BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Üyelik, Avrupa'nın armağanı değil

Bill Emmott, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin olarak, 'Üyelik Avrupa'nın size bir armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz konusudur'' dedi.

Abone ol

The Economist'in Baş Editörü Bill Emmott, Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine ilişkin olarak, 'Üyelik Avrupa'nın size bir armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz konusudur'' dedi. Emmott, Türk yazılım sektörü şirketlerinden Logo'nun 20. kuruluş yıldönümü nedeniyle, ''Genişleyen Avrupa'da Türkiye'nin Rolü'' konulu bir konferans verdi. Konuşmasında, dünyadaki değişim ve gelişmelere değinen Emmott, 11 Eylül ile dünyanın gidişatının değiştiğini, şu anda oldukça karmaşık bir dönemden geçildiğini söyledi. Buna rağmen dünyanın çok büyük potansiyelleri bulunduğunu vurgulayan Emmott, 2004 yılında dünya ekonomisinin, son 30 yıldaki en hızlı büyümesini gerçekleştirdiğini söyledi. Bill Emmott, gelecekte dünyayı etkileyecek 5 faktör olduğuna işaret ederek, bunları köktenci terör, terör ile savaş politikalarının etkisi, AB'nin bu konular karşısındaki değişimi, dünyadaki büyük güç dengeleri arasındaki dönüşüm ve ekonomide liberal ve açık sistemin ağırlık kazanması olarak sıraladı. Küreselleşme ve serbest ticaretin ivmesiyle global pazarların genişleyeceğini ancak, bölgesel ticari ilişkilerin öneminin de artacağını belirten Emmott, bu ortamda düşük maliyetli rekabetin önem kazanacağını ifade etti. Son zamanlarda Avrupa ile ABD arasında köktenci terörizmin jeopolitik konu olarak görülüp görülmemesi konusunda bir görüş ayrılığı bulunduğunu anlatan Emmott, ''Şu anda bu sistemik bir tehdit değildir. Ancak, böyle bir risk vardır. El Kaide gerçek anlamda dünyayı değişterecek güce sahip değil, fakat devletin kaynaklarını ve olanaklarını ele geçirirse tehdit haline gelebilir'' şeklinde konuştu. Emmott, ayrıca Avrupa'nın dünya politikalarını izleyen bir taraf olarak kalıp kalmayacağına yönelik tartışmaların da ortaya çıktığını kaydederek, ''Avrupa ancak kısmi etki yaratabilir. Ben Avrupa'nın bu konudaki mevcut konumunun değişmeyeceğini ve dünya çapında çok büyük etki yaratmayacağını düşünüyorum. Çünkü tek bir siyasi birlik değildir, çok sayıda ülkenin bir araya geldiği yapıdır'' dedi. Avrupa'nın dünyayı değiştirecek güç dengesi olamayacağını dile getiren Emmott, ''Bu ülkeler Çin ve Hindistan olacaktır. İki devin ekonomik güç olarak ortaya çıkması sonucu dünya ekonomisinde çok büyük değişimler söz konusu olacaktır'' dedi. ''TÜRKİYE DE AB SÜRECİNE DAHİL OLMALIDIR'' Türkiye'nin AB'ye üyelik sürecine işaret eden Emmott, Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıllık zaman diliminde bu sürece dahil olması gerektiğini, Ukrayna'nın da bu oluşumda yer alması gerektiğini söyledi. Emmott, Türkiye'nin AB üyeliğinin hem Türkiye hem de AB açısından büyük kazanımları beraberinde getireceğini vurgulayarak, şöyle konuştu: ''Büyüme potansiyeli, nüfusu ve Avrupa'ya yakınlığı bunu sağlayacak unsurlardandır. Bence Avrupalılar müslüman bir ülkeyi AB'ye üye alma konusunda fazla kafa yoruyor. AB açısından en büyük yararı Türkiye gibi orta gelir düzeyli, genç nüfusu olan, büyüme potansiyeli olan bir ülkenin dahil olmasıdır. Üyelik Avrupa'nın size bir armağanı değildir. Karşılıklı çıkarlar söz konusudur. üyelikle Türkiye'de çok daha büyük yatırım fırsatı doğacak ve ticari potansiyeli artacaktır. Ancak Türkiye ekonomik ve siyasi açıdan daha disiplinli davranmalıdır. Bu disiplin Türkiye'nin yararına olacaktır. Türkiye şimdiye kadar dalgalı bir ekonomik performans gösterdi. Ancak bu disiplin uygulanırsa, Türkiye için olumlu uygulama olacaktır. Ayrıca Türkiye AB sayesinde Çin ve Hindistan gibi büyüyen devler karşısında siyesi bir ses bulma imkanı yakalayacaktır.'' Emmott, Çin'in ekonomik gelişimine de değinerek, ''Çin özellikle kotaların kalkacağı 2005'ten sonra birçok ülkeye korku salıyor. Tekstil ve işgücünün önemli olduğu Türkiye için de büyük bir tehdit. Çin'in başarısı mali krizlerden sonra ayakta kalıp kalmayacağıyla ilgili. Çin henüz böyle bir sınavı vermedi'' diye konuştu.

ani