BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Uzay merkezi olacaktı ama

Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun “Uzay eğitim merkezine dönüştüreceğiz.” dediği tarihî Beyazıt Hamamı'na o günden beri tek çivi çakılmadı.

Abone ol

Mülkiyeti İstanbul Üniversitesi’ne ait tarihî Beyazıt Hamamı bakımsızlıktan yıkılmak üzere. Yaklaşık 40 yıldır Vakıflar Genel Müdürlüğü ile üniversite arasında davalık olan hamamın tapusu 2001’de İÜ’ye geçmişti. Davanın sonuçlanması üzerine dönemin Rektörü Kemal Alemdaroğlu’nun “Uzay eğitim merkezine dönüştüreceğiz.” dediği tarihî hamama o günden beri tek çivi çakılmadı. Bakımsızlıktan harabeye dönüşen, kapılarına kilit vurulan, kubbelerinde çatlaklar oluşan tari- hî eserin görüntüsü Beyazıt esnafının tepkisini çekiyor. En çok üzülenlerin başında ise sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice geliyor. Osmanlı mimarisinin en önemlilerinden sayılan Beyazıt Hamamı’nın bakımının 50 yıldır yapılmadığından yakınan Eyice, her an çökme tehlikesi bulunduğunu belirtiyor. Hamamın kurtarılması ve turizme kazandırılması için Kültür ve Turizm Müdürlüğü devreye girerken, yeni Rektör Prof. Dr. Mesut Parlak, restorasyon projesine olumlu cevap verdi. Yaklaşık 7 trilyona mal olması beklenen çalışmanın finansmanını İstanbul Valiliği üstlendi. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin yanındaki iki büyük, 6 küçük kubbeli hamam, İkinci Beyazıt döneminde Beyazıt Külliyesi’nin bir parçası olarak inşa edildi. İstanbul’un en büyük hamamlarından olan tarihi eser, 1920’ye kadar hizmet verdi. Daha sonra özel mülkiyete açılan hamamın arka bölümü uzun süre demir atölyesi olarak kullanıldı. Ön kısmı ise deri deposu oldu. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından istimlak edilmek istenen tarihi hamamı, 1960’lı yıllarda dönemin İstanbul Üniversitesi rektörü üniversite adına aldı ve restore ettirdi. Vakıflar Genel Müdürlüğü ile üniversite, hamamın mülkiyetini alabilmek için mahkemede uzun süre uğraştı. 40 yıldan fazla süren dava 2001 yılında sonuçlandı. Beyazıt Hamamı üniversiteye verildi. Dava sürecinde restorasyonu yapılmayan hamamın kubbelerinde çatlaklar oluştu. Eski Rektör Prof. Dr. Kemal Alemdaroğlu, tapuyu aldıktan iki gün sonra dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ali Müfit Gürtuna’yı ziyaretinde konuya değindi. Hamamı uzay eğitim merkezine dönüştüreceklerini söyleyen Alemdaroğlu, “Uzayla ilgili bilgiler kubbe şeklindeki tavana yansıtılacak, öğrenciler bilgileri üç boyutlu görüntülerle izleyerek öğrenecek.” dedi. Buna rağmen Alemdaroğlu döneminde restorasyon için hiçbir çalışma yapılmadı. Harabeye dönüşen eserin duvarlarında çatlaklar oluştu. Hamamla ilgili süreci gençliğinden beri takip eden sanat tarihçisi Prof. Dr. Semavi Eyice, İstanbul’a damgasını vuran eserin 50 yıldır yıkıma terk edilmesinden üzüntü duyuyor. Hamamın ortasındaki barok tarzı şadırvanın kayıp olduğunu belirten Eyice, hamamın kubbesinde temele kadar giden ve bir elin dört parmağının sığabileceği büyüklükte çatlak oluştuğunu vurguluyor. Eyice, “Acilen restorasyon yapılmazsa kubbenin yarısının yola yıkılma ihmitali var. Trafiğin işlek olduğu caddenin kenarındaki hamam yıkılırsa ölümler olabilir.” uyarısında bulunuyor. Durumun ciddiyetini fark eden Kültür ve Turizm Bakanlığı, İstanbul Üniversitesi Rektörü Mesut Parlak ile temasa geçti. Vali Yardımcısı Cumhur Güven Taşbaşı ile İstanbul Kültür ve Turizm Müdürü Doç. Dr. Ahmet Emre Bilgili’nin ziyaret ettiği Parlak, çalışmalara başlanması talimatını verdi. Üniversite’nin Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanlığı restorasyon projesinin uygulanması için harekete geçti. Restorasyon 7 trilyon liraya mal olacak. Üniversitenin kaynağı olmadığı için restorasyonun maliyetini İstanbul Valiliği üstlenecek. Patrona Halil’in tellaklık yaptığı hamam Kurtarılmayı bekleyen tarihi Beyazıt Hamamı, uzun yıllar ilginç bir isimle hatırlandı. Osmanlı’da Lale Devri’ni sona erdiren ayaklanmanın elebaşısı Arnavut kökenli Patrona Halil, hamamın tellaklarındandı. III. Ahmet döneminde 500 bin nüfuslu İstanbul’da Eyüp, Galata, Üsküdar ve Beyazıt semtlerinde 408 hamamda 2 bin 321 tellak çalışıyordu. 1730’da bir grup tellak devletin kendi başına bırakıldığını, ekonominin kötüye gittiğini öne sürerek Patrona Halil’in önderliğinde ayaklandı. Sokağa dökülen gruba yeniçeriler de katılınca ayaklanma büyüdü. Yeniçeriler saraya yürüyüp III. Ahmet’i tahttan indirdi. 29 gün süren ve çok sayıda kişinin öldüğü ayaklanmanın ardından Birinci Mahmut tahta geçti. İsyanın elebaşısı Patrona Halil’i bir baskınla ortadan kaldıran Birinci Mahmut’un talimatıyla hamamlarda Arnavut kökenli tellakların çalıştırılması yasaklandı. İsa Sezen-Zaman