Fırat Sezer'in öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan üvey anneannenin ifadesinde, çocuğu kafasına çekiçle vurarak öldürdüğünü söylediği öğrenildi
Abone olSultangazi'de boş arazide parçalanmış cesedi bulunan 9 yaşındaki Fırat Sezer'in öldürülmesine ilişkin gözaltına alınan üvey anneannenin ifadesinde, çocuğu kafasına çekiçle vurarak öldürdüğünü söylediği öğrenildi
Alınan bilgiye göre, Fırat Sezer'in öldürülmesine ilişkin olarak gözaltına alınan üvey anneanne Viyola O, ifadesinde, Gürcistan'daki evini satarak olayın yaşandığı evi satın aldığını, evin kızının eşi Necmi Sezer'in üzerine olduğunu anlattı. Viyola O, sürekli şımarıklıklar yapan Fırat Sezer'den mahallelinin de şikayetçi olduğunu, babasının da bu nedenle dışarıya çıkmasını istemediğini, evde bu konuda huzursuzluklar yaşandığını söyledi.
Olay günü de Fırat Sezer ile kızının tartıştığını, bunun üzerine ''Sen beni öldürmeden ben seni öldüreceğim'' dediğini anlatan Viyola O, ifadesinde, mutfaktan çekici alarak odaya geri döndüğünde, çekyatta yatan ve arkası dönük olan çocuğun kafasına 3 kez vurduğunu, bunun üzerine sesi kesilen çocuğu banyoya götürdüğünü, burada da göğsünden bıçakladığını ve cesedini parçaladığını belirtti.
Konuya ilişkin olarak gözaltına alınan üvey anne Ekaterine O'nun Tiflis Teknik Üniversitesi Klasik Müzik Fakültesi mezunu olduğu ifade edildi.
Ekaterine O'nun da ifadesinde, Türkiye'ye geldikten sonra çocuk bakıcılığı yaptığını, Zeytinburnu'nda bir lokantada çalışırken Necmi Sezer ile tanışarak beraber yaşamaya başladığını, daha önce dedesinin yanında kalan Fırat Sezer'in de kendisinin isteğiyle birlikte yaşadıkları eve getirildiğini anlattığı bildirildi.
Buna göre, Fırat Sezer'in evde durmak istemediğini, bu nedenle zaman zaman tartıştıklarını anlatan Ekaterine O, nüfus cüzdanını 27 Eylül 2010 tarihinde çıkarttıkları çocuğu okula kaydettiremediklerini anlattı. Annesinin çocukla arasının iyi olmadığını ifade eden Ekaterine O, bu nedenle eşinin hem annesi hem de kendisi ile küs olduğunu belirtti.
Ekaterine O, olay günü de dışarıya çıkmak isteyen çocuğun, kirli giysilerini giymeye çalıştığını, bu konuda aralarında tartışma yaşandığını ifade etti. Bunun üzerine çocuğun mutfaktan bıçak aldığını, bunun gören annesinin de bıçağı elinden aldığı çocuğu göğsünden bıçakladığını anlattı.
Ekaterine O, bunun üzerine kendisinin dışarıya çıktığını, yarım saat sonra döndüğünde cesedin bebek arabasında olduğunu anladığını, annesine arabayı aşağıya indirirken yardım ettiğini, eşinin Fırat'ı sorması üzerine dışarıya çıktığını ve kan lekesinin çıkması için halıyı yıkamaya çalıştığını söyledi.
Şüpheli Ekaterine O, Asayiş Şube Müdürlüğünden adliyeye sevk edildiği sırada basın mensuplarına ''Bir şey bilmiyorum, ben öldürmedim'' dedi.
FIRAT'IN BABASI KONUŞTU!
İstanbul Sultangazi'de 66 yaşındaki Gürcistan uyruklu üvey anneanne Viyola Oçhire ve üvey anne Ekatarina Oçhire tarafından öldürüldükten sonra başı ve iki kolu kesilerek cesedi 4 parçaya ayrılan 9 yaşındaki Fırat Sezer'in babası Necmi Sezer, öfke kustu.
