BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,50
HABER /  GÜNCEL

Uyku sağlığınızın bir aynası

Uyku kalitesi sağlığınızın göstergesi. Psikiyatri hastalıklar, ilaç kullanımı, sigara, çay ve kahve tüketimi gibi nedenlere bağlı olarak uyku sorunları görülebiliyor.

Abone ol

Son zamanlarda nasıl uyuduğunuzu hiç düşündünüz mü? Yanıtınız “bir bebek gibi deliksiz uyudum mu” muolurdu yoksa “sık sık uyandım sabah da yorgun kalktım” mı diyerek yakınır mıydınız? Aslında her iki kişiden birinin yaşamının bir döneminde uyku problemi olduğunu düşünürsek her iki yanıtı da eşit sıklıkta duyabileceğimiz ortada. Yaşadığımız yüzyılın temposundan çoğumuz ” uyku hijyeni” etkileniyor. Uyku bozukluğunu birçok kişi az uymak, ya da uyuyamamak olarak kabul ediliyor. Uyku problemi yaşayanların yüzde 10-20’sinde kronikleşme ortaya çıkıyor. Uyku bozukluğunun temelinde yatan nedenler basitten başlayarak çok daha komplike olanlara kadar geniş bi yelpaze yayılıyor. Çözümlenemeyen gündelik yaşam sorunları, psikiyatrik bozukluklar, yaşlılık ve kullanılan ilaçlar uykusuzlukta etkili oluyor. UYKU BOZUKLUĞU Acıbadem Hastanesi Kadıköy Uyku Bozukluğu Merkezisorumlusu nöroloji uzmanı Dr. Nalan Ertaş, uyku bozukluğunu şöyle tarif ediyor: “Uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve sonlandırmayla ilişkili durumlara bağlı olarak uykunun dinlendirici ve sağlıklı olmamasına, bunu sonucunda gündüz uyanıklık zamanının sağlıksız geçirilmesine neden olan tüm rahatsızlıklara uyku bozukluğu diyebiliriz.Amerikan Uyku Bozuklukları Birliği’nin 1997 yılında yaptığı sınıflandırmaya göre 88 çeşit uyku bozukluklarını uykusuzluk, uyku süresinin uzaması, gündüz uyuklama ve uykuda ortaya çıkan anormal durumlar olarak özetleyebiliriz. UYKUSUZLUK TİPLERİ Uykusuzluk uykuya dalamama, uykunun bölünmesi ya da erken uyanma biçiminde ortaya çıkabiliyor. Uykusuzluğun bir belirti olduğuna işaret eden Dr. Nalan Ertaş, “Uykusuzluk psikiyatrik, tıbbi hastalıklar ya da spesifik uyku bozukluklarıyla birlikte görülsede çoğunlukla psikiyatrik ve psikofizyolojik kökenlidir” diyor ve devan ediyor: “Uyku süresinin azalması sabah kolaylıkla uyanamama ve gündüzleri uyuklama durumudur. Bu hastala, örneğin araç kullanırken, okulda, iş yerinde, sosyal etkinliklerde uyuyakalırlar. Daha uzun süre uyumakla bu yakınmaları düzelmez; sabah yorgun uyanırlar, bir konuya yoğunlaşmakta ve dikkatlerini sürdürmekte zorluk çekerler. Sebepler arasında uyku apneleri, narkolepsi, birçok psikiyatrik, medikal ve nörolojik hastalık, ilaç ya da alkolün kötüye kullanımı sayılabilir. Uykuda ortaya çıkan anormal durumlar arasında, uykuda yürüme, konuşma, kabuslar görme, gece işemesi, diş gıcırdatma, REM uykusunda davranış bozukluğu, periyodik bacak hareketleri, uykuda epileptik nöbetleri görmek mümkün.” UYKU APNESİ Uykuda soluk kesilmesi olarak tarif edilen apne hastalığının görülme sıklığı yüzde 1-10 arasında değişiyor. Uyku-apne erkeklerde kadınlara oranla 10-20 kat daha fazla görülüyor. Dr. Nalan Ertaş, uyku süresinin uzaması ve gündüz uykululuğun en sık nedeni olan uyku-apne hastalığının normal kilosunu üstünde, ileri