Çocukların cinsel istismarıyla ilgili araştırmada, istismarcıların yüzde 25.9’unun aileden olduğu ortaya çıktı. İstismarcıların çoğu istismarın gizli kalması için çocukları korkuttu.
Abone olBiruni Üniversitesi’nden Prof. Dr Aliye Mavili ile Alanya Sosyal Hizmet Merkezi Müdürlüğü’nden Özkan Bilgin, Samsun ve Ordu’daki üç çocuk destek merkezinde, 9-17 yaş aralığındaki 54 mağdur kız çocuğunun ruhsal durumunu mercek altına aldı. ‘Kurum Bakımındaki Cinsel İstismar Mağduru Çocuklara İlişkin Bir Araştırma’ başlıklı çalışmada istismar mağduru çocuklar üzerinden genel tablo çizildi. Araştırmada yüzde 57.4’lük oran ile en fazla 16-17 yaş grubu yer aldı.
AİLE İLİŞKİLERİ NASIL?: Mağdur çocukların yüzde 38.9’unun ailesiyle sağlıklı bir sosyal ilişkisinin olduğu, yüzde 50’sinin ailesiyle nadiren görüştüğü, yüzde 3.7’sinin ise ailesiyle görüşmediği ortaya çıktı.
RUHSAL DURUMLARI NASIL?: Araştırmaya göre cinsel istismar mağduru çocukların yüzde 63’ünün bir veya birkaç ruhsal bozukluğu olduğu, yüzde 16.7’sinin travma sonrası stres bozukluğu, yüzde 14.8’inin davranım bozukluğu, yüzde 44.4’ünün depresyon/depresif bozukluk, yüzde 5.6’sının da madde kullanım bozukluğu tanısı aldığı anlaşıldı.
YÜZDE 25.9'U AİLE İÇİNDEN: İstismarcıların yüzde 25.9’unun aile içinden biri, yüzde 11.1’inin akraba veya yakın, yüzde 31.5’inin tanıdık, yüzde 44.4’ünün ise tanınmayan kişiler olduğu belirlendi.
ÇOCUKLARIN GÜVENDİĞİ KİŞİLER: Çocukların yüzde 59.3’ü istismarcının sevdiği veya güvendiği birisi olduğunu, yüzde 20.4’ü istismarı kabul etmemesi durumunda istismarcının sevgi ve arkadaşlığını geri çektiğini, yüzde 48.1’i istismarcının istismarı sır olarak saklatmaya uğraştığını, yüzde 57.4’ü istismarın gizli kalması için istismarcı tarafından korkutulduğunu, yüzde 18.5’i istismarı uygulayabilmek ve ikna edebilmek için istismarcının kendisine hediye, para gibi şeyler verdiğini, yüzde 20.4’ü istismarcının istismar sürecinde kendini bazı davranışlar sergilemeye yönlendirdiğini söyledi.
YÜZDE 44'Ü ORTAYA ÇIKILOR: Araştırmaya göre, cinsel istismarın ortaya çıkması yüzde 44.4 kendi bildirimiyle, yüzde 14.8 ailesinin bildirimiyle, yüzde 9.3 okul tarafından yapılan bildirimle, yüzde 13 akraba/tanıdık veya arkadaşları tarafından yapılan bildirimle, 14.8 ise sağlık kuruluşları tarafından yapılan bildirimle ortaya çıktı.
İSTİSMARA UĞRAYAN ÇOCUKLAR NE HİSSEDİYOR?: Cinsel istismarı anlatmak durumunda kalan çocukların yüzde 42.6’sı utandığını, yüzde 27.8’i pişmanlık hissettiğini, yüzde 18.5’i öfkelendiğini, yüzde 18.5’i kızgınlık duyduğunu, yüzde 18.5’i korktuğunu, yüzde 14.8’i kendisini kötü hissettiğini, yüzde 13’ü bir şey hissetmediğini, yüzde 7.4’ü nefret, suçluluk ve endişe içinde olduğunu belirtti.
İSTİSMARI ENGELLEYECEK İLK KİŞİ: Mağdur çocukların yüzde 40.7’sine göre cinsel istismarı engelleyebilecek ilk kişi anne, yüzde 25.9’una göre ise istismarı engelleyecek kişi baba.
ÇOCUĞA DEFALARCA ANLATTIRMAYIN!
Araştırmada şu öneriler yer aldı:
- Cinsel istismar çocuğa tekrar tekrar anlattırılarak travma yaratılmamalı. Çocuğun soruşturma aşamasında istismar tekrarından korunması kolluk ifadesi, savcılık ifadesi, sağlık ve adli tıp muayenesini tek bir merkezde toplayan çocuk koruma ve izleme merkezleriyle mümkün olabilmektedir.
- İstismarcı ile duruşmada karşı karşıya gelip istismarı anlatmak zorunda bırakılan çocuklar, yaşadığı travmanın ardından aynı travma ile yüzleşmektedir. Bu durum, istismar mağduru çocuğun korku-kaygı krizleri yaşamasına neden olmaktadır.
- Çocuk izleme merkezleri ve adli görüşme odaları yaygınlaşıncaya kadar, emniyet ve savcılıkta uzman personel bulundurulmalı.
- Soruşturma süreci tek elden yürütülmeli, çocuk, ifadesi ikinci kez alınarak tekrar travma yaratan uyarıcılara maruz bırakılmamalıdır.
- İfadesi sırasında çocuğun yanında sosyal hizmet uzmanı ve psikolog bulundurulmalı, ifade sadece bir defa uygun bir ortamda alınmalı.