BIST 9.916
DOLAR 35,21
EURO 36,66
ALTIN 2.961,00
HABER /  DÜNYA

Uzmanından okula başlama yaşı hakkında öneriler

İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Neslihan Koçer, çocukların okula başlama yaşı hakkında önerilerde bulundu. K...

Abone ol

İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Neslihan Koçer, çocukların okula başlama yaşı hakkında önerilerde bulundu. Koçer, çocukların bilişsel gelişiminin ve okul ortamına uyum sağlayabilecek becerileri kazanmış olmasının dikkat edilmesi gereken kriterler olduğunu söyledi.
Okula başlama yaşı ile ilgili olarak yapılan yasa değişikliğinin ardından ailelerin kafalarında oluşan sorulara, İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Neslihan Koçer yanıt verdi. Yönetmelikte yapılan düzenleme, çocuğu okula başlama yaşına gelen aileler için yine bir kaos oluşturdu. Düzenlemenin yaşça kayıt hakkını elde eden 66, 67 ve 68 aylık çocuklara velisinin vereceği dilekçe ile 69, 70 ve 71 aylık olanlar içinse “ilkokula başlamaya hazır olmadıklarını” belgeleyen sağlık raporu ile okul öncesi eğitime yönlendirilebilme veya kayıtlarını bir yıl erteleme hakkı tanıması, anne babaların kafasında “Çocuğum okula başlamaya hazır mı?” sorusuna neden oldu. Çocukların mutlaka bilişsel, sosyal-duygusal, fiziksel ve öz bakım becerileri açısından değerlendirmeye tabii tutulması gerektiğini ifade eden İzmir Üniversitesi Çocuk Gelişimi Program Başkanı Yrd. Doç. Dr. Neslihan Koçer, velilerin şu sorulara yanıt vermesinin kendilerine fikir vereceğini söyledi.

KAĞIDI İKİYE KATLAYABİLİYOR MU?
Çocuğun bilişsel gelişiminin, dikkat edilecek ilk kriter olması gerektiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Koçer, “Çocuğunuz adını-soyadını, babasının-annesinin adını, kardeşinin olup olmadığı ve varsa adını söyleyebiliyorsa, en az bir arkadaşının adını sayabiliyorsa, kavramlarla ilgili olarak; benzer ve farklı olanı bulma, uzun-kısa, az-çok kavramı hakkında bilgi sahibi ise, masanın ayağı, çaydanlığın sapı gibi eksik bırakılanı bulma ve tamamlayabilme yeteneğini varsa, küçük motor kas gelişimi açısından verilen şeklin aynısını çizebiliyorsa, kağıdı ikiye katlayabiliyorsa, 15’e kadar sayabiliyor, 10 içersinde basit toplama-çıkarma işlemi yapabiliyorsa, kırmızı sarı, yeşil rengi tanıyorsa, öğretmenin söylediği cümleyi ve üç sayıyı tekrar edebiliyorsa bilişsel açıdan hazır olduğu düşünülebilir” diye konuştu.
Gelişim sırası ve aşamalarının tüm çocuklar için aynı olduğunu ancak sürecin çocuktan çocuğa az da olsa değişiklik gösterebileceğini hatırlatan Koçer, sosyal- duygusal gelişim açısından kendisi ile ilgili kızgınlık, mutluluk, sevgi gibi duygularını belli edebilen, bir oyun için kuralları anlayabilen ve kurallara uyum sağlayabilen, ekmek, gazete almak gibi basit alışverişleri yapabilen, günlük programın başlangıç ve bitiş zamanını anlayabilen çocuklar için ilkokula hazır fikrinin edinilebileceğini söyledi.

İHTİYAÇLARINI KARŞILAYABİLİYOR MU?
Koçer, elbiselerini ıslatmadan yüzünü yıkayıp, kurulayabilen, saçlarını tarayıp, dişlerini fırçalayabilen, tuvaletini yalnız başına yapabilen, sofra kurallarına uygun yemek yiyebilen, düğmelerini ilikleyip çözebilen, kendi başıma giyinip soyunabilen, hapşırınca eliyle ağzını kapatabilen, trafik ışığı olan yerde karşıdan karşıya emniyetli bir şekilde geçebilen çocuğun okul ortamına uyum sağlayabilecek becerileri kazanmış olacağını dile getirdi.
Sürekli olarak yeterlilikleri sınanan çocukların daha öğrenim hayatlarının başında öğrenmeye karşı olumsuz tutum geliştirebilecekleri bilgisini aktaran Yrd. Doç. Dr. Koçer, “Zamanından önce okula başlayan çocuk diğer arkadaşlarıyla beraber olduğunda akademik, sosyal ve duygusal olarak kendini yetersiz hissederek içine kapanabilir, girişkenliği önlenebilir, yetersizlik duygusu ile mutsuz olabilir” dedi. Koçer, “Gelişim açısından kendisinden daha küçük ve olgunlaşmamış çocuklarla beraber olan diğer çocuklar da verilen eğitim yeterli gelmediği için sınıf ortamında sıkılabilirler, öğrenmeye karşı olumsuz tutum sergileyebilirler” uyarısında bulundu.
(İHA)