıbın büyüğünü, yine büyüklüğüne
yakışmayacak bir dille ifade etmişsin!
***
Medyaradar.com'dan Alev
Gürsoy Cimin'e, 39 derece ateşle
yattığı için Behiç Abi'yi (Kılıç) son yolculuğuna uğurlayamadığını
söylemiş Rahmi Turan...
İki sene geçti, ateşin hala düşmedi
mi Rahmi Abi?
Behiç Kılıç'ın ölümü seni çok etkiledi
de, üzüntüden tüm geçmişi mi unuttun yoksa?
O'nun bir eşi var, Feyman Kılıç...
Elinde büyüyen bir de Pınar'ı...
Yüksek ateşin (!) onları bir kerecik olsun aramaya müsade
etmedi galiba!
Bir baş sağlığı bile dilemene engel olabilecek kadar, tüm
bedenini sarmış olmalı o ateş!
***
Rahmi Turan doğruları söylemiyor! Hiç
kusura bakmasın, kendisini telefonla aradığımda hasta masta
değildi. İftira atıyor
kendine. Coşkun Bel geldi
cenazeye, "Rahmi Abi"sinin
geleceğini söyledi defaatle.
Gelmedi!
Ateşi değil, işi çıkmıştı Coşkun'un söylediğine
göre.
***
Behiç Kılıç'ı harcamadığını söylüyor bir de...
"Behiç Kılıç, benim çalıştığım gazetede Haber Müdürüydü.
Yazıda Hadi Özışık, Bir olaydan bahsediyor. “Behiç Kılıç’a destek
olmadı. Şeref Oğuz ile Mehmet Türker’den yana oldu. Behiç Kılıç
ayrılmak zorunda kaldı” diyor. Yine çok ayıp ediyor, bunu da
bilmeden yazıyor. Olayın aslı şu: Behiç Kılıç neden bilmiyorum
Şeref Oğuz ile kavga etmiş bu arada Mehmet Türker ile de arası
açık. Ben işyerinde böyle tatsızlıkları hiç sevmem. Buna
rağmen arayıda bulmaya çalıştım. Birgün geldi bana dediki “Ağabey
bunları at” talimat veriyor sanki bana. “Özellikle Şeref
Oğuz’u” dedi. “Ya dalgamı geçiyorsun sen benimle, talimatla adam mı
atacağım” dedim. “O zaman ben istifa ederim dedi” dedim ki
“Gerginsin git sakinleş, fevri davranma, seni severim. Senin de
istifa etmeni istemem ama bana onu bunu at deme” dedim. Ben
patron bile söylese onun talimatıyla adam atmam. Bu “öyleyse ben
istifa ediyorum” dedi çekti gitti."
Olayın aslı o değil Rahmi Abi... Yine
doğruları söylemiyorsun. Behiç Kılıç'la sen
ABD'deydiniz. Tansu Çiller'le gitmiştiniz
hatırladın mı? Şeref Oğuz Ekonomi
Müdürü'ydü.. Çiller'in aleyhine bir haber
yapmıştı. Taşra baskısını sana ulaştırdıklarında, sen küplere
binmiştin. Behiç Abi'ye o haberin derhal çıkarılması talimatını
verdin.Şeref Oğuz, direnince küfürleşmeye varan bir
tartışma yaşandı senin yanıbaşında. Türkiye'ye
döndünüz, "patron talimatı" ile, Şeref Oğuz'un değil, Behiç
Kılıç'ın bileti kesildi!
Sen ne yaptığını hatırlıyor musun peki?
Hiç!
Ah Rahmi Abi ah. Bu satırları yazarken utanıyorum. Bu kadar
geçmişinden kopuk, bu kadar vefasız biri olduğun için utanıyorum.
Vefasızlığının üzerini örtmek için peş peşe dizdiğin yalanları
okuyunca utanıyorum. Rahmetli yaşasaydı, basardı
fırçayı, "karışma
hayatım" derdi.. Ömrü boyunca sana bağlı bir
adama şu yaptığına bak!
Diyorsun ki:
"Eğer bu meslekte 50 yıl çalışıpta ölüyorsa bir
kişi ve gazetelerde bir satır yer almıyorsa buna tepki
gösterilir."
Bu sözünden ötürü seni "link manyağı" yapmasını bilirdim ama
sen Google'a dua et.
"Behiç Kılıç" yaz, bak bakalım arkasından kim ne
yazmış!
***
Sormuşsun:
"Behiç Kılıç'ı madem çok seviyorsun, onun için ne
yaptın?"
Cenazesine gittim Rahmi Abi, senin gibi ateşim
çıkmadı!
Ha bir de, Pınar'a ağabey, Feyman ablaya da, kardeş
oldum.
Sence mahsuru yok değil mi?