yaşlarda, üst solunum yollarında problemleri olanlarda, erkeklerde, menapoz sonrası kadınlarda ve ailesel yatkınlığı olanlarda sık görüldüğünü belirterek şunlar söylüyor: “Uyku apnesi kandaki oksijen miktarını azalttığı için beraberinde kalp hastalığı, yüksek tansiyon, cinsel işlev bozukluğu gibi birçok soruna neden olabilir. Uykuda diş gıcırdatma, yürüme, konuşma, kabuslar, gece işemesi gibi uykuda ortaya çıkan anormallikler ergenlik çağındakilerde, ailesel yatkınlığı olanlarda ve psikolojik etkenlere bağlı olarak görülür. Bu yakınmalar seyrek olmayarak uykuda ortaya çıkan epilepsi nöbetleri ile karışır. Çünkü bazı sara tipleri yanlızca uyku sırasında kendini gösterir. Uykuda periyodik bacak hareketleri hastalığı kansızlık, üremi, şeker hastalığı, hormonal düzensizlikler, bel ve boyun fıtıklarında daha sıkı görülüyor.” TANI YÖNTEMLERİ Uyku bozukluğunun birçok farklı tip olduğu için hastanın ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor. “Uykusuzluk problemi olanların bazılarında, uyku süresi uzamış olanların ise büyük çoğunluğunda uyku laboratuvarında polisomnografik inceleme yapmak gerekir” diye konuşan Dr. Nalan Ertaş, “polisomnografi beyin dalgalar (EEG), göz hareketleri (EOG), bacak ve çene kasından EMG, EKG, horlama sesi, ağız-burun, göğüs ve karında solunum hareketleri, kanda oksijen yoğunluğu ve yatış pozisyonu verilerinin en az altı saat süreyle bilgisayar ortamında kaydedilmesinden oluşur. Bu biriktirilen verilerin değerlendirilmesi ile uyku bozukluğunun nedeni aydınlatılır” diyor. TEDAVİDEKİ BAŞARI Tanı konulduktan sonra uyku bozukluğunun türüne göre tedavi planlanıyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklarda tedavi yaklaşımı farklılık gösteriyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklar hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin uygulanması ile düzeltilebiliyor. Dr. Nalan Ertaş uyku bozukluğun tedavisinde çok yönlü yaklaşımın önemine işaret ediyor: “Uyku poliklinikleri kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları ve iç hastalıkları bilim dallarından biri ya da birkaçını ilgilendiren uyku bozukluklarına çok yönlü bir yaklaşımın yapılabildiği yerlerdir. Gerektiğinde hasta bu bilim dallarından birine yönlendirilerek tedavisi sağlanır. Uyku-apne hastalığından uyku polikliniği, kulak burun boğaz bilim dalı ile yakın iletişim içinde çalışır. Polisomnografi sonucuna göre hasta değerlendirerek tedaviye karar verilir. Tedavide geniz, yumuşak damak, dil kökü gibi üst solunum yolları üzerinde bulunan anatomik bozuklukların cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi, ağız içi araçların kullanılması ya da basınlı hava üfleyen maskelerden yararlanılıyor. Uykuda görülen konuşma, yürüme ve anormal davranışların epilepsi nöbetlerinden ayırdedilebilmesi için poligrafik uyku vazgeçilmez bir incelemedir. Epilepsi tanısı konulmuş ama tedaviye iyi yanıt alınmamış hastalarda da uykuda EEG incelemesi yapılması daha iyi bir tanı ve tedavi yaklaşımı sağlar. Parasomniler genellikle iyi huylu durumlardır ve bunlarda seyrek olarak ilaçla tedavi gereklidir.” KAYNAK: www.Acibadem.com.tr