BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Uykusuzluk başa bela...

Uykusuzluk kişinin hayatına derinden etki eder. Özellikle orta yaşlarda görülen uyku bozukluğunun onlarca çeşidi var. İşte belirtileri ve tedavi yöntemleriyle uykusuzluk...

Abone ol

Tanımlanmış onlarca uyku bozuklğu olmakla birlikte erişkin dönemde en sık görülenleri süreğen uykusuzluk (kronik insomnia), obstrüktif uyku apne sendromu, huzursuz bacak sendromu, uykuda periodik bacak ve kol hareketleri ve narkolepsidir. Çocukluk ve ergenlikte ise bunların yanısıra uyurgezerlik, uykuda kabus bozukluğu ve uyku terörü gibi rahatsızlıklar sık görülür.
OBSTRÜKTİF UYKU APNE SENDROMU

Uyku apnesi olan kişilerin uyku sırasında çok gürültülü horlamaları ve gece boyunca tekrarlayan, en az 10 sn. süreli “nefes alıp vermede durmaları” (apne) olur. Bu nefes durmaları uyku boyunca üst hava yolunun (burundan soluk borusunun sonuna kadar olan bölüm) daralması ya da tamamen kapanmasına bağlı olarak (obstrüktif) havanın akciğerlere geçişinin engellenmesi ile ortaya çıkar. Özellikle aşırı kilo, yapısal olarak uygun olmayan burun, boğaz, ağız ve çene yapısı solunum yolunu daha da dar hale getirir. Bu nefes durmaları sırasında kanda oksijen doygunluğu metabolizma için gerekli olan değerlerin altına düşebilir.

Nelere neden olur?

Nefes durmaları kişinin derin uykudan yüzeyel uykuya geçmesine ya da tamamen uyanmasına neden olduğu için uyku kalitesi bozulur. Bu kişiler kendilerini gün içinde yorgun ve uykulu hissederler. Dikkatlerini toplama ve yaptıkları işe karşı konsantre olma yetenekleri azalır. Daha kolay sinirlenirler. Cinsel istek kaybı görülebilir.

Obstrüktif uyku apne sendromu olan kişiler uzun dönemde başta kalp ve beyin damar hastalıkları (myokard enfarktüsü ve inme gibi), hipertansiyon, kalp yetmezliği, kalp ritm bozuklukları, depresyon gibi rahatsızlıklar açısından atmış risk taşırlar. Uykulu araba kullandıklarında ise trafik kazası yapma olasılıkları çok artar.

Nasıl tanı konulur?

Klinik olarak uzman hekim yakınmalar hakkında kişi ve yakınları ile konuşup muayenesini yaptıktan sonra, obstrüktif uyku apnesinin tanısında kesin teşhis ve hastalığın şiddetinin belirlenmesi amacıyla uyku bozuklukları merkezi ya da laboratuvarında “polisomnografik tetkik” yapılması gerekir. Bu tetkik tüm gece boyunca uyku sırasında beyin aktiviteleri, solunum, horlama, bacak hareketleri, kalp ritmi, yatış pozisyonu gibi parametrelerin kaydedilmesi esasına dayanır. Bu kaydedilen veriler gündüz bilgisayar ortamında uzman hekim tarafından varsa uykuda solunum durmalarının süresi, sıklığı, yatış pozisyonu ile ilişkisi, kanda oksijen doygunluğunda düşme olup olmadığı gibi kriterler açısından değerlendirilerek raporlanır.

Tedavide neler yapılır?

Uyku apnesi tanısı konulduktan sonra şiddetine göre tedavi yaklaşımı belirlenir. Buna göre hastanın öncelikle Kulak-Burun-Boğaz ve Göğüs Hastalıkları uzmanları tarafından değerlendirilmesi gerekir. Apneye yol açabilecek yapısal bir bozukluk varsa öncelikle bunlar cerrahi olarak düzeltilir. Aynı şekilde eşlik eden bir akciğer hastalığının tanısı ve tedavisi hem obstrüktif uyku apne sendromunun uzun dönemde seyrini hem de tedavi yaklaşımlarını belirleyici olur.

Uyku apnesinde tedavisinde en etkili ve kesin tedavi yöntemi CPAP (sürekli pozitif basınçlı hava) dır. Bu tedavi evde kişi uyurken kullanılabilen bir yöntemdir ve basıncı ayarlanabilen küçük bir hava kompresörü aracılığıyla bir maske yardımı ile burundan hava verilir. Bu hava ile ağız içinde oluşan pozitif basınç sayesinde uyku sırasında hava yolunun gevşemesine ve tıkanmasına engel olunur. Bu tedavi ile hem horlama ve solunum durmaları, hem de bunların neden olduğu kısa ve uzun dönemli sorunlar ortadan kalkar. Uyku apne şiddeti hafif olan kişilerde ağız içi cihazlarla etkili tedavi yaklaşımları sağlanabilir.

“HUZURSUZ BACAK SENDROMU” NEDİR?