İkisi resmi nikahlı biri imam nikahlı 3 evlilik yapan her bir evliliğinden bir çocuğu bulunan lokantacı baba Sezer, korkunç olayı polisten öğrendiğini, çocuğunun bu kadar şiddet gördüğünden haberi olmadığını söyledi. Sezer, 1.5 yaşındaki oğlu Talha'nın annesi olan Ekatarine Oçhire'den şikayetçi olduğunu belirterek, "Bu kadar şiddet gördüğünden haberim yoktu. Bir iki defa olmuştu ama bu kadarından haberim yoktu. Gerekirse cezasını kendimiz vereceğiz" dedi.
MAHALLE SAKİNLERİ : "DEVLETİN İHMALİ VAR"
Fırat'ın ölümüne mahalle sakinleri ile apartman komşuları ise isyan etti. Babanın yalan söylediğini çocuğun şiddet gördüğünden haberi olduğunu söyleyen apartman sakinleri daha önce Fırat'ın dayak yediğini polise ve mahalle muhtarına bildirdiklerini ileri sürdü.
Reyhan Çiçek(33): "Babası sahip çıkmadı, birçok kez uyardık, 'çocuğunu dövüyorlar işkence ediyorlar' dedik ama kulak asmadı. Babasının imhalı var."
Türkan Yiğit (36): "Bir keresinde çocuğunu döverken şahit olduk, biz kurtardık, evimize aldık bilgisayarın başında oturtturduk, okula göndermiyorlardı. Resmen işkence yapıyorlardı. Mahalle muhtarına da söyledik."
Nuray Sucu (42): "Çocuğa yemek verirdik. Ama gördüklerinde bize de kızıyorlardı. Bazen sırtında morluklar görürdük."
Hacer Teyfur (46) : "Çocuğuma 'beni öldürecekler bu kadınlar' demiş. Bir işim gereği emniyete gitmiştim, konuyu onlara anlattım 20 gün önce. Ancak ilgilenmediler. Göz göre göre ölüme gitti."
Bakkal Mehmet Sayın(44): " Çocuğa yüreğimiz dayanmadı, bir keresinde akşam saatleriydi yemek yedirdim sonra evine gitmesini söyledim ama gitmeye korkuyordu, polisi aradım, geldiler ama bir şey yapmadılar. Devletin ihmali var."
Fırat'ın arkadaşı Seyit Ahmet Atabey: "Birlikte top oynardık, onu çok seviyordum, bazen bize gelirdi beraber yer, bilgisayarımda oyun oynardık: Sırtında morluklar görürdüm, annesi döverdi onu"
Annelerden biri: “Geçen yıl biz bu çocuğu okula götürüp yazdıralım dedik, babası kimliği yoktur dedi. O kadar şikayet ettik polisler geldi hiçbir şey yapmadan gittiler. Bu çocuğun kimliği yoksa bu devlet ona sahip çıkmayacak mı yani? Şimdi kameralar burada diye hepsi geliyor, poz poz resim çektiriyor, çektirmesinler.
ÖZ ANNESİNİN YÜREĞİ BU ACIYA DAYANAMADI
Üvey annesinin söz dinlemediği gerekçesi ile vahşice öldürüp parçalara ayırdığı 9 yaşındaki Fırat Sezer'in öz annesi Meryem Gül Gaziantep'te hastaneye kaldırıldı
Şanlıurfalı Necmi Sezer ile İstanbul'da 4 yıl nikahsız birlikte yaşayan Meryem Gül, sürekli dayak yiyince ayrılarak baba ocağı Gaziantep'e döndü. Bu birliktelikten dünyaya gelen çocukları Fırat Sezer, üvey annesinin elinde büyürken 5 yıl boyunca öz annesi Meryem Gül'e gösterilmedi.
Çocuğunun vahşete kurban gittiğini televizyondan öğrenen acılı anne Gül'ün tek isteği parçalar halinde bile olsa oğlunun cesedini görebilmek. Gül Ailesi çocuğun cenazesini Gaziantep'e getirip toprağa vermek isterken, cenazenin baba tarafından teslim alındığını ve Şanlıurfa'da toprağa verilmek üzere hazırlık yapıldığı öğrenildi. Bu gelişme üzerine Gaziantepli Gül Ailesi'nin savcılığa başvurarak Fırat'ın Gaziantep'te toprağa verilmesini isteyecek.
