BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46

Utanın, utanın!

Sayesinde siyasetin nimetlerinden yararlandığınız lideriniz bir yandan Avrupa'nın, diğer yandan içerideki hainlerin hedefi olurken size düşen bir görev yok mu?

Allah'ın ve tarihin huzurunda söz verdik. Adına diyar dediğimiz bu topraklarda bundan böyle hiç kimse operasyon yapamayacak. Yapmaya çalışanların üzerine gazap olup yağacağız diye yeminler ettik.

Bayrağımızı, vatanımızı ve toprağımızı canımızdan aziz bildik.

"Karşımızda oturup, mukaddes vatanımızın başımıza yıkılışını izlemenize asla izin vermeyeceğiz" dedik.

"Bir daha liderlerimizi komplolara, desiselere, yalanlara ve sırların içindeki sırlara kanarak terketmeyeceğiz" dedik.

"Size bir Abdülhamid, bir Menderes, bir Özal, bir Erbakan, bir Muhsin Yazıcıoğlu daha vermeyeceğiz" dedik.

"Erdoğan diğerleri gibi kolay bir şekilde ölmeyecek veya tuzağa düşmeyecek. Onun yolu kendisinden öncekilerin yolundan daha tehlikesiz değil ama o yolu yalnız yürümesine asla izin vermeyeceğiz" dedik.

"Onun Başbakan ve Cumhurbaşkanı olmasına yardım ettik, Başbakan ve Cumhurbaşkanı kalmasına da yardım edeceğiz" dedik.

Ya beraber yürüyüp aydınlık yarınlara çıkacağız, ya da bunun için savaşırken can vereceğiz dedik.

Ona verdiğimiz oyu namusumuz bildik, namusumuzu korumak için Erdoğan'a kanlı bir ders vermeye çalışanların karşısına dikildik.
Kapımız şiddetle çalındığında, "Saklanma vakti geldi" diyenlerden olmadık. Terör ve darbe isimli fırtınaların yolundan çekilmeye çalışmadık.

Direndik...

Bir yandan "Biz ağaçları koruyoruz" diye şov yapıp, diğer yandan ülkeyi yangın yerine çevirmeye çalışan şehir iblislerine direndik.

Bir yandan, "Barış istiyoruz" derken, diğer yandan terör estirenlere, dağda yediğini şehirlerde kusan teröristlere direndik.

Bir yandan terör örgütlerine destek verip, diğer yandan "Ülkeyi terörden koruyamayanlar istifa etsin" diyen hainlere direndik.

Bir yandan "Biz cemaatiz" derken, diğer yandan ülkeyi sinsice ele geçirmeye çalışan devrin Hassan Sabbah'ına ve onun haşhaşi ordusuna direndik.

Onları maşa gibi kullanan baronlara direndik.

Avrupa Birliği'ne, Amerika'ya, İtalya'ya, Fransa'ya, Almanya'ya, Belçika'ya, Avusturya'ya, Belçika'ya, İsviçre'ye ve daha nicelerine direndik...

Ve en önemlisi...

Bizimle bir olup bu hainler ordusuna karşı savaşması gerekirken, hainlerle bir olup bize karşı savaşan, bunu yaparken de kendisine "Vatansever" diyen vatansızlara direndik.

Doğru fiyat teklif edildiğinde ülkesini gözünü kırpmadan satabilecek sözümona gazetecilere, yazarlara direndik.

Direnirken, içimizdeden bazılarının cansız bedenini upuzun bir kan izinin ucunda yatarken gördük.

Tank paletlerinin altında lime lime olmuş, ama sanki bizden saklanan bir şeyleri görüyormuşçasına gülümseyen suratlar gördük.

Uzun lafın kısası, ölümlere ve zulümlere direne direne bu günlere geldik.

Ve fakat...

Dehşeti yaşadığımız o günlerde içimizde olup yanımızda olmayan sizler, ortalıkta yoktunuz.

Teneşirdeki ölüden farkınız yoktu.

Erdoğan'ın düşeceğine inandığınız için ağzınızı sessizlikle mühürlediniz. Milletin size verdiği emanete ihanet ettiniz.

Tıpkı bugün yaptığınız gibi...

Sözüm sizedir ey AK Parti'nin içindeki canlı cenazeler!

Farkedilmediğinizi mi düşünüyorsunuz?

Kahrolası sosyal medya hesaplarınızdan, "Falanca açılışa katıldık, filancanın evini ziyaret ettik" demekten başka yapacağınız bir şey yok mu?

Sayesinde siyasetin nimetlerinden yararlandığınız lideriniz bir yandan Avrupa'nın, diğer yandan içerideki hainlerin hedefi olurken size düşen bir görev yok mu?

Erdoğan'ın, "Bu mücadeleyi verirken arkadaşlarımdan gerekli desteği görmedim" dediği sizlersiniz, sizler...

Yaşadığımız şunca acının, atlattığımız bunca tehlikenin sizi ilgilendiren bir tarafı yok mu?

Koruduğunuz Fetöcü ahbaplarınız kadar korunmayı haketmiyor mu yoksa? "Diktatör" diyenlere verecek bir cevabınız yok mu?

Avrupa Birliği'ne söyleyecek bir sözünüz, terörist affeden Almanya'ya yöneltecek bir kınamanız yok mu?

Bu millet artık herşeyi görüyor.

Kör bir adamın yıllar sonra etrafındaki herşeyi görmesi gibi görüyor hem de...

İnlerine girilmesine rağmen tehditler savuran Fetö teröristleri kadar olamadınız.

Hapse girmelerine rağmen PKK'yı savunmaktan vazgeçmeyen HDP'liler kadar yüreğiniz yok.

Oylarının dondurma gibi eridiğini görmesine rağmen HDP görünümlü PKK'lılara destek vermekten geri durmayan Kılıçdaroğlu kadar bile cesaretiniz yok.

Bir twit atamayacak kadar ödleksiniz.

Hedef olmamak için davet edildiğiniz televizyonlardaki tartışma programlarına çıkmayacak kadar korkaksınız.

Solcu gazetecilerin karşısına oturduğunuzda, "Gitse de biz de kurtulsak" diye kötülediğiniz Erdoğan'ın karşısına geçtiğinizde elini eteğini öpmeye çalışacak kadar riyakarsınız.

Utanın...

Sizin yapamadığınızı yaparken canından olan şehitlerden, kolunu bacağını kaybetmiş gazilerden utanın.

15 Temmuz'dan bu yana "Acaba yeni bir darbe girişimi olur mu?" endişesiyle uyuyamayan milletten utanın.

"Partimden önce vatanım gelir" diyen Devlet Bahçeli'den utanın...

Tabi utanacak yüzünüz varsa...