Toplumda sık olmakla birlikte gerçek sıklığının daha da fazla olduğuna inanılır. Hastaların hekime başvururken bu hastalıktan haberdar olmaları ve hekimlerin de bu rahatsızlğın yaygınlığın farkında olmaları büyük önem taşır.

Huzursuz bacak sendromu olan kişiler genellikle yatağa girip hareketsiz kaldıklarında bacaklarında farkettikleri ancak tam olarak da tarif edemedikleri rahatsız edici hislerden yakınırlar. Bu hisler kişiler tarafından “baldırlarım ağrıyor”, “bacaklarıma derinden birşeyler batıyor”, “yanıyor”, “uyuşuyor”, “bacaklarımla böcekler yürüyor”, “küçük bıçaklar saplanıyor” gibi çok farklı şekillerde tarif edilir. Bu hislerin ortak özelliği istirahat halinde ortaya çıkıp, hareket ile kaybolmalarıdır. Bu nedenle bu hisler sadece yatarken değil gün içinde özellikle uzun süre hareketsiz kalındığında da (televizyon, sinema seyrederken, seyahat sırasında) ortaya çıkar ve kişi bacaklarını hareket ettirme ihtiyacı duyar.

Huzursuz bacak sendromu kalıtsal geçişi olan bir durumdur. % 95 oranında sebebi belirsiz olarak ortaya çıkar, % 5 oranında da demir eksikliği, şeker hastalığı, üremi, vitamin B12 eksikliği, kalsiyum veya magnesium eksikliği, bel fıtığı, bacak varisleri nedeni ile de ortaya çıkabilir.

Bacaklardaki bu hisler nedeni ile sinema, tiyatroya ya da arkadaş ziyaretine gitmek, seyahate çıkmak gibi aktiviteler kısıtlanır. En önemlisi ise gece uyumak için yatağa girildiğinde bu rahatsız edici hislerden dolayı uykuya dalmanın zorlaşmasıdır. Gece içinde uyanıldığında da benzer hisler nedeni ile tekrar uykuya dalmak zorlaşır. Uzun dönemde ise süreğen uykusuzluğa ve buna bağlı yorgunluk, dikkat ve konsantrasyonda azalma ve kişilik değişikliklerine neden olabilir.

Hastalığın tanısı klinik sorgulama ve muayene ile konulur. Gerekli durumlarda laboratuvar tetkikleri ve görüntüleme yöntemleri istenebilir.

UYKUDA PERİODİK BACAK VE KOL HAREKETLERİ
Gece uyku sırasında ortaya çıkan bacaklar ve/veya kollarda tekrarlayıcı, istemsiz hareketler olarak tanımlanır. Bu hareketler nedeni ile kişi derin uykudan yüzeysel uykuya geçer ya da tamamen uyanabilir. Bu hareketler ve uykudan uyanıldığı kişi tarafından genellikle farkedilmez. Gece uykusu kalitesiz ve bölünmüş olarak uyunduğu için uzun dönemde uykusuzluk, yorgunluk, sinirlilik, halsizlik, gündüz artmış uykululuk, kişilik değişiklikleri gibi belirtiler görülür.

Uykuda periodik bacak ve kol hareketleri huzursuz bacak sendromu, obstrüktif uyku apne sendromu gibi diğer uyku bozuklukları ile birlikte görülebilir.

Bu hastalığın tanısında da kişi ve yakınları ile konuşulup muayenesi yapıldıktan sonra kesin tanı için “polisomnografik tetkik” kullanılır. Gece boyunca kayıt alındıktan sonra, uyku sırasında bacaklarda ve/veya kollarda ne sıklıkta hareket olduğu ve bunların uyku yapısını ne şekilde etkilediği incelenir ve raporlanır.

NARKOLEPSİ
Başlıca belirtileri gündüz artmış uykululuk ve karşı konulamayan uyku ataklarıdır. Yeterli bir gece uykusundan sonra bile bu belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtilerden başka yaşanan herhangi bir duygu (gülme, kızma veya korku gibi) sonrasında ortaya çıkabilen ani kas güçsüzlüğü atakları (katapleksi) olabilir ve bu nedenle kişi eğer ayaktaysa yere düşebilir. Eşlik edebilen başka bir belirti de “uyku paralizisi”dir. Uykuya dalma ya da uyanma sırasında oluşan geçici konuşamama veya vücudunu hareket ettirememe durumudur. Bazı kişiler uykuya dalarken ya da uyanırken canlı ve genellikle korkutucu rüya benzeri durumlardan (hipnogojik / hipnopompik hallüsinasyonlar) yakınırlar. Narkolepsinin belirtileri genellikle ergenlik ve erken erişkin dönemde başlar.

Narkolepsinin tanısı için öncelikle klinik değerlendirme, gerekirse laboratuvar ve görüntüleme incelemeleri yapılabilir. Kesin tanı gece yapılacak “polisomnografik tetkik” ve bunu takiben gündüz yapılacak uyku tetkiki ile konulur.

POLİSOMNOGRAFİK TETKİK
“Polisomnografik tetkik” nedir ve nasıl uygulanır ?
Uyku bozukluklarının bir kısmının tanısında kullanılan “polisomnografik tetkik” hastane ortamında ya da taşınabilir cihazlarla ev ortamında uygulanabilir.

