BIST 9.233
DOLAR 34,46
EURO 36,56
ALTIN 2.925,95
HABER /  GÜNCEL

Uydurulan Atatürk vecizesinin hikayesi

Atatürk'e ait olduğu iddia edilen vecizelerin nasıl uydurulduğuna ilişkin trajikomik bir anıyı Sabah yazarı Emre Aköz yazdı.

Abone ol

İNTERNETHABER.COM- "Deprem önce temelleri sarsar." Bu sözlerin çok yakında Atatürk'ün depremle ilgili veciz uyarısı olarak karşınıza çıkarsa sakın şaşırmayın. 99 depremi sonrası "deprem" konulu bir çalışma hazırlayan mühendislik mezunu bir askerin, komutanın isteğiyle uydurmak zorunda kaldığını biliyor muydunuz?

Bu ilginç detayı Sabah gazetesi yazarı Emre Aköz köşesinde yazdı. Sürprizler bununla sınırlı kalmadı. Örneğin Atatürk'a ait olduğu sanılan polislikle ilgili sözlerin sahibi de dönemin İçişleri Bakanı Şükrü Kaya olduğu ortaya çıktı.

ŞÜKRÜ KAYA NE DİYORDU?

Emniyet Genel Müdürlüğü'nün "Türk Polis Teşkilatı'nın 166'ncı Yılında 166 Belge" adlı bir kitapta yer alan belgelerden biri, Atatürk'e atfedilen sözlerin Şükrü Kaya'ya ait olduğunu ispatlıyor. Aköz, kitapta Kaya'nın 1928 yılında bir törenin ertesi günü polis ve Jandarma yöneticilerine verdiği çay partisinde söylediklerini yazdı:

Atatürk'ün polislikle ilgili sözü
 -Dün sizin hali tavrınızdaki mertlik ve erkeklik yürüyüşünüzdeki intizam ve ciddiyet size olan haklı itimadı kuvvetlendirdi ve herkesi memnun etti. Çünkü herkes biliyor ki ve bilmelidir ki Polis ve Jandarma Kuvvetleri vatandaşlara huzur ve sükun temin eden Cumhuriyetin kanunlarına ve medeniyet düşmanlarına karşı kullandığı bir kalkandır. Binaenaleyh Cumhuriyetin kanunlarına ve memleketin huzur ve asayişine karşı gelebilecek ve vatandaşların hürriyetine tecavüz edebilecek her şeririn kafası behemahal bu kalkana çarpmalı ve parçalanmalıdır.

"Dün sizin hali tavrınızdaki mertlik ve erkeklik, yürüyüşünüzdeki intizam ve ciddiyet, size olan haklı itimadı kuvvetlendirdi ve herkesi memnun etti. "Çünkü herkes biliyor ki ve bilmelidir ki, polis ve jandarma kuvvetleri vatandaşlara huzur ve sükûn temin eden Cumhuriyet'in kanunlarına ve medeniyet düşmanlarına karşı kullandığı bir kalkandır. "Binaenaleyh Cumhuriyet'in kanunlarına ve memleketin huzur ve asayişine karşı gelebilecek ve vatandaşların hürriyetine tecavüz edebilecek her şeririn kafası behemehal bu kalkana çarpmalı ve parçalanmalıdır."

AİT OLMAYAN SÖZLER SIRALANDI

İşte bu konuşmanın mertlik ve erkeklikten söz eden başlangıç bölümünün bir süre sonra Atatürk'e mal edildiğini yazan Aköz, daha sonra Atatürk'e ait olmadığını söylediği özlü sözlere yer verdi:

Emniyet ve Jandarmayla ilgili hamasi laflar etmek gerektiğinde, nutukçular, "Ulu önder Atatürk'ün dediği gibi..." diye başlayan cümlelere o lafı takıyor.
Bu gerçeği öğrenmek beni çok mutlu etti.
Aslında Atatürk'e ait olmayan malum özlü sözlere taktığımı bilirsiniz. Şimdilik elimde şunlar var:

1) "Sağlam kafa, sağlam vücutta bulur" sözü Atatürk'ün değildir. (Bunun hangi kanalla Atatürk'e yapıştırıldığını buldum.)
2) "İstikbal göklerdedir" sözü Atatürk'ün değildir. (Bir süre sonra bu konuda daha uzun yazacağım.)
3) "Mevzubahis vatansa, gerisi teferruattır" lafı şu anda Balyoz Davası'ndan yargılanmakta olan Çetin Doğan ve şürekâsının uydurmasıdır.
4) "Türk şoförü en asil duygunun insanıdır" elbette Atatürk'ün değil.

DEPREM ÖNCE TEMELLERİ SARSAR

Aköz en bomba haberi ise yazısının sonuna sakladı. Atatürk'ün nasıl istismar edildiğine ilişkin belki de en çarpıcı örnek aslında. 1999 depremiyle ilgili bir erin anlattığı inanılmaz sözleri Aköz, böyle anlatıyor:

Peki bunlar kime ait?

İşte bu gelişme sonrası akıllarda Atatürk'ün polislikle ilgili diğer sözlerinin ona ait olup olmadığını gündeme getirdi. İşte o sözler:

-Polis asker kadar disiplinli hukukçu kadar hukuk adamı bir anne kadar şefkatli olmalıdır.
-Polis kanun adamıdır. Ona her zaman saygı göstermeli ve itaat edilmelidir.
-Polise karışılmaz vazifesini yaparken serbest bırakılmalıdır.
-Herkesin polisi kendi vicdanıdır fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır.

"1999 depreminden sonra, mühendislik mezunu bir ere, "Deprem" konulu bir kitapçık hazırlatmışlar: Deprem nasıl oluşur? Hangi tedbirleri almalıyız? Sarsıntı başladığında neler yapmalıyız?
Arkadaş bütün bu soruların cevabını gayet anlaşılır bir şekilde anlatan metni hazırlayıp komutana sunmuş.
Komutan kitapçığı incelemiş. "Tebrik ederim evladım, çok güzel bir iş çıkarmışsın" demiş.
Bizimki tam gururlanacakken, "Ama çok önemli bir eksiği var bunun" demez mi?
Nedir? "Metnin başına Atatürk'ten bir söz koymalısın" demiş komutan...
Hayda! Bizimkini almış bir düşünce. Atatürk'ün deprem temalı bir sözünü hiç duymamış.
Olsa dahi o şartlarda araması, bulması mümkün değil. Ne yapmalı?
Düşünmüş taşınmış bizim mühendis... "Deprem önce temelleri sarsar" diye "veciz" bir laf uydurmuş.
Altına da imzayı çakmış: "M.K.Atatürk".
Komutan kitapçığın yeni halini gördüğünde, "Hah, aferin, bak işte şimdi oldu" demiş.
Herkes mutlu olmuş!"