31 yaşındaki anne Meryem Gül, "Eski eşimle 4 yıl birlikte yaşadık. İmam nikahlıydık ayrıldık. 5 yıldır bana çocuğumu göstermiyor. Sürekli benden çocuğumu kaçırıyordu. Telefonda bile görüştürmüyordu. Çocuğuma ulaşmayım diye telefon hatlarını sürekli değiştiriyordu. Ben çocuğumun kokusunu bile alamıyordum. Çocuğumun kokusunu bile alamadan gitti benim yavrum, göstermedi bana. Bu acı çok zor" dedi.
BU NASIL BİR BABA?
Çocuğunu ölümünden sorumlu kişilerden şikayetçi olduğunu söyleyen anne Meryem Gül tepkisini şöyle sürdürdü:
"Çocuğumu kim öldürdüyse o cezasını çeksin. Baba da bu işte ihmalkar ve çocuğumun ölümünde parmağı olduğunu düşünüyorum. Çocuğumun dirisini vermediler cesedini bana versinler. Bu vahşeti insan yapmaz. Sen kurban mı kesiyorsun? Bana oğlumun cesedini yeter ki versinler. 10 parça olsun yeter ki göreyim. Benim bir çocuğum daha öldü 9 aylıkken bakımsızlık ve hastalıktan. Kimseye söylemezdim derdimi. Nasıl bir baba bu anlamıyorum. Oğlumun ölüsünü vermem. Onların yürekleri yanmaz bizim yüreğimiz yanar."
EŞİM BENİ SÜREKLİ DÖVERDİ
Acılı anne Meryem Gül, 4 yıl birlikte yaşadıkları süre içerisinde Necmi Sezer'in kendisine şiddet uygulayıp sokaklarda dövdüğünü öne sürerek, "Evimize bakmazdı. Komşuların verdiği ekmekle geçinirdik. Beni sürekli ölümle tehdit ederdi. Üstüme kuma getirirdi. Eve hayat kadınları getirirdi. Bu nedenle kendisinden ayrıldım. Çocuklarımı büyütmesinde benim ailem destekledi" diye konuştu.
TORUMUNUN ÖLÜM HABERİNİ TELEVİZYONDAN DUYDUK
Dede Süleyman Gül ise, torununu sürekli yanlarında kalması için babasından istediğini ancak kabul ettiremediğini belirterek şunları söyledi:
"Bizden sürekli kaçırdı. Son olarak yaklaşık 2 ay önce görüştük. İstanbul'dan memleketi Şanlıurfa'ya gideceğini ve çocuğu Gaziantep'e getireceğini söyledi. Ondan sonra da bir daha aramadı. Biz Kayseri'deki çocuklara üzülürken, televizyonda torunumuzun öldürüldüğünü duyduk. Allah kimseye böyle bir acı göstermesin. Şok olduk. Hala şoktayız. Çocuğumuzun ölümünde kimin ihmali varsa kim suçluysa cezasını çeksin."
ANNE EVLENDİ, FIRAT'I İSE BABASI İSTANBUL'A GÖTÜRDÜ
Meryem Gül'ün eşinden boşandıktan sonra bir yıl yanında oğlu Fırat olduğu halde Şanlıurfa'da yaşadığı, eşi Necmi Sezer'in Gürcü kadın ile evlenmesinin ardından kendisinin de evlenerek Yozgat'a gittiği öğrenildi. Annenin evlenmesi nedeniyle de babanın oğlunu alarak İstanbul'a götürdüğü, Anne Meryem Gül'ün oğlunun öldürüldüğü haberini alınca babasının evine geldiği de belirtildi.
İCLAL AYDIN KÖŞESİNDE BU OLAYA ŞU SÖZLERE YER VERDİ
Resmi nikah olmayan iki beraberlikten sonra bir resmi evlilik, sosyal hizmetlere verilen iki çocuk, şikayetlere çaresiz kalan resmi makamlar... Kahveye giden ve olanlara pek de aldırmayan bir baba.
Dokuz yaşında, kimliksiz, bir pide salonunda çalışarak karnını doyuran, karanlık ve soğuğa rağmen evine girmeyip babasının gelmesini bekleyen, penceresiz bir banyonun ıslak zemininde beş gün yatırılan, “annem beni öldürecekmiş” diyerek yardım isteyen Fırat başı doğru düzgün okşanmadan, kucaklanmadan, para biriktirip öz annesini aramaya çıkamadan öldü...
Bir çocuk... Küçük işte. Çocuk... Kızım geldi şimdi. “Neden ağlıyorsun anne” dedi. Nasıl yanıt vereyim...