Hastanede uyku merkezinde ev ortamınızı aratmayacak konforda, tuvaleti, banyosu ve televizyonu içinde olan bir odada tüm gece uykunuz kaydedilir. Bu gece kaydından birkaç saat öncesinde hastaneye gelmeniz istenir. Bu hem ortama alışmanız, hem de kayıt işlemine hazırlık için gerekir.

Kayıt işlemi için elektrod adını verdiğimiz kabloların ucundaki küçük disk yapılar başınızda ve bacaklarınızda belirli bölgelere yapıştırılır. Solunum işlevlerinizi gözleyebilmek için göğüs ve karın bölgesine kuşak tarzında elastik bandlar bağlanır. Bu işlemlerin hiçbirinde ve hiçbir aşamasında size acı verici bir girişim ya da sizin elektrikle temasınız yoktur. Bu şekilde vücudunuzun birçok yerinden bağlanmışken siz uykunuzda ya da uyanıkken rahatlıkla sağa, sola dönebilir ya da gerekirse tuvalete kalkabilirsiniz.

Tüm gece boyunca uyku tenisyenleri de size çok yakın bir odadan kaydınızı takip eder. Gerektiği zaman onunla konuşabilir, bir isteğiniz ya da sorunuz varsa iletebilirsiniz.

Ev ortamında yapılan tetkikte ise taşınabilir uyku kayıt cihazları kullanılır. Akşam belirli bir saatte uyku teknisyeni gelip gerekli bağlantıları yapıp tetkik için sizi hazırlar. Evde kayıt sisteminde yanınızda bir uyku teknisyeni bulunmaz ama aynı şekilde yatakta rahatlıkla hareket edebilir ya da gereğinde tuvalete kalkabilirsiniz. Tüm gece kaydı evde kayıt ünitesine yapılır ve sabah tekrar uyku teknisyeni gelip bağlantılarınızı çıkartıp, geceyi nasıl geçirdiğinizi öğrenir ve evde kayıt ünitesini uyku merkezine getirir.

İster hastanede, ister evde kaydedilmiş olsun tüm kayıtlar bilgisayar ortamında uyku merkezinde değerlendirilip raporlanır. Bunlar sonucunda bir uyku bozukluğunuz olduğu tespit edilirse tedavi seçenekleriniz hekiminiz tarafından size anlatılır ve sizinle birlikte planlanır.


UYKU ANKETİ

1. Uyku sırasında horladığınız, nefesinizde bir düzensizlik olduğu ya da nefesinizin durduğu söylendi mi?
2. Yemeklerden sonra sıklıkla uyku bastırıyor ve/veya uyuyor musunuz?
3. Araba kullanırken ya da iş yerinde uykunuz geliyor mu?
4. Sabah kalkığınızda dinlenmemiş hissediyor musunuz?
5. Unutkanlık, dikkat ve konsantrasyon eksikliğinden şikayetçi misiniz?
6. Uykuya dalma sorununuz var mı?
7. Gece uykunuzun arasında sık uyanır mısınız?
8. Uykunuz syrasynda bacaklarınızda ve/veya kollarında atmalar olduğu söylendi mi?
9. Uykuya dalarken ya da gece uyandığınızda bacaklarınızda huzursuzluk hissediyor musunuz? Buna bağlı olarak yataktan kalkıp yürüme ihtiyacı duyuyor musunuz?
10. Gün içerisinde karşı koyamadığınız uyku ataklarınız oluyor mu?
11. Gece korkutucu rüyaları sık görür müsünüz?
12. Uykunuz sırasında yürüdüğünüz, konuştuğunuz ya da dişlerinizi gıcırdattığınızı söyleyen oldu mu?

Bu sorulardan herhangi birine yanıtınız “evet” ise uyku bozuklukları merkezine başvurmanızı öneririz.


SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN NELER YAPABİLİRİZ?

Her gün aşağı yukarı aynı saatte kalkmaya çalışın.
Gün içerisindeki saatlerde yeterli ışık alan ortamlarda olmaya çalışın.
Sadece uykunuz geldiğinde yatağınıza gidin.
Eğer gece uykuya dalmakta ya da uykuyu sürdürmekte zorluk çekiyorsanız öğlenden sonraları uyumaktan kaçının.
Kahve, sigara ve alkol gibi maddeleri özelikle akşam saatlerinde kısıtlayın.
Hafta içinde belirli günlerde bir miktar yürüyüş veya diğer spor aktivitelerine zaman ayırmaya çalışın. Bu gevşemenize ve dolayısıyla iyi bir uyku uyumanıza zemin hazırlar.
Yatağa gidiş zamanınızdan en az bir saat önce günlük aktivitelerinizi bitirin (fiziksel ve ruhsal olarak uykuya hazır olun).
Sadece uyumak için kullanılan ısı, ses ve ışık izolasyonu konforlu bir yatak odası ortamı sağlamaya çalışın.

Kaynak: